Anasayfa /  Keyifli Haberler

Yatak odasının anahtar deliğine gözünü...

Abone ol
Abone ol 09 Aralık 2018 08:15

6 yasinda bir velettir. Bir gece uykusu gelmeyen Mehmet evde bir yukeri bir asagi dolasmaktadir.

O sirada yatak odasindan gelen ilginc sesler de gittikce Mehmet’in ilgisini cekmektedir.

Sonunda dayanamaz ve olayi arastirmaya gider.

Yatak odasinin anahtar deligine gozunu dayar ve babasinin pantolonunu çikarmis olarak annesinin arkasinda oldugunu gorur.

Babasi Cocuk isterim..Cocuk isterim diye bagirmaktadir.

Ayni anda annesi de son derece gonullu bir sesle veririm demektedir.

Bunu duyan Mehmet hemen patolonunu indirir ve babasinin arkasina gecer.

Ve baslar bagirmaya.

-Bisiket isterim. Bisiklet isterim.

Temel, bir gün tarlasından eve dönmektedir.

Karadeniz bölgesinin sarp arazisindeki patikada ilerlerken, birden ayağı kayar ve yüzlerce metre derinlikteki uçuruma yuvarlanır.

Can havliyle, uçurumdaki bir ağacın dalına tutunur. Aşağıya bakar, metrelerce derinlikte ve dibinde de sivri kayalar. Belki duyan olur da kurtarmaya gelir diye avazı çıktığı kadar bağırır:

– Çimse yok miiii!

Bir kaç kere daha bağırır. Sonunda, ta yukarılardan, gökten bir ses duyar:

– Ey kulum Temel! Düşüp ölsen ne var ki? Seni cennetime koyarım. Eğer emirlerimi yaptıysan, yasaklarımdan kaçındıysan, kul hakkı yemediysen hiç korkma!

Temel şöyle bi düşünür, emirlerden hemen hiçbirini yapmamış, yasakların neredeyse tamamını yapmış, kul hakkı desen sadece Fadime’nin hakkını ödeyemez.

Başını kaldırıp, tekrar bağırır: – Başka çimse yok miiii!



Takmıyorum



Genç Doktor ilk kez göreve başlayacağı memleketi Trabzon’a doğru yola çıkmış. Gelen hastalara doğru teşhisi yapabilecek miyim, doğru ilacı yazabilecek miyim diye heyecandan yerinde duramıyormuş.

Görev yapacağı köye gitmiş yerleşmiş. Ertesi gün sağlık ocağında hastalarını beklemeye başlamış.

İlk hastası Temel gelmiş. Tanıdığı birini görünce mutlu olmuş genç doktor.





Kısa bir sohbetten sonra Temel’i muayene etmiş, şikayetlerini dinlemiş. Temel ishal olduğunu tuvaletten çıkamadığını anlatmış.

Genç doktor ilacı yazacak ama ilk günün heyecanıyla ilacın ismi bir türlü aklına gelmemiş. Yanlışlıkla depresyon tedavisinde kullanılan bir ilaç yazmış. Bu ilaç kullanan kişinin mutlu olmasını hiç bir şeyi kafasına takmamasını sağlıyormuş.

Aradan bir süre geçtikten sonra Temel’i merak edip köyün kahvesine gitmiş.

Bakmış Temel kahvehanedekileri gülmekten kırıp geçiriyor. Şakalar, fıkralar, komiklikler…

Yanına gitmiş;

– Temel ishal durumun nasıl?

– İshalim eskisi gibi doktor. Her yerimi b.k götürüyor ama hiiç kafama takmayrum daaa



Kaza Raporu



Bir iş kazası sonucu hastaneye kaldırılan duvar ustası kaza tutanağına kaza sebebi olarak “planlama hatası” yazmıştır.

Şantiye şefi kaza ile ilgili detaylı bir rapor ister kaza geçiren ustadan.

Usta başlar raporunu yazmaya;

Sayın şantiye şefim, is kazası tutanağına planlama hatası diye yazmıştım. Bunu yeterli görmeyerek ayrıntılı anlatmamı istemişsiniz.





Şu anda hastanede yatmama neden olan olaylar aynen aşağıda anlattığım gibi olmuştur:

Bildiğiniz gibi ben bir duvar ustasıyım. İnşaatın altıncı katındaki işimi bitirdiğim zaman biraz tuğla artmıştı. Yaklaşık 250 kg kadar olduğunu tahmin ettiğim bu tuğlaları aşağıya indirmek gerekiyordu.

Aşağıya indim, bir varil buldum, ona sağlam bir ip bağladım ve ardından altıncı kata çıktım. İpi bir çıkrıktan geçirip ucunu aşağıya saldım.

Tekrar aşağıya indim ve ipi çekerek varili altıncı kata çıkardım. İpin ucunu sağlam bir yere bağlayıp tekrar yukarı çıktım. Bütün tuğlaları varile doldurdum.

Aşağı indim, bağladığım ipin ucunu çözdüm. İpi çözmemle birlikte birden kendimi havalarda buldum.

Nasıl bulmayayım? Ben yaklaşık 70 kiloyum. 250 kilogram varil süratle aşağıya düşerken beni yukarı çekti.

Heyecan ve şaşkınlıktan ipi bırakmayı akıl edemedim. Ben yukarı çıkarken yolun yarısında, aşağı inmekte olan tuğla dolu varille çarpıştık. Sağ iki kaburgamın bu sırada kırıldığını sanıyorum.

Tam yukarı çıkınca, iki parmağım iple beraber çıkrığa sıkıştı. Parmaklarım da bu sırada kırıldı.

Bu esnada yere çarpan varilin dibi çıktı ve tuğlalar etrafa saçıldı.

Varil hafifleyince, bu sefer ben aşağı inmeye varil ise yukarı çıkmaya başladı ve yolun yarısında yine varille çarpıştık!..

Sol bacağımın kaval kemiği de bu sırada kırıldı.

Yere inince can havli ile ipi bırakmayı akıl ettim. Bu sefer de başımı yukarı kaldırdığımda boş varilin süratle üzerime geldiğini gördüm!…

Kafatasımın da bu esnada çatladığını sanıyorum.

Varil kafama çarpınca bayılmışım. Gözümü hastanede açtım…


Yorumlar