MHP Lideri Bahçeli: “Türkiye’yi teslim almaya güçleri de, takatleri de yetmeyecektir”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ABD’nin, uluslararası hukuka aykırı fiillerin, korsan ve karaborsa devlet mantığının odağı haline geldiğini belirterek, “Türkiye’yi teslim almaya, Papazı bahane ederek duruşumuzu bozmaya, milletimizi pes ettirmeye Pensilvanya bekçilerinin, zulüm nöbetçilerinin güçleri de, takatleri de yetmeyecektir. Ekonomik yıkıma bilerek hizmet eden, zalimlerin gözüne girmek için felaket tellallığı yapan, kriz çığırtkanlığına soyunan, işbirlikçilikten medet uman kim varsa, Etimesgut’tan söylüyorum ki, tescilli vatan hainidir” dedi.
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Etimesgut Belediyesince
tertiplenen açılış ve temel atma merasimine katıldı. Programda
yaptığı konuşmada Türkiye aleyhine yoğun bir kara propagandanın
uygulandığını vurgulayan Bahçeli, “Küresel emperyalizm her türlü
ayak oyunu, kirli senaryoyla Türkiye’ye cephe almış, cephe
açmıştır. Suriye’nin Kuzeybatısında artan tehlikeli gerilim milli
güvenliğimizi tehdit etmektedir. Akdeniz’e adeta dünya üşüşmüş,
ülkeler askeri çıkarma yarışına girmişlerdir. Bölgesel kutuplaşma
giderek vahim seviyelere doğru genişlemektedir. Türkiye çok boyutlu
bir mücadelenin içindedir. Bir yanda terörle mücadele sürerken,
diğer yanda kuzu postuna bürünmüş, müttefiklik boyasına sürünmüş
ülkelerin ekonomik ve diplomatik saldırılarına direnç
gösterilmektedir” ifadelerini kullandı.
“Döviz fiyatındaki yapay ve spekülatif artışlar, bilinsin
ki, apaçık ekonomik saldırı, ekonomik sabotaj, ekonomik
suikasttır”
Türkiye’nin mevzi kaybetmesi, içe kapanması, siyasal ve ekonomik
krize sürüklenmesi amacıyla kumpas ve komploların sahnelendiğini
aktaran Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Döviz fiyatındaki yapay ve spekülatif artışlar, bilinsin ki,
apaçık ekonomik saldırı, ekonomik sabotaj, ekonomik suikasttır.
Emperyalizme kan veren Evanjelist ve Siyonist vandallık tarafından
infaz ve ihanetle görevlendirilmiş sermaye çeteleri üzerimize
salınarak doğrudan hedef seçilmiş durumdayız. Kaldı ki bunun
itirafı ABD’li bir yönetici tarafından kısa süre önce uluorta
deşifre ve ilan edilmiştir. Türkiye’nin stratejik ortağı ABD,
ittifak hukukunu hiçe sayarak aleyhimize kurulmuş stratejik bir
tuzağın merkez üssü haline gelmiştir. Müttefiklik ilişkisi derin
bir yara almıştır. Her tarafı delik deşik olan dostluk ve diyalog
köprüsü hepten dinamitlenmiştir. Bir NATO üyesi olan ABD, bir başka
NATO üyesi olan Türkiye’ye ilan edilmemiş, adı konmamış siyasi ve
ekonomik savaş açmıştır. S-400 füze savunma sistemine karşı F-35
kozu ABD tarafından masaya sürülmüştür.”
Türkiye’nin savunma sanayi alanında yaptığı anlaşmalara müdahale
edilmesinin küstahça ve kural dışı bir muamele olduğunu aktaran
Bahçeli, “Anlayamadığımız, kimden ne alacağımızı, kime ne
satacağımızı tayin ve tespit hakkı ne zaman ABD’ye geçmiştir? Böyle
bir hakkı ABD kendinde nasıl görmektedir? Bağımsızlığımıza saygı
duymayan, üzerimizde tahakküm kurmak, milletimizi tasallut altına
almak, devletimize ambargo uygulamak için fırsat kollayan ülkeye
dost demek mümkün müdür? Beşeriyet kimin masum kimin muhasım
olduğunu net olarak görmektedir. Neresinden bakarsak bakalım,
karşımızdaki bu tablo risklidir, rezalettir, art niyetin ürünüdür.
Yaşananlar maksatlıdır, marazidir, düşmancadır. Gelişmelerden
dolayı bölgesel ve küresel denge ağır hasar almıştır” ifadelerini
kaydetti.
"Türkiye saldırılara karşı tek
yumruktur"
ABD’nin, uluslararası hukuka aykırı fiillerin, korsan ve karaborsa devlet mantığının odağı haline geldiğinin altını çizen Bahçeli, “Buna rağmen, Türkiye saldırılara karşı tek yumruktur. Trump ve yardımcısı Pence karşı tek nefes, tek yürek, tek sestir. Türkiye’yi teslim almaya, Papazı bahane ederek duruşumuzu bozmaya, milletimizi pes ettirmeye Pensilvanya bekçilerinin, zulüm nöbetçilerinin güçleri de, takatleri de yetmeyecektir. Ekonomik yıkıma bilerek hizmet eden, zalimlerin gözüne girmek için felaket tellallığı yapan, kriz çığırtkanlığına soyunan, işbirlikçilikten medet uman kim varsa, Etimesgut’tan söylüyorum ki, tescilli vatan hainidir. Emperyalizme tahkimat yapanlar, duruş ve beyanatlarıyla el sallayanlar yanlıştadır, yozlaşmanın ve satılmışlığın dibindedir. Türkiye bugünleri milli dayanışmayla, milli şuurla atlatacaktır. Geceyi gördük, sabaha inşallah ulaşacağız. Yokuşu çıktık, artık nefeslenip rahatlayacağız” açıklamasında bulundu.
7 ay sonra yapılacak Mahalli İdareler Seçimleriyle ilgili
partisinin “Dört Ayaklı Stratejik Duruş ve Görüşleri” adı verilen
stratejisini açıklayan Bahçeli, şunları aktardı:
“Türkiye yeni bir hükümet sistemine geçmiştir. Allah’a şükür bu
geçiş kazasız belasız ve salimen tamamlanmıştır. Yeni sistemin
yerleşmesi, kurum ve kurallarıyla inşa faaliyeti önümüzdeki en
temel gündemdir. Bu süreç kararlılıkla devam etmektedir. Merkezi
yönetimle yerel yönetimler arasında denetim ve yönetimi çok zor
olacak olası çatışma, çelişki ve gerginliklerin yeni hükümet
sisteminin kökleşmesine engel olacağı, ülkemizi krize sürükleyeceği
tartışmasız bir gerçektir. Mahalli İdareler Seçimlerinden alınacak
sonuç Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin doğasına, işbirliği
havasına, iradi yapısına uygun olmalı, genelde sağlanan başarı
yerel yönetimler eliyle sekteye uğratılmamalıdır. Yeni hükümet
sisteminin başarısı için yerel yönetimlerin buna müzahir şekilde
milletimiz tarafından seçim ve görevlendirmesi en samimi
beklentimizdir, dileğimizdir, hedefimizdir. Çalışmalarımız da buna
yönelik olacaktır.”
“CHP-HDP ve yedekleriyle kurulan karanlık ittifakın hesabı
cumhurun iradesiyle bozulmalıdır”
Özellikle başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere, ilaveten diğer 27 büyükşehir belediye yönetimin FETÖ-PKK-PYD’nin yörüngesine sabitlenen partilerin kontrolüne girmemesi gerektiğini ifade eden Bahçeli, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin başarısı ve tam manasıyla tesisi maksadıyla büyükşehir belediyelerin buna uygun yönetimi de beka meselesidir, geleceğimiz için vazgeçilmez değerdedir. Şu anda 3 büyükşehir, 10 il, 80 ilçe, 12 belde olmak üzere toplamda 102 belediye siyasi iradece atanmış kayyumlar tarafından yönetilmektedir. Bu belediyeleri yöneten belediye başkanlarından 94’ü PKK, diğer 8’i de FTÖ/PDY soruşturması nedeniyle görevlerinden alınmışlar, belediye yönetimleri de haklı olarak kayyuma devredilmiştir. Altını kalın olarak çiziyorum ki, kayyumla yönetilen belediyelerin milletimizin iradesi doğrultusunda, yeni sistemin yapısına uygun olacak şekilde tezahürü, teşkili ve tahkimi sağlanmalı, bu konuda demokratik mücadele cesaretle, inançla yürütülmelidir. Türkiye’de PKK’nın yöneteceği belediye kesinlikle olmamalı, 15 Temmuz öncesine dönülmemeli, CHP-HDP ve yedekleriyle kurulan karanlık ittifakın hesabı cumhurun iradesiyle bozulmalıdır” dedi.