Temel Fadime yi beceriyorlar
Abone olTemel Fadime yi beceriyorlar
Temel ile Fadime tarlada çalışıyorlarmış.Dursun da bir ağaca
çıkıp temele bağırıyormuş.
-Temel Fadime yi beceriyorlar
Temel bakmış öle bir şey yok.
Dursun bir daha bağırmış.
-Temel Fadime yi beceriyorlar.
Temel bakmış.
Fadime yanında çalışıyor.
Temel merak etmiş.
Dursun’un çıktığı ağaca tırmanmış.
Dursun da bu arada ağaçtan inmiş.
Gitmiş Fadime yi becermeye başlamış.
Temel ağaca çıkınca durumu görmüş ve demiş ki
-ula hakkattende buradan öle gözükiyi
BONUS FIKRA
Bir savaş gemisi karanlık ve sisli bir gecede yol alıyormuş.
Derken kaptan köşkündeki komutan tam karşıda ve uzakta üzerlerine doğru gelen bir ışık farketmiş.
Hemen karşı tarafa sinyal göndererek şu mesajı geçmiş:
-“Derhal rotanızı 30 derece doğuya çeviriniz” Karşıdan anında cevap gelmiş:
-“Sen rotanı 30 derece batıya çevir!”
Komutan şaşırmış, biraz da sinirlenmiş, mesajı tekrarlamış:
-“Rotanı derhal 30 derece doğuya çevir, emrediyorum!” Karşıdan cevap:
-“Asıl sen rotanı 30 derece batıya çevireceksin!”
Komutan öfkeden küplere binmiş, bir mesaj daha yollamış.
-“Ben 30 yıllık kaptanım, sana son kez emrediyorum, rotanı 30 derece batıya çevir!”
-“Sen 30 senelik kaptansan ben de 20 senelik denizciyim, sen rotanı 30 derece doğuya çevir.”
Komutan, o kadar sinirlenmiş ki, hemen mürettebata bütün topları ateşe hazır hale getirmelerini emretmiş ve son kez bir mesaj göndermiş:
-“Burası bir savaş gemisi, derhal rotanı 30 derece batıya çevirmezsen ateşe başlayacağız.”
-“Burası da bir deniz feneri.. Sen rotanı bir an önce 30 derece doğuya çevirmezsen birazdan kayalara çarpacaksın”
Akbaba
çiftçi tavuklari için hiç yorulmayan bir horoz almak için pazara gider.
pazarci : istediginiz herseyi bu horoz yapar, diye azgin mi azgin bir horoz satar bizim çiftçiye.
adam çiftlige döner ve horozu kümese koyar koymaz tüyler uçusur, gidaklama sesleri, feryat figan, çiftçi çok memnundur.
ama horoz cok azgindir, sadece kumesi degil, çiflikteki hayvanlar, atlar, koyunlar, inekler vs. vs.
adam memnundur ama bir yandan da endiselenir, horoz iki günde
ölecek diye.
horozu tutmaya çalisir ama nafile. neyse der eve girer.
ertesi gün bir bakar ki, horoz ayaklar havada, dili disarda kümesin
önünde pestil vaziyette yatiyor ve hatta tepesinde bir akbaba
uçusuyor.
çiftçi kendi kendine : ehh iste sana dedim geberecen diye, seklinde
söylenir.
horoz, bir gözünü hafif açarak çiftçiye kisik sesle
homurdanir;
-hissst! akbabayi kaçirican sus!
Pardon
adamin biri sinemaya gider. tam sinemada film baslarken önüne saçini kazitmis biri oturur ve sinemanin isiklari bu saçini kazitmis adamin kafasina vurur…
arkasindaki adam bir turlu filmi izleyemez.
adam içinden “sunun ensesine bi tane yapistirayim” der sonra “oglum adam iri yari…
ellese bile beni parçalar” diyip vazgeçerken yanina temel
oturur..
adam temel’e donup “su kafasini kazitmis adamin ensesine bi tane
vur sana 5 milyon verecem” der.
temel de dayanamaz adamin ensesine bi tane yapistirir ve devam
eder “ulan hasan sen burada miydin” der. adam donup ;
“ne hasani kardesim” der
temel de “pardon kardesim karistirdim” der ve adam onune donunce
5 milyonunu alir.
adam dayanamaz ve temel’e donup “kardes bi tane daha yapistir sana
10 milyon verecem” der.
temel bi tane daha adamin ensesine vurur ve ilave eder “hasan
sensin be yeme beni”
adam donup “hasan degilim kardesim be ” diyip on koltuklardan
birine oturur.
temel’in yanindaki adam artik filmi birakip bu kafasini kazitan adami aramaya baslar ve bulur hemen temel’e donup
“bak kardesim iste oraya oturmus. git ensesine bi tane daha vur
sana cebimdeki tüm parayi verecem” der.
temel hemen kafasini kazitmis adamin arkasina geçip ensesine bi
tane yapistirip
“ulan hasan burda miydin, ben de yarim saattir arkadaki adami sen sanip ensesine vuruyorum”
Tren
üç arkadas tren istasyonuna gitmisler. içlerinden biri
giseye
yaklasip bilet almis ve trenin kalkmasina ne kadar zaman
oldugunu
sormus.
– bir saat on bes dakika… arkadaslarına dönmüs:
– daha çok var, hadi gidip su karsıkı kafede çay içelim… oradan
buradan derken laf lafı açmis… birden
tren düdügüyle kendilerine gelmisler.
kosarak disari firlamislar ama, nafile… tren kaçmis..
sormuslar:
– sonraki tren ne zaman?
– bir buçuk saat sonra… yine dönmüsler kafeye. yine çay, yine
laf
ve derken yine düdük sesi…
kosmuslar ama bu defa da treni kaçirmislar.
bir saat sonra bir tren daha varmis. dönmüsler kafeye…
ama bu kez uyanik duruyorlar.
trenin sesini duyar duymaz kalkmislar ve kosmaya
baslamislar.
içlerinden ikisi; biri bir vagona, digeri baska vagona zar zor
yetismis…
üçüncü ise geride kalmis ve yetisememis…
bir süre dövündükten sonra baslamis katila katila gülmeye.
durumu gören istasyon memuru dayanamayip sormus:
– hem treni kaçirdin hem gülüyorsun!
– nasil gülmeyeyim!… onlar beni ugurlamaya gelmisti…