Yanlışlıkla Japon yapıştırıcımı vermişim
Abone olYanlışlıkla Japon yapıştırıcımı vermişim
Muhteşem bir düğünle evlenen genç çift, o geceyi kız evinde
geçirip, ertesi günü balayına çıkmayı planlamışlardır..
Sabah erkenden kalkan kızın annesi, büyük bir özenle kahvaltı
masasını hazırlar. Saat:10.00 sıralarında genç çiftin dışındaki
aile üyeleri masada yerlerini alırlar.. Yeni evlilerin gelmediğini
gören kızın annesi telaşını belli edince evin küçük kızı
kikirder:
-“hii.hi.hii.. ben ablamın neden gelmediğini biliyorum” deyince;
anne kızı haşlar:
-Sen sus bakayım…
Aradan üç_dört saat geçer.. Aile üyeleri bu kez de öğle yemeği için
biraradadır ama, genç çift hala görünürlerde yoktur.. Bu kez de
baba telaşlanmıştır:
-Yahu.. bu kadar da uyunur mu ?.. deyince; küçük kız yine
kikirder:
-Ben biliyorum.. Ben biliyorum.. Anne:
-” Sus bakiim.. terbiyesiz..
Artık akşam olmak üzeredir. Yeni evliler hala görünürde yoktür..
Evin büyük oğlu:
-“Uçağı da kaçıracaklar bu gidişle”..der.
Küçük kız alışıla geldik şekilde:
-“Ben biliyorum niye gelmediklerini” deyince anne sorar:
-“Neymiş bakalım bildiklerin..”
Kız,çok bilmiş bir edayla başını sallar:
-“Hiiçç..dün akşam düğünden sonra ablam benden krem istemişti.Ben
de yanlışlıkla japon yapıştırıcımı vermişim..”
BONUS FIKRA
Uçak inişe doğru geçtiğinde pilot anons eder:
Sayın yolcularımız 25 dakika sonra Viyana havalimanına iniş yapacağız, hava parçalı-bulutlu 15 dereceee AMAN ALLAHIM!
Ve anons o anda kesilir. Bütün yolcular panik halindedir. Ortalık çalkalanır.
Bir kaç dakika sonra, ki bu yolcular için sanki yıllar kadar uzun sürmüştür;
Pilot: ‘Sayın yolcularımız, kusura bakmayın sizleri korkuttum ama hostes yanlışlıkla üstüme bir fincan sıcak kahve döktü, canım çok yandı, pantalonumun ön kısmını bir görseniz!’
Arka sıralarda oturan bir yolcu bağırarak:
‘O da birşey mi, sen bizim pantalonların arka kısmını bir görsen’
Ateşli Hasta
Bir köyde ateşli bir hasta vardır, kasabaya doktora getirir hastayı köylüler.
Koca devletin koca doktoruna.
Doktor hastaya fitil verir ve köye döndükleri gibi hastaya fitili anüsten vermelerini söyler.
Köylüler tabi “tamam dohtor bey” deyip köye giderler.
Köydeki Herkese sorarlar, en bilgelere bile, ama kimse anüs ne demektir bilemez.
Bu nedenle bir türlü ilacı da veremezler hastaya.
Hastanın durumu da gitgide kötüleşmektedir.
Bunun üzerine köylü, doktora, koca Devletin koca doktoruna telefon etmeye karar verir ama kimse buna
yanaşmaz. Ne cüret değil mi?Doktoru arayacak bir köylü.
Neyse durumun vahameti üzerine muhtar aramayı kabul eder.
Bütün köylü toplanır santrale, muhtar arar, “biz ne yapacağımızı bilemedik dohtor bey”Falan der işte. Karşıdan doktor bir şeyler söyler.
Muhtar döner arkasına: “makattan verin dedi dohtor” der.
Yine tüm köye sorarlar, komşu köylere birilerini yollayıp sordururlar falan,ama makat ne bilen yoktur yine.
Hasta ise gitti gidecek, ateşler içinde kıvranıyor baya.İhtiyar meclisi toplanır.
Son çare, doktorun bir kez daha
aranmasına karar verilir. Yine kimse aramak istemez doktoru. Nihayetinde
yine biri kandırılır, telefonun basına geçer, ama bi yanda söylenmektedir:
“çok kızacak dohtor çok!!!” diye.Sonunda telefonu açar, durumu anlatır, doktor bir şeyler söyler yine.
Telefondaki köylü, yüzü allak bullak, arkasını döner:
“çok kızacak demiştim; gtne sokn dedi”
129 kural
Aracinin direksiyonuna geçip kiliseye gitmek üzere yola koyulan rahip yolda yürümekte olan bir rahibeye rastlar.
Aracini durdurur ve kiliseye kadar onunla gelmek isteyip istemedigini sorar.
Kadin arabaya biner ve bacak bacak üstüne attiginda bacaklarinin güzelligi ortaya çikar.
Rahibin gözü kayar ve bakayim derken kisa bir süre için aracin
kontrolünü kaybeder. Araci tekrar kontrol altina aldiktan sonra sag elini
rahibenin bacagi üstüne koyar. Rahibe ona bakar ve söyle der : “Rahip,
129. kuralı hatirliyor musunuz ?”
Utançtan kipkirmizi olan rahip derhal elini çekerek rahibeye özürlerini siralar.
Bir müddet sonra akli tekrar karisir ve rahibenin bacaginatekrar dokunur
vites degistirme bahanesiyle ve rahibe ayni soru ile karsilik verir
“Rahip, 129. kuralı hatirliyor musunuz ?”
Utancindan yine kizaran rahip elini çeker ve “afedersin kardesim, insanoglu zayif düsebiliyor” der.
Kiliseye vardiklarinda rahibe arabadan iner ve tek kelime
söylemeksizin, ancak çok manali bir bakis firlatarak kaybolur.
Rahip aceleyle içeriye kosturur ve bir Incil alarak 129. kuralı açar okumak
için 129. kural söyle demektedir : Ileriye gidiniz, daha yukarlarda arayiniz.
Orada güzellikler bulacaksiniz.