Anasayfa /  Keyifli Haberler

Yazmayın memur bey

Abone ol
Abone ol 10 Ocak 2019 03:36

Yazmayın memur bey

Lokantadan çıkan Temel, karşısında ceza yazan trafik polisini görünce, itiraz etmiş:

– Polis Bey, lütfen ceza yazmayın.

Polis ceza makbuzunu yazmaya devam ederek, cevap vermiş:

– Beyefendi, bu cezayı yazmak zorundayım; aracınızı yanlış yere park etmişsiniz.

Temel yine itiraz etmiş:

– Memur Bey, işgüzarlık yapıyorsunuz.

Temel’in bu sözüne sinirlenen trafik polisi, arabanın kabak lastiklerini görünce ikinci ceza makbuzunu yazmaya başlamış. Temel bir daha itiraz etmiş:

– Memur Bey, sizin yazdığınız ceza bana vız gelir!..

– Ya, öyle mi?

İyice sinirlenen trafik polisi, ilk iki ceza makbuzunu aracın cam sileceğine sıkıştırdıktan sonra, üçüncü ceza makbuzunu yazmaya başlamış.

Trafik polisiyle ceza yazdığı aracı baş başa bırakan Temel, yolun karşısında duran arabasına binerek gazlayıp gitmiş.



BONUS FIKRA



Minik kız elinde karnesiyle evden içeri girmiş. Karnesini babasına göstermiş.

Babası bir bakmış baştan aşağı pekiyi, bir iki tane de iyi var, ama öğretmen karnenin altına şöyle bir not düşmüş:

– “Çok akıllı ve yetenekli bir çocuk fakat bir kusuru var, derste çok konuşuyor.

Buna nasıl son verebileceğimiz hakkında fikirlerim var, en kısa zamanda siz velisiyle de paylaşmak istiyorum.”

Baba bunun üzerine karneyi imzalamış ve öğretmenin görüşlerinin altına kendi de bir not düşmüş:

– “Lütfen paylaşalım, çünkü işe yararsa ben de annesinde uygulayacağım…”



10 Yıl Sonra



40 yaşında arkadaşlar o akşam nerede yemek yiyeceklerini tartışıyorlarmış.

sonunda “neşeli lokanta”da buluşmaya karar vermişler. gerekçeleri maria adlı garsonun mini etek giymesi ve bacaklarının çok güzel olmasıymış.

10 yıl sonra, 50 yaşına geldiklerinde gene buluşmuşlar. aynı konuyu tartışmışlar ve yine “neşeli lokanta”da buluşmaya karar vermişler.





bu kez gerekçe lokantanın yemeklerinin güzelliği ve zengin bir şarap kavına sahip olmasıymış.

 

10 yıl sonra, 60 yaşına geldiklerinde aynı konuyu tartışmışlar ve yine “neşeli lokanta”yı seçmişler. bu seferki gerekçeleri lokantanın sessiz ve sakin olmasıymış.

10 yıl sonra, 70 yaşına geldiklerinde aynı konuyu tartışmışlar ve gene “neşeli lokanta” demişler.. gerekçeleri ise lokantanın tekerlekli sandalyeler için asansörünün bulunmasıymış.

bir 10 yıl daha geçmiş, 80 yaşına gelmişler. gene buluşup, gidecekleri lokantayı tartışmaya başlamışlar.

biri “neşeli lokanta” demiş.. “harika” demiş ötekiler.. “burayı hiç görmedik. yeni bir yer.. ne iyi!.”



Aslında çok zekiyiz



 Amerikalılar, Fransızlar bizim kadar zeki olsalardı, kim bilir neler yaparlardı?

Doğrudur..Onların ne aklı, ne zekası, bizde olup bitenleri anlamaya yetmez..

Bir ünlü işadamının cinliğini anlatmışlardı geçen yıllarda..

Boğazdaki bir meyhanede iyice içmiş..

Sonra otomobilinin direksiyonuna geçip, evin yolunu tutmuş..

Tam Beylerbeyi’ne gelince, bir de bakmış ki, trafik polisleri alkol kontrolü yapıyor.. Araçları durdurmuşlar..

Hemen araç kuyruğunun sonuna girmiş..

Şoför mahallinden çıkıp, aracın arka koltuğuna oturmuş.. Beklemeye başlamış..

Öndeki araçların sürücüleri, alkol kontrolundan geçmiş..

Trafik polisi, bu işadamının aracına gelmiş..

Arkada oturan alkollü işadamına sormuş polis..

– Beyefendi. Bu aracın şoförü nerede?.

İşadamı:

Bilmiyorum. Biraz evvel çıktı, gitti..

Aracı böyle bıraktı, demiş.

Polis sinirlenmiş:

– Olur mu böyle şey? Araç yolu tıkıyor..

Siz geçin direksiyona..

İşadamı sakin sakin cevap vermiş.

– Memur bey.. Ben aracı kullanamam.

Çünkü alkollüyüm. İçkili araç kullanmak yasak..

Polis yalvarmaya başlamış.

– Beyefendi.. Bir seferlik ziyanı yok.. Lütfen geçin direksiyona.. Trafiğitıkamayın..

Bunun üzerine bizimki, nazlanarak direksiyona geçmiş ve alkol muayenesine yakalanıp, ceza almadan, trafik engelini aşmış..

Bizim zekamız böyle.. Ah bir de yararlı şeyler için kullanabilsek

Paylaşalım..!

Yorumlar