Necati Şaşmaz’dan bir ilk! Polat Alemdar'ın dışında...
Necati Şaşmaz, ilk kez Kurtlar Vadisi’nde oynadığı Polat Alemdar rolü dışında bir rol ile ekranlarda olacak.
Abone olNecati Şaşmaz, ilk kez Kurtlar Vadisi’nde oynadığı Polat Alemdar rolü dışında bir rol ile ekranlarda olacak.
Yıllardır Kurtlar Vadisi’nde canlandırdığı Polat Alemdar ile tanınan oyuncu ve yapımcı Necati Şaşmaz, ilk kez başka bir karakteri canlandıracak.
Ünlü oyuncu Necati Şaşmaz, Kurtlar Vadisi ve yeni projeleriyle ilgili açıklamalarda bulundu.
İşte Necati Şaşmaz`ın canlandıracağı yeni karakter!
Kurtlar Vadisi’nin önümüzdeki sezonda da ekranda yer alabileceğini söyleyen Şaşmaz, senaryosunu kendisinin kaleme aldığı uluslararası bir dizide ‘Şems' karakterine hayat vereceğini de söyledi.
Şems-i Tebrizi Kimdir?
Tebriz'de 1185 yılında dünyaya gelmiştir.
Asıl ismi Mevlana Muhammed'dir. Melik Dad oğlu Ali adında bir zatın
oğludur ve "Şemseddin" yani dinin güneşi lâkabıyla anılmıştır.
Daha küçük yaşlarda manevi ilimleri tahsilde gösterdiği kabiliyetle
dikkat çeken Şems, din ilimleri tahsilden sonra, genç yaşlarında
Tebrizli Ebubekir Sellaf'a mürid olmuş, ününü duyduğu bütün meşhur
şeyhlerden feyz almaya çalışmış ve bu sebeple diyar diyar
dolaşmıştır. Bu gezginliğinden dolayı kendisine "Şemseddin Perende"
uçan Şemsed din denilmiş, ayrıca Tebriz'de tarikat pirleri ve
hakikat arifleri ona "Kamil-i Tebrizi" adını vermişlerdir.
Daha sonraları Secaslı Şeyh Rukneddin, Tebrizli Selahaddin Mahmut
ile büyük alim ve ünlü mutasavvıf Necmüddin Kübra'nın
halifelerinden Centli Baba Kemal'e intisap ederek onlardan feyz
almıştır. Hz. Muhammed (S.A.V.)'in ahlâkını örnek alan Şemseddin-i
Tebrizi, devamlı bir arayış içerisinde olmuş, manevi bir işaret
üzerine de Hz. Mevlana'yı arayıp bulmuştur. Dünyaya, kılık ve
kıyafete önem vermeyen Şems, Mevlana ile üç- üçbuçuk yıl süren
beraberliği neticesinde onun hayatında yeni ufukların açılmasına
vesile olmuş, onun ilahi aşkın potasında eriterek, kamil bir Hak
aşığı yapmaya muvaffak olmuştur.
Şems-i Tebrizi Şam'a döndüğünde, Mevlana Celaleddin için onun
yokluğu dayanılmazdır. Şems'in varlığını kabullenememiş kimseler,
Mevlana Celaleddin'e ileri geri laflar etmişlerdir. Mevlana'nın bu
kimselerden birine verdiği cevap şöyledir:"Onun ışığı vurmazdan
önce ölü bir nakıştım sadece taş duvarlarınızda. O, elindeki yay
ile vurmazdan önce tellerime; hep aynı nameyi çalıp söyleyen, kendi
sesine yabancı bir kuru rebaptım. Ben onun avucunda bağlar,
bahçeler ağaçlar görür; deryalar gibi geniş, deryalar kadar berrak
sular görürüm. Onun avucunda çıkan ağaçların gölgesinde dinlenirim.
Lâkin siz bunların hiçbirini göremezsiniz." der.
Bir süre sonra Şems, Celaleddin'in oğlu Sultan Veled'in çağrısı
üzere Konya'ya geri gelir. Celaleddin, bir daha şehirden ayrılmasın
diye, onu bir kızla evlenmeye ikna eder; bu kız Celaleddin'in
evinde evlâtlık olan Kimya Hatun'dur. Kimya Hatun'a gizliden aşık
olan Alaaddin bu durumu hazmedemez ve Şems aleyhtarlarının yanında
yer almaya başlar.
Teferruatıyla daha önce anlattığımız şekilde, Mevlana'da meydana
gelen büyük değişikliği hazmedemeyenler, onun Mevlana'dan
ebediyeyen ayrılmasına sebep oldular. Şems Hicri 645 Miladi 1247
tarihinde şehit mi edildi, yoksa geldiği gibi, kimseye haber
vermeden Konya'yı mı terk etti kimse bilmez.
Bu gün Konya'da Şems makamı olarak bilinen, halk ve bilhassa
Mevlevilerce Mevlana türbesinden önce ziyaret edilen bu
mescit-türbe de mevcut sanduka, boş bir sanduka mı, yoksa Mehmet
Önder Bey"in bir hatırasında anlatıldığı gibi, Şems gerçekten
burada mı medfundur, bu da bilinmez. Bilinen gerçek odur ki, Allah
velilerinin kalblerde yaşadığıdır.
Niğde'deki Kesikbaş Türbesi de Şem'e izafe edilir. Bunlardan ayrı
olarak tebriz'de Geçil denilen mezarlıkta, Hoy'da, Pakistan'ın
Multon şehrinde Şems türbeleri veya makamları vardır. Bunlar
çeşitli rivayetlerle süslenmiştir. Pakistan'lıların söylediklerine
göre de Şems, Konya'dan bir gece yarısı gizlice ayrılmış, önce
Tebriz'e oradan da Hindistan'a gelmiş, meczup ve perişan yıllarca
ormanlarda dolaştıktan sonra Multon şehrinde ölmüştür.