Vazelin
Abone olVazelin
Adamın biri motosiklet almış. Satıcı adama bir kutu vazelin
hediye ederek:
– Yağmurlu havalar da bunu metallere sür, pas yapmaz.
Adam motorunu göstermek üzere kzı arkadaşına gitmiş. Akşama doğru
kız:
– Gel seni bize götürüp ailem ile tanıştırayım hem de akşam yemeği
yeriz.
Hemen arkasından da bir hatırlatmada bulunmuş:
– Yalnız dikkat et bizim evde yemek yerken kimse konuşmaz. Konuşan
olursa o btün bulaşıkları yıkar.
Adam dört kişinin bulaşığından ne olacak diye düşünürken eve
girdiklerinde bir de ne görsün dağ taş her yer bulaşık. İçinden
“uulan ir konuşursak yandık” demiş. Yemek yerken aklına:
– “Ben şimdi bu kızın elini tutsam kimse bir şey diyemez” fikri
gelmiş. Kızın elini tutmuş kimseden çıt yok. Bir de öpeyim demiş,
öpmüş yine çıt yok. Ulan ben bununla bu işi de pişireyim demiş.
Herkesin gözü önünde kızla yatmış ama yine çıt yok. Adam iyice
pişkinliğe vurup “yahu bunun anası da güzelmiş” deyip onunla da
yatmış. Tekrardan çıt yok. Tam bu sırada dışarıda gök gürleyip
yağmur yağmaya başlamış. Bizim ki motoru paslanmasın diye aldığı
vazelini cebinden çıkardığı anda kızın babası bağırarak ayağa
fırlamış:
– Tamam tamam!!! Koy onu yerine bulaşıkları ben yıkarım!
BONUS FIKRA
Hediye Ya Ayva Olsaydı
Nasreddin Hoca bir gün Timur’u ziyarete karar verir. Giderken yanına hediye olarak bir sepet ayva alır. Fakat hoca yolda ayva yerine incirin daha iyi hediye olacağına karar verir ve dönüp ayvaları boşaltır onların yerine sepeti incir doldurur.
Padişah Timur’a hocanın kendisine hediye getirdiği ve huzura kabul edilmesini istediği bildirilir. Hoca huzura alınır. Hediye olarak çok değerli taşlar, kumaşlar bekleyen padişah incirleri görünce çok kızar ve incirleri tek tek hocanın kafasına vurur.Fakat hoca acıdan bağıracağına Allah’a şükreder. Şaşıran Padişah sebebini sorar:
Hoca:Padişahım ya ayvaları getirseydim halim ne olurdu der…
Amerika Rüyası
Sarışın bir afet, köprüye çıkmış intihar etmek düşüncesiyle.
Tam o sırada köprüden geçmekte olan cabriolet bir araç içindeki yakışıklı yurdum insanı inmiş ve ellerini uzatmış :
“Hanımefendi neden ölesiniz ki. İstediğiniz yeni bir hayatsa tutun elimden. Ben makine mühendisiyim. Ve yarın gemiyle Amerika’ya gidiyorum. Dilerseniz sizi de kaçak olarak gemiye bindirebilirim.” demiş.
Çaresiz sarışının pek hoşuna gitmiş bu teklif ve binmiş lüks spor arabaya uzaklaşmışlar gözden. Ertesi gün adam gerçekten gizlice gemiye bindirmiş sarışını.
Gecesinde sarışına gizli gizli yemekler getirmeyi de ihmal etmemiş. Sarışında geceleri adamla birlikte olarak yapılan iyiliğin karşılığını kendince ödüyormuş.
Aradan bir iki ay geçmiş.Kaptan bir gün gemiyi kolaçan ederken bizim sarışına rastlamış saklandığı yerde.
‘Sende kimsin..?’ diye sormuş. Sarışın kısaca anlatmış başından geçenleri ve ‘işte o hayatımı kurtaran yakışıklı personeliniz beni gemiye gizlice bindirdi. Bunca zaman gizlice yemek getirerek beni aç bırakmadı. Bende bunun karşılığında geceleri onunla birlikte oluyorum’ demiş.
Kaptan kahkahayla gülmeye başlamış ve demiş ki :
“KIZIM GECELERİ GÜZEL VAKİT GEÇİRDİĞİNİZE ŞÜPHEM YOK. AMA BU GEMİ AMERİKA’YA GİTMEZ… KONAK-KARŞIYAKA VAPURU.. Bu..
Ses
Adamın işi varmış, Ankara’ya gidiyormuş, tam uçağa binerken kulağında bir ses :
-Binme, bu uçak düşecek! Dönmüş, bakmış, kimse yok, ama içine de bir kurt düşmüş, binmemiş. İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış :
-Uçak düştü kurtulan olmadı! Koşmuş Haydarpaşa’ya, bilet almış, tam trene binecek, aynı ses kulağında :
-Binme bu trene, raydan çıkacak! Dönmüş, bakmış yine kimse yok, trene binmemiş, gelmiş eve, sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş :
-Tren Eskişehir’de raydan çıktı şu kadar ölü, şu kadar yaralı…
Allahına şükretmiş, koşup otobüse bilet almış, tam binerken yine o ses :
-Bu otobüse binme, freni patlayacak!
Dönmüş yine kimse yok! Dayanamamış, bağırmış :
-Sen kimsin yahu?
-Ben senin iyilik meleğinim!
Adam iyice kızmış :
-Ulan evlenirken neredeydin!
Kadınları anlamak
Adamın biri kumsalda yürürken ayağı eski bir lambaya takılmış, adam lambayı kumların içinden çıkarmış. “Belki cin çıkar” deyip ovalamış lambayı, cin çıkmış. adam çok şaşırmış, cin başlamış konuşmaya;
“Tamam, tamam. Beni lambadan kurtardın. Bu ay içinde beşinci çıkartılışım ve bu isten de sıkılmaya başladım artık, üstelik çok yorgunum bu yüzden üç dileği unut. Sadece bir dilek hakkın var, ona göre.”
Adam oturmuş ve bir süre düşünmüş ve
“Her zaman Hawaii’ye gitmek istedim ama uçaktan korkarım ve deniz beni çok tutar. Benim için Hawaii’ye özel bir köprü yap böylece istediğimde arabayla oraya gidip gelebileyim” demiş.
Cin gülmüş ve;
“Bu imkansız. Bu işin Köprünün ayakları nasıl Pasifik’in dibine ulaşabilir? Bu iş benim için bile hem çok külfetli ve hem de çok zaman alır, sen başka bir dilek düşün.”
Adam; “Tamam” demiş ve başka bir dilek düşünmeye başlamış. En sonunda;
“Dört kere evlendim ve boşandım. Bütün karılarım her zaman duyarsız olduğumu ve onlarla ilgilenmediğimi söylediler. Bu yüzden, kadınları anlayabilmeyi diliyorum. Nasıl hissettiklerini ve neden ağladıklarını, bir şey söylemedikleri zaman gerçekten ne istediklerini, onları nasıl gerçekten mutlu edebileceğimi bilmek istiyorum. Kısacası bunca tecrübeme rağmen kadınları ben anlayamadım, sen bana onları anlatır mısın?”
Cin oflamış, poflamış, kafasını kaşımış, terler dökmüş, derin bir nefes alarak nihayet cevap vermiş:
“Köprü iki şeritli mi olsun dört şeritli mi…?