Anasayfa /  Keyifli Haberler

Varmı Şikayet

Abone ol
Abone ol 16 Mart 2019 13:30

Varmı Şikayet

Vezirler huzura çıkmışlar:

– Padişahım, hazinede para kalmadı.Yeni vergilere ihtiyacımız var,diyerekten…

Padişah, kavuğunun altından kafasını kaşımış,

– Eeee! Ne vergisi koyalım?, demiş..

– Köprülere adam koyalım,geçenden bir akçe alsınlar!

Padişah, – Tamam, demiş.

Aradan bir süre geçtikten sonra sormuş vezirlerine:

– Tepki var mı?

– Hiç bir tepki yok!

– İyi o zaman köprünün diğer tarafına adam koyun, çıkandan da bir akçe alsın!

Aradan bir süre geçmiş, Padişah:

– Var mı şikayet?

– Yok!

Halkının tepkisizliğine kızan Padişah, gürlemiş:

– Köprülerin ortasına da adam koyun, gelip geçeni becersin!

Aradan birkaç gün geçmiş, hala bir tepkinin olmamasına içerleyen Padişah, çağırmış vezirlerini,

– Köyün birine gidelim. Halkı dinleyelim hele bir, demiş.

Gitmişler köye, Padişah sormuş:

– Var mı şikayet?

Ses yok. Padişah:

– Var mı şikayet? Konuşun yoksa, taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmayacağım, diye gürleyince arkalardan cılız bir ses duyulmuş:

– Padişahım, o köprünün ortasındaki adam var ya!..

– Eeee!, demiş Padişah bir umutla…

– Akşamları çok kalabalık oluyor, sıra uzuyor, bir adam daha koysanız…

Beğenip Paylaşmayı Unutmayalım …!!!



BONUS FIKRA



Dursun birgün Temel ile koyu muhabbete dalar.

Konu Japonlara gelir. Dursun sorar;

– ”Ula Temel, sen bir Japon ile Çinli’yi nasıl ayırt edersin?” der…

Temel;

– ”Her çekik gözlü Çinli değildir. Japon da değildir.

Çekik gözlü birinun Japon mi Çinli mi olduğunu ögrenmek içün elinden tutarım.

Yapişursa o kişi Japon’dur. Koli elunuze kalırsa Çinli’dur…



Günah



karısı taklit bir inci gerdanlık almıştı. kocası:

-kaç para verdin buna? diye sordu.

-elli lira.

-elli lira mı? yazık değil mi bu cam parçalarına elli lira vermek? vallâhi günah…

kadın öfkelendi:

-günahsa günah. sen takacak değilsin ya? günahı benim boynuma…



Hesap



görünüşü ihtiyar ama kalbi kıpır kıpır olan ihtiyar manifaturacılık yapıyor…

geçinip gidiyormuş… günlerden bir gün içeri bir afet girmiş. ve sormuş…

– kumasın metresi kaça?

ihtiyar yaradana sığınmış:

– metresi bir öpücüktür, dudaktan.

kız kararsız:

– on metre alayım bari,

ihtiyarin gözler fıldır fıldır

on metreyi saniyede keser, kıza uzatır; hesabi ister.

kız kapıya doğru seslenir:

– büyükanne hesabi öder misin?



Gerçek Akıl



bir akıl hastanesi ziyareti sırasında, adamın biri sorar:

– bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz? doktor:

– bir küveti su ile dolduruyoruz.

sonra hastaya üç şey veriyoruz. bir kaşık, bir fincan, ve bir kova.

sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz.

siz ne yapardınız? adam:

– ooo ! anladım. normal bir insan kovayı tercih eder.

çünkü kova kaşık ve fincandan büyük.

– hayır, der doktor. normal bir insan küvetin tıpasını çeker.

‘gerçek akıl, sadece bize sunulan çözümleri seçmek değil;

en uygun çözümleri bulabilmektir. ‘



Paket



– kocacığım, gece rüyamda ne gördüm biliyor musun?

– ne gördün hayatım?

– akşam olunca elinde çok güzel bir paketle geliyorsun

– eeee

– ben de paketi heyecanla açıyorum ve içinden bir inci kolye çıkıyor. sence bunun anlamı ne olabilir?

– bu akşam anlamını öğrenirsin aşkım.

akşam olur, adam elinde güzel bir paketle eve gelir.

kadın gözlerine inanamaz ve çok heyecanlanır. paketi heyecanla açar.

kutunun içinde bir kitap vardır ve üzerinde;

” rüya tabirleri ” yazmaktadır.


Yorumlar