Anasayfa /  Keyifli Haberler

Sekreter Aranıyor

Abone ol
Abone ol 06 Mart 2019 10:55

Sekreter Aranıyor

Gazetede yayınlanan “Daktilo Bilen Bayan Sekreter Aranıyor” ilanı uzerine uzun boylu yakışıklı bir adam da başvurmuştu. Şirketin patronu:

-İyi ama yanlışlık olacak.Biz bayan sekreter arıyorduk

deyince,adam elindeki bavulu açmış. İçinden cansız manken çıkarmış,

-İşte efendim demiş.

-Modern tekniğin son buluşu olan sekreteriniz! Yemez içmez. Hiç bir kaprisi yoktur.İzin nedir bilmez.

Telofonla aynı anda sekiz kişiyle görüşür, bu arada da beş ayrı daktilo makinesinde beş ayrı yazı yazar.

Bunlara kendisinin dokuz yabancı dil bildiğini ve anında çeviri yaptığını da eklemeliyim.

Maaşı falan da yok.Bana hemen Beşyüz milyon lira ödeyeceksiniz.o kadar!.

Patronun aklı yatmamış,yüzünü buruşturmuş. Harika manken sekreteri getiren adam hemen sekreteri oturtmuş, beş dakikada elli sayfalık bir kitabi sekiz dile cevirmiş, aynı anda telefonlara cevap verilmiş falan filan…

Patronun gözleri faltaşı gibi açılmış, derhal beşyüz milyonluk çeki yazıp adama vermiş ve cansız manken sekreteri almış.

Adam odadan çıkıp elinde boş bavulla asansörün gelmesini beklerken, içeriden feci bir feryat yükselmiş,

-Ahhhhh!

Bunu duyan adam elini alnına vurmuş,

-Tüh be! Mankenin alt tarafının kalemtraş olduğunu söylemeyi unuttum!



BONUS FIKRA



Yüz Yıkamamak



Annesi yeni uyanan Temel’i her zamanki gibi uyardı. -Günaydın uşağum, sofraya oturmadan önce yüzünü yıkıyacasun.

Temel boş boş annesinin yüzüne baktı… -Ne oldi niye bakaysun? -Anacuğum biraz önce rüyada suya düştum. Yüzümi yıkamasam olmaz mi?



Büyüyünce Ne Yapacaksın?



Misafir, küçük kıza sordu:

-Büyüyüp, annen kadar olunca ne yapacaksın bakalım?

-Rejim yapacağım teyze.



Nereye Yaptı



Temel, bir gün Dursun’un evine misafirliğe gitmiş.

Yatma zamanı geldiğinde Dursun demiş ki:

– “Bak Temel, ha bu evde bir tane tuvalet vardir.

Eğer ihtiyacin varsa şimdi yap.

Çünkü bütün gece poyunca yapamazsin.

Tuvalete geçmek için yattığın odadan pizim odaya geçmen gerekli.

Beni ve Fadime’yi rahatsiz edemezsin!” demiş.

Temel, şöyle bir düşünmüş…

İhtiyacının olmadığına karar vermiş.

Herkes yatmış.

Fakat, Temelin bağırsak faaliyetleri onu son derece rahatsız etmeye başlamış.

Ne yapsın… Tuvalete gidemez.

Odanın penceresini açmış bakmış ikinci kat.

O sırada pencerenin pervazında duran saksıyı görmüş.

Almış onu içeriye… çiçeği toprağıyla beraber çıkarmış ve büyük tuvaletini yaparak saksıyı toprağıyla ve çiçeğiyle beraber yerine koymuş.

Ve tekrar rahat bir şekilde uyumuş.

Ertesi sabah herkes uyanmış ve vedalaşmışlar.

Aradan 3 ay geçmiş…

Temel, Dursun’dan bir mektup almış.

– “Ulan Temel, nereye yaptiysan söyle, uç ev değiştirdik hala daha koku çıkmamiştir daa.”



Salak Değilim Deliyim



Adamın birisinin, arabasının lastiği tam tımarhanenin önünde patlar.

Adam arabayı kenara zor yanaştırır.

Sonraki işlem malum.. Kriko, stepne, bijon anahtarı ve tekeri söker.

Ama söktüğü 4 adet bijon, yuvarlanıp yağmur mazgalına düşer.

Mazgal açılır gibi değil, bijonlar görünmüyor bile.

Adam bir sağına bakar, bir soluna bakar, çaresiz kaldırıma çöker.

Olayı en başından beri tımarhanenin demir parmaklıklı penceresinden izleyen bir deli, seslenir;



– Ula salak! Sen ne yapıyorsun orda öyle?

– Sorma birader, lastik patladı ve değiştirirken bijonları mazgala düşürdüm.

– Düşündüğün şeye bak! Diğer lastiklerden birer tane bijon çıkar. Hepsi 3 bijonlu olsun. Seni, lastikçiye kadar idare eder.

Adam hemen denileni yapar. Ve akıl hastanesindeki deliye seslenir:



– Senin ne işin var tımarhanede?

Cevap müthiştir..

– Biz burada delilikten yatıyoruz kardeşim, salaklıktan değil !



Serçe



Serçenin biri uçarken biraz alçalayım demiş, bi bakmış karşıdan motosiklet geliyor.

Sağ sol yapayım derken motosiklet sürücüsünün kaskına çarparak yere düşmüş.

Adam serçeyi yerden alarak eve götürmüş .Bir kafese koyup kafesin içine biraz su ve ekmek kırıntıları bırakmış, Bir süre sonra serçe yavaş yavaş gözlerini açmış…



Önce su ve ekmek kırıntılarını görmüş, gözlerini iyice açınca parmaklıkların arasında olduğunu farketmiş ve:

-Kahretsin demiş. Çarptığım adam öldü herhalde



Kapak



Gariban bir köylü şehre inmişti. Büyük bir mağazada iki kişinin karşılıklı oturup konuştuklarını gördü.

İçerde bir masa ve üç dört koltuktan başka bir şey görünmüyordu. Merak etti ve içeri girdi:

– Selamünaleyküm ağalar.

– Aleykümselam hemşerim ne istiyorsun?



– Merak ettim acaba burada ne satıyorsunuz?

Köylü ile dalga geçmek isteyen satıcı sırıtarak cevap verdi:

– Eşek satıyoruz.

Köylü de taşı gediğine yerleştirdi:



– Sadece ikiniz misiniz yoksa daha var mı ?



Gülücükleriniz daim olsun



Bir gün Ali, öğretmeni Ayşe Hanım’a giderek dersten sonra kendisiyle görüşmek istediğini söyledi. Öğretmen kabul etti ve sordu:

– Sorun nedir Ali?

– Ben bu sınıfın düzeyine göre fazla zekiyim. Bir üst sınıfa geçmek istiyorum.

– Söyle bakalım ali: 3×4?

– On iki

– Peki 6×6?

– Otuz altı müdür bey

– Japonya’nın başkenti?

– Tokyo.

Ve test bir saat sürdü, Ali hiç hata yapmadı. Test sonunda Ali’nin öğretmeni de soru sormak istedi. Ali ve müdür bu isteği kabul ettiler. Öğretmen sorulara başladı:

– İneklerde dört tane, bende iki tane olan nedir?

– Bacaklar öğretmenim!

– Doğru! peki; senin pantolonunun içinde olup, benim pantolonumun içinde olmayan nedir?

Müdür bu soruya çok şaşırdı.

– cepler öğretmenim.

– Kadınların tüylerinin en kıvırcık olduğu yer neresidir?

Velet tereddütsüz yanıt verdi:

– Afrika’dır öğretmenim.

– Yumuşak olup, kadınların ellerinde sertleşen nedir?

Müdür gözleri fal taşı gibi açılmış tam konuşacakken ali yanıtladı:

– Tırnak cilası.

– Peki. bekâr bir kadına göre evli kadında daha geniş olan nedir?

Müdür kulaklarına inanamıyordu.

– Yatak öğretmenim.

– Kadın vücudunda en nemli organ hangisidir?

– Dil öğretmenim.

Nefes nefese kalan müdür, testi bitirmeye karar verdi ve şöyle dedi:

“Değil bir üst sınıfa, ben bunu doğrudan üniversiteye göndereceğim.

Çünkü ben bütün sorulara yanlış cevap verdim!”




Yorumlar