Devlet Bahçeli: İdlib'de yaşayan sivil halk rahat bir nefes almıştır
MHP Genel Başkanı Devlet Başkanı, Soçi mutabakatıyla İdbil'de yaşayan sivil halkın rahat bir nefes aldığını belirterek, "Sonunda ve şimdilik İdlib'de yaşayan sivil halk rahat bir nefes almıştır. PKK/YPG terör örgütlerinin Akdeniz'e şirret ve zehirli koridor açma emeli daha da zorlaşmış, daha da engele takılmıştır. Suriye'deki barış ve huzur arayışlarına önemli katkılar sağlanmıştır" dedi.
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP Kadın Kolları İstişare
Toplantısı'nda konuştu. Devlet Bahçeli, Tahran Zirvesi'nde
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İdlib'de yaşayan sivil halkın
zarar görmemesi ve Türkiye'ye yönelik muhtemel bir göçün
başlamasının önüne geçilmesi için yaptığı ateşkes çağrısının önemli
ve değerli olduğunu vurguladı.
"Kaldı ki, 20 Eylül 2018 tarihinde toplanan Milli Güvenlik
Kurulu'nda alınan kararlar da son derece yerindedir, doğrudur,
desteğimiz tamdır" diyen Bahçeli, şöyle konuştu:
"Gerek İdlib, gerekse de Suriye'nin diğer bölgelerinde yapılan
operasyonlarda sivil halkın can güvenliğinin korunması, Türkiye'nin
hazmedemeyeceği göç dalgasının önüne geçilmesi acil bir ihtiyaçtır.
Ülkemiz yeni bir göç akının üstesinden gelemeyecektir. Buna ne
ekonomik imkanlarımız, ne de sosyal bünyemiz ve nüfus bütünlüğümüz
cevap veremeyecektir. Ülke olarak arzumuz Suriye'de bulunan diğer
ülke güçlerinin aynı hassasiyeti göstermesi ve Türkiye'yi
anlamalarıdır. Bu kapsamda Sayın Cumhurbaşkanı 17 Eylül 2018
tarihinde Rusya Devlet Başkanı Putin ile Soçi'de bir araya gelmiş
ve İdlib konusunu görüşmüşlerdir. Bu görüşmeden çıkan mutabakat hem
ülkemiz, hem de bölgemiz açısından memnuniyet verici bir gelişme
olmuştur. İdlib çatışmasızlık bölgesine düzenlenen saldırıların
durdurulması hususunda Rusya Federasyonu ile varılan uzlaşma,
müspet bir sonuçtur. İdlib'de oluşturulan 20 kilometrelik güvenli
bölge, Suriye'den gelebilecek muhtemel göç dalgasını kaynağında
engellemiş ve İdlib halkının huzuru için kapı aralamıştır. Sonunda
ve şimdilik İdlib'de yaşayan sivil halk rahat bir nefes almıştır.
Görünen budur. PKK/YPG terör örgütlerinin Akdeniz'e şirret ve
zehirli koridor açma emeli daha da zorlaşmış, daha da engele
takılmıştır. Suriye'deki barış ve huzur arayışlarına önemli
katkılar sağlanmıştır."
'ABD'NİN AMACI KAOSTUR, KRİZDİR'
Bahçeli, ABD'nin her ne kadar İdlib için alınan bu kararı
desteklediğini ifade etmiş olsa da terör örgütlerine yaptığı
silah desteğini hala kesmediğini belirterek, "ABD gerçekten bölgede
kalıcı barış ve istikrar istiyorsa terör örgütlerinin hamiliğini
yapmaktan vazgeçmelidir. Anlaşıldığı kadarıyla, ABD'nin Suriye'de
siyasi istikrar diye bir derdi yoktur. ABD'nin amacı kaostur,
krizdir, siyasi buhrandır. Üstelik bir terör örgütüne karşı, başka
bir terör örgütüyle işbirliği yaparak samimiyetsizliğini açıkça
göstermiştir. Buna karşılık yapılacaklar bellidir. Türkiye'nin
güvenliğini tehdit eden kanun ve insanlık dışı her örgütle kararlı
mücadele şarttır ve kaçınılmazdır. Teröristler sınır ötesinin hangi
bölgesinde bulunursa bulunsun, imha edilmelidir. Hangi isim
altında yer alırsa alsınlar kafaları koparılmalıdır. ABD'nin
kurnazlığı hiçbir fayda etmeyecek ve kahraman Mehmetçik
teröristlerin inlerini başlarına yıkmaya devam edecektir.
Türkiye'nin sınır dışı operasyonlarla teröristleri etkisiz hale
getirmesi, bu operasyonlar ile sözde elebaşlarının imha edilmesi
memnuniyet vericidir" şeklinde konuştu.
'SURİYE'NİN GELECEĞİNDE TEK SÖZ SAHİBİ SURİYE
HALKI'
Devlet Bahçeli, Irak'ın Türkiye sınırı boyunca asker
konuşlandırmasının dikkat çekici olduğuna işaret ederek, şunları
söyledi:
"Irak, teröristlerin imha edilmesinden neden rahatsızdır? Irak'ın
sınırlarımız boyunca asker konuşlandırmasında ABD'nin rolü var
mıdır? Bu soruların cevapları aynı zamanda bölgesel istikrar
açısından kimlerin samimiyetle mücadele edip etmediğinin de delili
olacaktır. İdlib krizinin çözümü için katil Esad ile işbirliği ya
da görüşülmesinin zorunlu olduğunu söyleyenler de akıllarını
başlarına almalıdır. Terör örgütleri ile mücadele eden Türkiye'yi
eline kan bulaşmış bir katille aynı masaya oturtma heves ve
densizliği, eğer ihanet ve işbirlikçilik değilse, kesinlikle
gafilliktir. Suriye'nin huzur ve istikrarı için Türkiye tüm
gayretiyle mücadele etmektedir. Milli bekamızın savunulması kararlı
ve tavizsiz ölçüde sürdürülmektedir. İdlib'de oluşturulan gözlem
noktaları da bu kapsamda görevini başarıyla icra etmektedir.
Suriye'nin geleceğinde ise tek söz sahibinin Suriye halkı olduğu
asla unutulmamalıdır. Ve de zalim Esad'la gidilecek hiçbir yer
yoktur, olamayacaktır."