Anasayfa /  Keyifli Haberler

Test

Abone ol
Abone ol 12 Aralık 2018 04:29

telefon sesi…..

-alo buyrun?

-emel hanim?

-evet efem buyrun.

-emel karakas di mi??

-evet efem.

-hanfendi, burasi … laboratuvari. esinizin test sonucu geldi ancak ayni isimde bir beyin daha sonucu var elimde ve acik konusmak gerekirse hangisi daha kotu bilemiyorum!!!

-ne demek istiyorsunuz?

-valla biri alzaymer digeri AİDS!

-bi daha yaptirsak testi?

-hanfendi biliyorsunuz bunlar pahalli testler, sigorta odemez ikinci testi!

-n’apcaz o zaman?

-bakin biz burada dusunduk soyle bi fikir geldi aklimiza:

kocanizi bindirin arabaya, sehrin ortasinda biyerde birakin…

evi bulursa sakin bi daha onla yatmayin!!





Kesin Dönüş



temel 20 senedir almanya’da yaşıyormuş.

bir gün göçmen bürosuna gidip , almanya’dan kesin dönüş yapacağını söylemiş .

göçmen bürosundaki almanlar temel’i tanıyorlar, seviyorlar.

sormuslar ; “niye dönüyorsun” diye. temel:

“homoseksüeller yüzünden” demiş.

bürodakiler şaşırmiş ;

“seni rahatsız filan ediyorlarsa hemen bir şikayette bulun, gereğini yapariz. buradan bu yüzden ayrılmana değmez ” demişler”

temel ; “beni rahatsız etmiyorlar” demiş.

bürodakiler yine şaşırmış; “peki neden gidiyorsun?”

temel cevaplamiş ;

“burada 20 yıl önce homoseksuellik yasaktı,

10 yil önce serbest oldu,

5 yıl önce de evlenmelerine izin verildi.

homoseksuellik mecbur olmadan dönmek istiyorum.





Değişim Savaşı





“Güzel kız fena değil. Ama biraz kendini beğenmiş. Acaba bu hali devam eder mi? Ya ederse? O zaman bununla yaşanmaz. Ben dayanamam ukala bir kadına, kadın dediğin biraz uysal olmalı… Neyse canım, hele bir evlenmeyi kabul etsin. Ben onu değiştirmeyi bilirim.”

Genç kız da simasının ortasına sinsi bir tebessüm kondurdu.

“Fena çocuk değil. İşi de yerinde. Rahat bir hayat yaşarım. Lâkin biraz ‘dediğim dedik’ gibi. Acaba buna, sözümü dinletebilir miyim? Aman canım, düşündüğüm şeye bak. Evlenelim de ben onu mum gibi yapmasını bilirim.”

Ve “değişim savaşı”nın imzaları alkışlar arasında atılır.

Ayaklar birbirini ezmek için yarışır.

“Bal/ayının” tatlı meltemi yerini yavaş yavaş kuzey rüzgârlarına bırakır.

Genç adam, sabah işe gitmeden eşini uyandırmaya çalışır:

“Ben hazırlanırken sen de kahvaltı hazırlayabilir misin?”

Genç kadın uyumaya devam eder.

“Hayatım, geç kalıyorum haydi uyan.”

Genç kadın sağından soluna dönerek,

“Sabahın bu saatinde de kalkılmaz ki? İşyerinde bir tostla çay alırsın.” der.

“Allah! Allah! Ben akşama kadar çalışacağım, sen bir kahvaltı hazırlamaya zorlanıyorsun.”

“Ama çok uykum var.”

“Benim de uykum var ama kalkıp işe gitmek zorundayım.”

Kadın istifini bozmaz, kapıyı çarpıp çıkarken “Can çıkmayınca huy değişmezmiş.” diye söylenerek işe gider genç adam.

Başka bir gün…

“Hayatım, bugün yemek yapamadım. Dışarıya çıksak diyorum.”

“Yine mi? Ama çok yorgunum, şöyle evimde dinlenmek istiyorum. Dışarıya hafta sonu gideriz.”

“Annem haklıymış. ‘Bu adamı değiştiremezsin’ demişti de inanmamıştım.”

Kimse ‘ben onu değiştiririm’ demesin…

Birbirini değiştirme hayaliyle kurulan bir aile tablosu bu.

Her iki taraf da

“Acaba eşimi nasıl mutlu ederim?”

yerine

“Nasıl değiştiririm?” sevdasında.

Daha doğrusu “güç savaşında”.

Oysa eşler güçlerini” değişim savaşı”nda tüketmek yerine mutluluğu yakalamak yolunda sarf etmeli.

Evlilik,

“Ben seni adam ederim”

yerine

“ben seni mutlu ederim”

düşüncesi üzerine kurulmalıdır.

O zaman evin pencerelerinde mutluluk meltemi eser.

Saksılarında huzur çiçekleri açar.

Odalarında şen kahkahalar çınlar.

Eşler, birbirini mutlu etmek için yarışır.

Planlar, “onu nasıl değiştiririm” yerine “onu nasıl mutlu ederim” üzerine yapılır.

Mürebbiye gibi değil, psikolog gibi davranılır.

“Değişim savaşı” vererek ne kendisini tüketir ne de eşini.

Aksi halde kadın “dırdırcı”, erkek “baskıcı” mutluluksa “toz-duman” olur.

Bu sebeple, evlenecek gençler, ruhen uyum sağlayabilecekleri kişileri seçmelidir.

“Ben onu değiştiririm” diye düşünerek başlıyorlarsa, boşuna evlerini dayayıp döşemesinler. Silahlarını yağlasın, kelime mermilerini yığsın, savaş yerlerini belirleyip sığınaklarını hazırlasınlar.

Gelin arabasının arkasına da “Evleniyoruz mutluyuz” yerine “Evleniyoruz savaşa gidiyoruz” diye yazmayı unutmasınlar.


Yorumlar