Anasayfa /  Sağlık

Mide küçültme ameliyatı riskleri nelerdir? Mide küçültme ameliyat sonrası nasıl beslenmeli?

Hazır ve işlenmiş gıdalar ve fastfood beslenmeni yaygınlaşması ile obezite oranındaki artış mide küçültme ameliyatına ilgiyi de giderek artırıyor. Kilo sorunlarını pratik ve hızlı bir şekilde çözeceğini düşünerek mide küçültme ameliyatına yönelmeleri pek doğru bir yöntem değil. Peki Cerrahi operasyondan medet ummadan önce hangi yöntemleri denemeli, neleri göze almalıyız? Mide küçültme ameliyatı ile ilgili bilinmesi gerekenler haberimizde

Abone ol
Abone ol 05 Nisan 2019 03:50

Hazır ve işlenmiş gıdalar ve fastfood beslenmeni yaygınlaşması ile obezite oranındaki artış mide küçültme ameliyatına ilgiyi de giderek artırıyor.

Fakat mide küçültme ameliyatı olanların pratik ve hızlı bir şekilde kilo sorunlarını çözeceğini düşünerek bu ameliyatlara yönelmek aslında hiç de doğru değil. Çünkü ameliyat süreci kadar sonrasında takip edilecek yaşam şekli ve atılacak adımların da önemi büyük.

Fast food tipi beslenme, hareketsiz yaşam gibi beslenme alışkanlıklarında yıllar içinde yaşanan birçok değişim obezitenin artmasına zemin hazırladı. Mide küçültme ameliyatları bu noktada devreye girerek pek çok kişiye umut ışığı oldu.

Fakat bu noktada bu ameliyatlardan medet ummadan önce bazı soruları sormak gerekiyor. Mide küçültme ameliyatı riskleri neler, bunların ne kadar bilincindeyiz? Her kilolu birey bu operasyonu olabilir mi? Mide küçültme ameliyatını bir çözüm olarak görmeden önce neler denenmeli? 



Mide küçültme ameliyatı kaç kiloya yapılır? 

Öncelikle çok temel, fakat sık sık göz ardı edilen bir noktayı belirtelim:

Şişmanlık ve obezitenin tanımları birbirinden kesinlikle farklı. Obezite bireyin kilo fazlalığının olmasından çok daha ciddi ve ileri boyutta bir sağlık sorunu.

Aslında mide küçültme ameliyatı sadece kilo bilgisiyle karar verilebilecek bir ameliyat değil. Burada beden kitle indeksi kıstas alınıyor. Beden kitle indeksi 30-35 arasında olanlar obez, 35 üstünde olanlar ise aşırı obez olarak tanımlanıyor.

Yasal olarak mide küçültme ameliyatı olabilmek için ise beden kitle indeksinizin 40’ın üzerinde olması gerekiyor. Yasal olmamasına rağmen daha düşük beden kitle indeksli bireylere bu ameliyatı yapan pek çok işletme bulunuyor. Ancak bu işletmelerden kesinlikle uzak durulmalı, ameliyat her zaman son seçenek olarak düşünülmeli. 

Mide küçültme ameliyatı sonrası ve öncesi  



Mide küçültme ameliyatına başvurmadan önce bir diyetisyen yardımıyla kişiye özel bir diyet ve egzersiz programının takip edilmesi gerekiyor. Bu noktada sağlıklı ve dengeli beslenerek, vücudu aç bırakmadan, fast food gibi besleyici değeri olmayan, çabuk acıktıran ve zararlı yiyecekleri içermeyen bir diyet sabırla uygulanarak kilo kaybı hedeflenmeli.

Çoğu kişinin sandığının aksine, mide küçültme ameliyatı sonrası da kimileri için oldukça zorlayıcı ve sabır gerektiren bir süreç. Bu yüzden cerrahi müdahaleye karar vermeden önce sadece ameliyat değil, ameliyat sonrasında yapılması gerekenler hakkında da bilgi sahibi olunması büyük önem taşıyor.

Mide küçültme ameliyatından sonraki süreç de oldukça katı diyet kurallarını barındırıyor. Bu süreçte genellikle katı ve sıvı gıdalar bir arada tüketilemiyor, asitli içecekler içilemiyor. Yine operasyon sonrasında ömür boyu kullanılması gereken bazı vitamin ve mineraller bulunuyor. Ameliyat öncesinde ve sonrasında imkanı olanların bir psikolog ve diyetisyenden destek alması da oldukça yerinde olur.



Mide küçültme ameliyatı riskleri 

Yukarıda da belirttiğimiz gibi, ameliyatla birlikte gelişebilecek yan etkiler ve ameliyat sonrasında yapılması gereken zorunlu yaşam tarzı değişiklikleri gözetilmeden cerrahi operasyona karar verilmemeli. Emboli atımı sonucu damarlarda tıkanıklık, bacaklarda pıhtı oluşumu ve kalsiyum yetersizliğine bağlı oluşabilecek ağrılar bu süreçte yaşanması ihtimal dahilinde olan bazı sağlık sorunları.

Her cerrahi operasyonda olduğu gibi burada da kesi nedeniyle gelişebilecek enfeksiyonlarla karşılaşmak ne yazık ki mümkün. Midede oluşabilecek sızıntı da mide küçültme ameliyatının riskleri arasında yer alıyor. Bu sızıntılar çoğu zaman antibiyotikler yoluyla tedavi edilebilse de kimi zaman yeni bir operasyona da ihtiyaç duyulabiliyor.

Operasyonun ardından vücudun ihtiyacı olan besin öğeleri yeterli miktarda alınmadığında kemik ağrıları, dişlerde kayıplar, ciltte kuruluk, aşırı yorgunluk, depreyon, malnütrisyon ve hipoglisemi gibi sağlık sorunlarını da sık rastlanıyor. 



 


Yorumlar