Anasayfa /  Medya

SETA'nın yayımladığı ve tepki çeken rapor açıklaması: Muhalif gazetecilere odaklanmadık!

SETA'nın yayımladığı ve tepki çeken raporu hakkında açıklamada bulundu, “Muhalif gazetecilere odaklanan bir çalışma olmadığını” ileri sürdü.

Abone ol
Abone ol 08 Temmuz 2019 00:36

SETA'nın yayımladığı ve tepki çeken rapor açıklaması: Muhalif gazetecilere odaklanmadık!

 Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), yayınladığı “Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları” başlıklı raporuna gelen tepkiler üzerine bir açıklama yaptı. Raporun “Muhalif gazetecilere odaklanan bir çalışma olmadığını” öne süren SETA, açıklamasında “Gazetecilerin siyasi pozisyonu olması da bunların tespiti de meşrudur. Bu kuruluşların bazılarının Türkiye ofisinde çalışanlarının belirgin siyasi pozisyonlarının olması çalışmamızın değil adı geçen kuruluşların tercihidir” ifadesini kullandı.

Konuya ilişkin SETA’dan yapılan açıklama şöyle:

"Uluslararası medya kuruluşlarının Türkiye’deki faaliyetleri uzun süredir kamuoyunda tartışılıyordu. Tartışmaların odak noktası bu kuruluşların tek sesli bir yayın çizgisine sahip olduklarıydı. Buna karşın uluslararası medya kuruluşları ise çok sesli ve objektif bir yayıncılık yaptıklarını öne sürüyordu.

SETA olarak retorik düzeyde ilerleyen bu tartışmaya somut bir katkıda bulunmak istedik. “Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları” başlıklı rapor bu çabanın bir ürünü. Bu raporda uluslararası medya kuruluşlarının kritik olayları haberleştirirken ürettikleri siyasi pozisyonlar incelendi. İlave olarak bu kuruluşlarda çalışan gazetecilerin sosyal ağ analizi yapıldı.

Çalışma tamamen açık kaynaklarda yer alan verilerle yapılmıştır. Herkesin ulaşabileceği haberler ve sosyal medya paylaşımlarını içermektedir. Özellikle muhalif gazetecilere odaklanan bir çalışma değildir. Gazetecilerin siyasi pozisyonu olması da bunların tespiti de meşrudur. Bu kuruluşların bazılarının Türkiye ofisinde çalışanlarının belirgin siyasi pozisyonlarının olması çalışmamızın değil adı geçen kuruluşların tercihidir.

Rapora yapılan fişleme ve andıç ithamlarının gerçeklikle ilgisi bulunmamaktadır. Tamamen açık kaynaklara dayanılarak yapılan, adı geçen gazetecilerin gazetecilik faaliyetleri dışındaki hiçbir bilgiyi içermeyen bu çalışmayı fişleme olarak itham etmek iyi niyet sınırlarının ötesindedir. Keza şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılan ve sosyal medya ağ analizini içeren bilimsel bir çalışmayı andıç olarak nitelemek de maksatlı bir suçlamadır.

Dünyadaki farklı düşünce kuruluşları metot ve/veya içerik olarak benzer çalışmalara imza atmışlardır. Sayısız örnek arasından RAND’ın “Russia’s Use of Media and Information Operations in Turkey”, Center for American Progress’in “The Roots of the Islamaphobia Network in America” ve Media Pluralism Monitor’un her yıl periyodik olarak yayınladığı raporları kamuoyunun dikkatine sunarız.

SETA olarak bundan sonra da iyi niyetli ve yapıcı eleştirileri dikkate alarak Türkiye’nin gündemindeki meseleleri soğukkanlı ve somut verilere dayanarak çalışmaya ve ulaştığımız sonuçları kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğiz."





İşte SETA'nın raporunun ayrıntıları



Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA)'nın "Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları" başlıklı raporu  Türkiye'deki yabancı medya kuruluşlarının haber dilleri hakkında çarpıcı veriler ortaya koydu





Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları Raporunu Tam Metni İçin TIKLAYIN

TÜRKİYE'YE OLAN İLGİ ARTTI

Türkiye'nin global alanda artan etki alanı sayesinde uluslararası medya kuruluşlarının Türkçe yayınlarını çeşitlendirdiği vurgulandığı raporda "Dünyanın önemli basın kuruluşları, Türkiye uzantılarını yayına soktuğu gibi halihazırda yayın yapan medya organları da kapsamlarını ve yayın yaptığı platformları genişletmiştir." denildi. İngiltere'nin önemli mecralarından Independent'ın Türkçe uzantısı olan "Independent Türkçe"nin kurulması ve BBC, DW, France 24 ve VOA'nın "90+" isimli yeni bir Youtube kanalının açılması uluslararası basının Türkiye'ye olan ilgisini ortaya koyduğu belirtildi.

KRİTİK OLAYLARDAKİ TAVIR ARAŞTIRILDI

SETA, BBC Türkçe, Deutsche Welle Türkçe, Amerika'nın Sesi, Sputnik Türkiye, Euronews Türkiye, CRI Türk (Çin Uluslaraarası Radyosu-Türkiye), Independent Türkçe basın kuruluşlarının Türkiye'deki kritik olaylardaki tavrını araştırdı.

İlgili medya kuruluşlarının Türkiye algısı 15 Temmuz darbe girişimi, PKK'nın hendek terörü ve HDP'li milletvekillerinin tutuklanması, FKH ve ZDH, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve İstanbul Havalimanı'nın açılışı ve son olarak Rahip Brunson krizinden sonra yaşanan ekonomik dalgalanma üzerinden ölçüldü.

TEK SESLİ YAYIN

Ayrıca çalışan profili incelenerek uluslararası medya kuruluşların çalışanlarının geçmişte hangi mecralarda görev yaptığı ağ analizleriyle ortaya konuldu.

Araştırmada bu medya organlarının yayın ilkeleriyle çelişecek şekilde tek sesli bir yayın diline sahip oldukları ortaya çıktı.

TEK BİR BAKIŞ AÇIĞI

Türkiye'de medya özgürlüğünü her fırsatta savunan bu kurumlar kendilerinin tek bir bakış açısını yansıttığı belirlendi.

Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren kritik konularda doğru ve tarafsız bir habercilik sergilemediği ortaya çıktı.

Raporda sonuç bölümünde şu konular tespit edildi

"Tarafsızlık, objektif bilgi aktarımı, her fikrin eşit derecede haberlerde yer alması, herhangi bir siyasi parti ya da grubu açıkça desteklememe, bir olayı aktarırken olaya dahil olan tüm tarafların görüşlerine eşit derecede yer verme, farklı fikirlerden kişileri çalıştırarak tek sesli bir haber dilinin doğmasını engelleme neredeyse tüm medya kuruluşlarının yayın kuralları arasında bulunmaktadır. İncelenen tüm global yayın kuruluşlarının Türkiye uzantıları da bu uluslararası değerlere göre değerlendirilmiştir. Ancak Türkiye'de yayın yapan popüler beş mecranın çoğulculuk prensibinden uzak, belirli bir kesimin sesini iletmeye yönelik yayın politikası uyguladığı hem haber içerikleri hem de çalışan profilinden anlaşılmıştır. Bu bağlamda daha güvenilir bir veri akışının sağlanması için hem medya organlarına hem de Türk hükümetine görevler düşmektedir. Her iki tarafa dair başlıca öneriler şu şekildedir:

• Türkiye'de yayın yapan yabancı medya organlarının tamamına yakını tek

sesli bir profil çizmektedir. Medya organlarının ilan ettikleri yayın ilkeleri

doğrultusunda tarafsız ve çok sesli bir haber aktarım dili geliştirmeleri gerekmektedir. Bu hususta Türkiye'ye mahsus öz denetim mekanizmalarını

geliştirmeleri faydalı olacaktır.

• Global mecraların Türkiye uzantıları bağlı oldukları ana kademe tarafından denetlenmelidir. Zira zaman zaman medya organının ana haber birimiyle Türkiye uzantısının farklı haber politikaları takip etmesi söz konusu

olabilmektedir.

• İncelenen mecraların tek sesliliğini kırması için çalışan profilini çeşitlendirmesi ve toplumun farklı kesimlerini yansıtan kişilere bünyesinde yer vermesi gerekmektedir.

• Mecraların yayın ilkelerinde çalışanlarının siyasi kimliğini belli edecek kamusal paylaşımlarda bulunmaması kuralı yer alırken327 bu kurala uymayan

birçok çalışan olduğu görülmüştür. Medya aracının çalışanlarını bu noktada

denetlemesi ve haber diline siyasi kimliğinin yansımamasına özen göstermesi gerekmektedir.

• Özellikle kamu yayıncılığı yapan Batı medyası organlarının Türkiye uzantılarının gündeme dair konularda hükümetin resmi kanatlarından yapılan

açıklamaları mutlaka iletmeye dikkat etmesi gerekmektedir. Hükümete yönelik eleştirilerle beraber resmi açıklamaların da haberlerde yer alması okuyucuyu doğru yönlendirme açısından gereklidir.



SETA İnternet portalında Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları Raporu ile ilgili şu bilgilere yer verdi:

Raporda ele alınan medya kuruluşları kuruluşundan bugüne incelenirken mecraların Türkiye için kritik olaylardaki tavrı da ölçülmeye çalışılmıştır. Ayrıca çalışan profili incelenerek uluslararası medya kuruluşların çalışanlarının geçmişte hangi mecralarda görev yaptığı ağ analizleriyle ortaya konulmuştur.




Türkiye global alanda artan etki alanı sayesinde uluslararası medya kuruluşlarının Türkçe yayınlarını çeşitlendirdiği bir ülke konumundadır. Dünyanın önemli basın kuruluşları, Türkiye uzantılarını yayına soktuğu gibi halihazırda yayın yapan medya organları da kapsamlarını ve yayın yaptığı platformları genişletmiştir. Son olarak İngiltere’nin önemli mecralarından Independent’ın Türkçe uzantısı olan “Independent Türkçe”nin kurulması ve BBC, DW, France 24 ve VOA’nın “90+” isimli yeni bir Youtube kanalının açılması uluslararası basının Türkiye’ye olan ilgisini ortaya koymaktadır.

Türkçe yayın yapan uluslararası medya kuruluşlarının kritik olaylar karşısındaki tavrı ve görev verdiği kişiler ayrı bir araştırma konusudur. Bu mecralar Türk medyasında mesai harcamış kişiler aracılığıyla ülkedeki faaliyetlerini yürütmektedir. Çalışan profili, kuruluşun Türkiye’deki imajını oluştururken mecranın kritik olaylarda ortaya koyduğu haber dili üzerinde de belirleyicidir. Bu haber dili uluslararası medya kuruluşlarının Türkiye uzantılarını muhalif medyanın en önemli bileşeni olarak konumlandırmaktadır.

Raporda ele alınan medya kuruluşları kuruluşundan bugüne incelenirken mecraların Türkiye için kritik olaylardaki tavrı da ölçülmeye çalışılmıştır. Ayrıca çalışan profili incelenerek uluslararası medya kuruluşların çalışanlarının geçmişte hangi mecralarda görev yaptığı ağ analizleriyle ortaya konulmuştur. Her bir mecra için hazırlanan ağ analizleri, yabancı basının uzantılarının Türkiye’deki yerel medya organları ile nasıl bir etkileşim ağına sahip olduğu göstermektedir. Bu bağlamda raporda da ele alındığı gibi yabancı medya gruplarında görev yapanların profil geçmişleri, sosyal medya etkileşimleri ve kritik dönemlerde aldıkları tutum arasındaki ilişki dikkat çekicidir.




RAPORU İNCELEMEK İÇİN TIKLAYIN




Yorumlar