Bahçeli: Sülüklerin kanımızı emmesine asla izin verilmemelidir
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, binlerce kişiyi dolandıran Çiftlik Bank ve benzeri yapılara dikkat çekerek, "Tosuncukmuş, Çiftlik Bankmış, Sütbankmış, bu ve benzeri sülüklerin, sicili kapkaranlık haydutların kanımızı emmesine, sırtımızdan geçinmesine asla ama asla izin verilmemelidir. Bunlar her neredeyse enselerinden tutulup layık oldukları demir parmaklıkların ardına konulmalıdır. Bu milletin çektiği çile ve ızdıraba artık bir son verilmelidir" dedi.
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, binlerce kişiyi dolandıran Çiftlik Bank ve benzeri yapılara dikkat çekerek, "Tosuncukmuş, Çiftlik Bankmış, Sütbankmış, bu ve benzeri sülüklerin, sicili kapkaranlık haydutların kanımızı emmesine, sırtımızdan geçinmesine asla ama asla izin verilmemelidir. Bunlar her neredeyse enselerinden tutulup layık oldukları demir parmaklıkların ardına konulmalıdır. Bu milletin çektiği çile ve ızdıraba artık bir son verilmelidir" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'de partisinin grup
toplantısında konuştu. Devlet Bahçeli, son günlerde gündemi meşgul
eden Çiftlik Bank ve benzeri yapılara dikkat çekerek şunları
söyledi:
"Potansiyelimizi harekete geçirmenin, 81 milyon Türk vatandaşıyla
ekonomik özgürlük ve haklarımıza sahip çıkmanın, felaket
tellallarına hak ettikleri dersi vermenin zamanı gelmiştir, nitekim
zaman bugündür, zaman, zalimlerin oyununu boşa çıkarma günüdür.
İnançla söylüyorum ki; zaman Türk'ündür, mekân Türk vatanıdır,
gelecek Türkiye'nindir, asıl ve asil güç büyük Türk milletidir.
Milletimizi kandıranların, umutları çalanların, soygun düzeni
kuranların yakasından tutmak, onlarla gecikmiş hesaplaşmayı yapmak,
iktidarından muhalefetine hepimizin vatan görevidir. Tosuncukmuş,
Çiftlik Bankmış, Sütbankmış, bu ve benzeri sülüklerin, sicili
kapkaranlık haydutların kanımızı emmesine, sırtımızdan geçinmesine
asla, ama asla izin verilmemelidir. Bunlar her neredeyse
enselerinden tutulup, layık oldukları demir parmaklıkların ardına
konulmalıdır. Bu milletin çektiği çile ve ızdıraba artık bir son
verilmelidir. Muzdarip kaldığımız sorunlar birer birer
etkisizleştirilmelidir. Çatı çökmeden, sütun çürümeden kutlu bir
hamleyle oyunlar bozulmalıdır. Birlik ve dayanışma ruhunun
lütfuyla, üzerimizde hesap yapanların kalemleri kırılmalı,
defterleri dürülmeli, yedikleri içtikleri alayının burnundan fitil
fitil getirilmelidir. Masumların hissiyatıyla oynayan mankurtların,
mazlumların ahını alan mantafonların, küresel ve emperyalist
hıyanet markalarının hakkından gelmek, plan ve hesaplarında boğmak
beka ve vefa borcumuzdur. Biz istemediğimiz sürece yenemezler; biz
milli duruşu gösterdiğimiz müddetçe, hiçbir mihrak karşımızda dün
olduğu gibi duramaz, duramayacaktır."
‘FETÖ ÖLMEDİ, YAŞIYOR. KRİPTO DAMAR ÇALIŞIYOR’
Devlet Bahçeli, 28 Mart'ta toplanan Milli Güvenlik Kurulu'nun
ardından yayımlanan maddelerde 'proje terör örgütleri' ifadesinin
gündeme yerleştiğini anımsatarak FETÖ ile mücadeleye değindi.
Bahçeli, şöyle konuştu:
"Eğer ortada proje varsa, önce bu projeyi hazırlayan, sonra
servisini yapan, akabinde de sahaya indiren zincirleme ve silsile
yoluyla teşekkül etmiş kanlı ve vahşi piramitsel suç ortaklarının
varlığı ortada ve doğal olacaktır. Bahsi geçen terör örgütleri
proje olduğu kadar cinayet taşeronları, ihanet teşrifatçıları,
emperyalizmin kanlı devriyeleri, haçlı operasyonlarının kiralık
tetikçileridir. Mesela FETÖ projeyse, ki öyledir, bu projeyi imal
eden, hedef çizen, eylem ve alçaklığının sınırlarını belirleyen
mihraklarla hesaplaşmak da tarihi ve milli bir zorunluluktur.
FETÖ'yle mücadele, aynı zamanda proje sahipleriyle mücadeledir.
FETÖ'cüler aynı şekilde Kilise zangocu, kalbi haç çıkarıp dili
besmele getiren şerefsiz Türk düşmanlarıdır. FETÖ projesini önce
kurgulayıp, sonra da tedavüle sokan şer ve şiddet yanlılarıyla
acıklı ve gecikmiş hesap görülmeden, bu kanı bozuklara, bu sütü
lekelilere, bu haramzadelere kan kusturmak, bir başka tehlikenin
önünü kesmeyecektir. 15 Temmuz 2016'da bir felakete maruz kaldık.
Önümüzdeki yıllarda, yine devletin içine sızmış dar bir kadronun,
dini veya ideolojik saiklerle hareket eden küçük bir grubun ya da
projelendirilmiş örgütlerin devletten ele geçirdiği tanklarla,
toplarla, uçaklarla, helikopterle millete savaş açmayacağının, ölüm
saçmayacağının, darbeye kalkışmayacağının garantisi var mıdır?
İstikbalin huzurlu, istiklalin esenlik ve emin olduğunu güvenceyle
bugünden kim söyleyebilecektir? 16 Temmuz sabaha karşı püskürtülen
FETÖ'nün, takip eden zaman diliminde irtibat ve iltisaklı olduğu on
binlerce asker, bürokrat, işadamı, polis, esnaf, sivil insanların
yakalanıp cezaevine tıkılmaları durumu kurtarmaya, bekamızı
güvenceye almaya yetecek midir? Gelecek on yıllarda, FETÖ değil de,
bir başka şebeke ve ihanet örgütü farklı bir isimle peydahlanırsa,
ve bu defa proje sahipleri tarafından iyi hazırlanıp torunlarımızın
üzerine gönderilirse, yattığımız yerde nasıl uyuyacağız, toprağın
altında nasıl huzur bulacağız? Biz hem tarihe, hem talihe, hem de
yaşanmamış Türk asırlarına karşı sorumlu değil miyiz? Düşünmeyelim
mi? Sorgulamayalım mı? Geleceği bugünden planlamayalım mı? Bu
kapsamda demem odur ki; FETÖ demek, PKK demek, PYD, YPG, IŞİD
demek, arkalarındaki ülke ya da ülkeler demektir. Projeci hainler,
terörizmi programlayıp vatan ve milletimizin içine pimi çekilmiş
bomba, fitili tutuşturulmuş dinamit lokumu gibi bırakmaktadırlar.
Bu nedenle FETÖ'yle mücadele başta olmak üzere, terörün her rengi
ve türüyle mücadelede aziz Türk milletinin destek ve duası yegane
dayanağımız, yegane gücümüzdür. FETÖ'yle mücadeleyi sulandırmak,
söndürmek, sorgulanmasını sağlamak için faal ve faaliyette olanlara
istirham ederim, yarınlarımız için derim, dikkatli ve tedbirli
olalım. FETÖ ölmedi, yaşıyor. Kripto damar çalışıyor. Çünkü proje
sahipleri karşımızda duruyor."
‘PENSİLVANYA'DAKİ HAİN PAPAZ ALINIRSA PROJE SAHİPLERİNİN
MASKESİ DÜŞER’
Ak Parti Milletvekili Şamil Tayyar'ın 'FETÖ borsası
kuruldu' sözlerini anımsatan Devlet Bahçeli şu ifadeleri
kullandı:
"'FETÖ borsası kuruldu’ sözleri ne anlama gelmektedir? Borsa
kuruldaysa hissedarlar, kurucular nerededir, kar elde edenler hangi
deliktedir? ‘Mücadele bitti, FETÖ'cüler her yerden temizlendi’
iddiaları yerinde ve isabetli midir? Bu kadar kolay mı, bu
kadar basit mi, bu kadar temelsiz mi? Proje sahipleri
bitmeden, FETÖ nasıl bitecek? Projeciler pes etmeden,
Pensilvanya'nın temizliği yapılmadan, hainler nasıl tam olarak
diskalifiye edilecek? Kimin FETÖ'cü olup olmadığına hukuk, adalet,
milletin izzet-i nefsi, devletin ebedi yaşama azmi ve iradesi karar
verecektir. Bu karara herkes zoruna ve gücüne gitse de, hazım
zorluğu çekse de hürmet ve riayet edecektir. Önüne gelene çamur
atanlar, sosyal medyadan müfterilik yapanlar, yazılı ve görsel
medya vasıtasıyla ona buna eften püften suç isnat edenler FETÖ'nün
değirmenine su taşıyan ya kripto yüzlerdir, ya da şuurunu kaybetmiş
troll şebekelerinin klavyeşörleridir. Devlet konuşmaz, devlet
tereddüt geçirmez, devlet gecikmez, devlet spekülasyona meyletmez,
devlet tehdit etmez, devlet gereğini yapar, hem de yüreklice yapar,
devlet caydırıcılık ve yaptırımlarını konuşturur, hiç kimse de
susturamaz. Türk devlet geleneği aynen böyledir, bu şekilde de
kalmalıdır. Strateji olmadan, el yordamıyla, yalnızca şahısların
iradesine dayanan, bütünlükçü bir bakışla sahiplenilmeyen
mücadeleden hayır gelmez, sonuç çıkmaz. İşte gördünüz, Kosova'dan
altı FETÖ'cü paketlenip Türkiye'ye getirilmiştir. Ancak bu rehavete
sürüklememelidir. Zira devletin yapması gereken budur. Halen pek
çok sayıda hain ABD ve Avrupa ülkelerinde cirit atmaktadır. Taşlar
bağlanmış, köpekler serbesttir. Eşkıya el üstünde,
esfeli safilin emeller kıtalar gezmektedir. Eğer,
Pensilvanya'dan hain papaz bir gece yarısı, yiğit bir Türk evladı
tarafından kafasına çuvala geçirilip alınırsa, sonra da okyanustan
ya uçarak, ya gemiyle geçirilip Türk adaletinin önüne çıkarılırsa,
işte o zaman tüm proje sahiplerinin maskesi bir bir düşecektir.
İşte o zaman milli vicdan, derin bir nefes alacaktır."
‘KARŞIMIZDA YENİ BİR SYKES- PİCOT OYUNU
VARDIR’
ABD Başkanı Trump'un Suriye'den çekilmekten bahsettiğini anımsatan
Bahçeli, Fransa'nın devreye girdiğini kaydederek şu ifadeleri
kullandı:
"Fransa sanki yedek kulübesinde bekliyormuş gibi, form tutmuş,
kondisyon yapmış yeni bir terör sevici ülke görünümünde, kendisini
hatırlatma gereği duymuştur. Fransa Cumhurbaşkanı Macron, 29 Mart
2018 günü, sarayında 7 teröristi insanlığın gözü önünde ağırlamış,
fotoğraf karelerine birlikte girmiş, beraberlik nikahı kıyılmasına
gönüllü olmuştur. Fransa, YPG'ye destek garantisi vermiştir. Yani
Fransa terörü alenen baş tacı yapmış, kucaklamıştır. Bu utanç
verici bir rezalet, melanet ve ihanettir. Ve Macron bundan sonra
YPG'nin Paris temsilcisi olmaya namzet olduğunu göstermiştir.
Dikişi patlamış yamaya dönen Fransa, terör örgütüyle Türkiye
arasında arabuluculuğa talip olduğunu açıklamıştır. İnsanlığa ve
insanlık onuruna Fransız kalan Fransa yönetiminin terör
örgütlerinin çöpçatanlığına soyunması tuhaf olduğu kadar küstah ve
küçültücü bir erdemsizliktir. Arabulucu olmak ne demektir? Fransa
kimlerin arasını bulacak, kimi kiminle buluşturacaktır? Bu nasıl
bir aymazlık, nasıl bir ahlaksızlıktır? Fransa, Türkiye'nin
müttefiki değil midir? Türkiye'yle birlikte NATO şemsiyesi altında
değil midir? Peki bu çirkeflik, bu çirkinlik nasıl yorumlanmalı, ne
şekilde anlaşılmalıdır? Karşımızda yeni bir Sykes- Picot oyunu
vardır. Karşımızda yeni ve tarihi bir amaç durmaktadır. Hatırlatmak
isterim ki, hakimiyetimiz altında bulunan Ortadoğu'yu paylaşmak
için İngiltere ile Fransa arasındaki temas trafiği 1915 yılının son
aylarında başlamıştı.1916 yılının Şubat ayında İngiliz diplomat
Sykes ile Fransız diplomat Picot uzun süren görüşme serisi için
masaya oturmuşlar, Ekim ayında da uzlaşmaya varmışlardı. Mersin,
Adana, Maraş, Sivas, Diyarbakır, Suriye ve Musul Fransa tarafından
işgal edilecek; Kerkük'ten aşağıya Irak, Ürdün ve körfezi İngiltere
alacaktı. Plan buydu, gizli anlaşmanın özü ve esası bu şekildeydi.
1919'da Suriye'de kurulacak Fransız mandasının, Irak ve Körfez'de
kurulacak İngiltere mandasının temelleri 1916'da atılmıştı. Birinci
Dünya Savaşı'ndan sonra İngiltere Başbakanı Lloyd George; 'En ağır
ceza Türklere verilecek, Türkiye öldü' sözleriyle halt ediyor,
kendi sonunu hazırlıyor, döktüğü kanların altında kalmak için geri
sayım butonuna basıyordu. Türklerin çöküş noktasında olduğuna
inanıyorlardı. Ne oldu, kanlı emperyalistlere son vatan elbet mezar
oldu.”
‘AKILLI OLUN, AKLINIZI BAŞINIZA ALIN, ATEŞLE
OYNAMAYIN’
Devlet Bahçeli, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in "Seçim
güvenliği ordusu kuruyoruz" sözlerini eleştirerek "Bizim bildiğimiz
ordu tektir ve millet ordusudur. Milli güvenliğimizin nasıl temin
edildiği bellidir. Yeni bir ordu kurma teşebbüsü paralel bir
örgütlenme, FETÖ merkezli bir öğüt olsa gerektir. HDP'yle, İP'le,
PKK ve FETÖ'yle ele ele vererek seçim güvenliği ordusu kuruyorken,
teröristler de bu orduya sızdırılırsa CHP'nin tipitip grup başkan
vekili bunu nasıl telafi edecek, ne diyecektir? FETÖ'nün siyasi
ayağıyla ilgili dedikodu yapıp YPG'lilere, PKK'lılara sandık nöbeti
yazarlarsa ortaya çıkacak sonuçların ne olacağını malum trajikomik
şahıs tahmin etmiş midir? Eğer ‘ordu mordu kuruyorum’ diyerek
ortalığı velveleye, fitne fesada vermeye kalkışırlarsa bunların
alayının alnını karışlamak, karşılarına dikilmek bizim için farz
olacaktır. Akıllı olun, aklınızı başınıza alın, ateşle oynamayın.
Destursuz bağa girenin ne olacağını iyi hesap edin" diye
konuştu.
Konuşmasında Cumhur ittifakına da değinen Kemal Kılıçdaroğlu,
"Sayın Kılıçdaroğlu sanal, yalan ve talan ittifak görüşmeleriyle
ilgili mesaisini yoğunlaştırmışken, çevresindeki dümencileri,
şeytana bile pabucu ters giydirmeye çalışan hamakat ehlini,
tavsiyem gözden ve gözetimden kaçırmasın. İşte bunların oyunlarını
Cumhur İttifakı hepten bozacaktır. Doğudan batıya, kuzeyden güneye
tüm Türk vatandaşları, kökeni, yöresi ve anasının dili ne olursa
olsun, cumhurun tüm aziz fertleri güç birliği, hedef birlikteliği
yapacaklardır. Zamanında yapılan, yapılması gereken seçimlerle
Türkiye nefes alacak, önünü görecektir. Cumhur İttifakı;
Pensilvanya'da yazılıp, İmralı'da onaylanan hain senaryoyu CHP'nin
de içinde bulunduğu kervanın başına külah diye geçirecek,
kepazelikleriyle baş başa bırakacaktır. Bir züğürt tesellisidir;
zelzeleyi gören, yangına razı gelirmiş. Biz ne zelzeleden, ne
yangından, ne de fırtınadan korkmadık, korkmayacağız, Cumhuriyet'in
irfanına, cumhurun iradesine can pahasına sahip çıktık, yine
çıkacağız."