Anasayfa /  Keyifli Haberler

Saat Gece Yarısıydı ve Karşımdaki Bir Erkekti

Abone ol
Abone ol 01 Ocak 2019 23:22

Saat Gece Yarısıydı ve Karşımdaki Bir Erkekti



Türkiye’de bazen öyle olaylar yaşanıyor ki…insan ne diyeceğini bilemiyor.

Bu aktaracağımız olayda büyük bir ders var.

Türkiye’nin bir zamanlar gündemine oturan Özgecan olayı hafızalarda tazeliğini koruyor.





Her erkek aynı olamaz.

Kendini kaybetmiş insanlar yaşadığımız ortamda malesef kol geziyor.

İşte o ibretlik olayAdım Elif, gecenin bir vakti Kadıköy Rıhtımdan Üsküdar’a gitmek için 12A otobüsünün nereden kalktığını sormak için yoldan birini çevirdim.

Saat 12’ye geliyordu neredeyse





“12A ya nereden binebilirim” diye o kişiye sordum.

Ama bir yandanda içimde bir ürperti geldi nedense.

Ürperti gayri ihtiyari olmuştu. Saat gece yarısıydı ve karşımdaki bir erkekti.Erkeklerle çok muhabbetim olmadığımdan çekiniyordum

sordum neyse . 24-25 yaşlarında bir gençti karşımdaki

Dış görünüşünden de çekindim açıkçası sorarken bana döndü . Bakışlarında bir anlam yüklüydü..





Anlamaya çalıştım ve;

Üsküdar’a mı gideceksin bu saatte otobüse binme saat çok geç oldu belki kalkmıştır bile paran var mı ” dedi. Neden bilmiyorum cebimde param olmasına rağmen o anın tedirginliği ve telaşı ile “yok” dedim. Çantasını kurcaladı. Ne aradığını anlamaya çalıştım.

Merak etmiştim, birazda ürkek ürkek geri durmaya çalışıyordum

“Burada bekle hemen para bozdurup gelicem” dedi.

Hiç beklemiyordum çok şaşırdım. “Hayır gerek yok çok teşekkür ederim” dedim. Çok mahcup olmuştum. Üstelik param da vardi. Israrla teşekkür edip fikrinden vazgeçirmeye çalıştım .

Neyse gitti bir süre takip ettim.





Hemde gecenin bu vakti. 





KIZIM BEŞ LİRAYLA NE BEN FAKİRLEŞİRİM NE DE SEN ZENGİN OLURSUN.

ŞU SAATTE BAŞINA BİR ŞEY GELMESİN ŞURADAN BİN HIZLICA GİT ÜSKÜDAR’A”





 dedi. Girdik bir kahve dükkanına 20 tl bozdurdu.

Parayı alırken çok mahcup oldum çok teşekkür ettim ve elimde 5 lira tarif ettiği yere doğru gittim. İçimde garip duygular oluşmaya başladı.

Kendi kendime düşünmeye başladım

O an yürürken aklıma Türkiye’deki Kadın cinayetleri tecavüzler ÖZGECAN.. bir anda bunlar geçti kafamdan. Sonra bir kaç saniye önce yaşadığım olayı düşündüm.İşte kadına sahip çıkmak bu kadar kolay. Bunu yapmak bu kadar zor mu diye sordum kendime. 





HERKES DE SORSUN KENDİNE BUNU YAPABİLMEK BU KADAR ZOR MU?!





Erkek olmak böyle hataları yapmaya, tüm erkekleri aynı sınıfa koymaya yetermi diye düşünmeden edemedim

İnsan olabilmek vicdan sahibi olabilmek birazcık ince düşünebilmek değeri iste bu kadar. İnsan olarak aynı toplumda huzur ve güven içerisinde yaşamanın hazzı varken

Neden böyle şeyler aramıza nifak ve korku soksun.

Dünya yaşanmak için aslında iyi bir yer.

Ama kötü insanlar onu kötü hale getiriyor.

Hepsi insanoğlunun suçu.

İyi olduğumuzda ne kadar güzel bir ortam oluşuyor bu örnekte ben bunu yaşadım.

İbret olması için lütfen paylaşın

BONUS FIKRA

Padişah Hızır

Kim bana Hızır’ı gösterirse onu armağanlara boğacağım” dedi Birçok oğlu ve kızı olan fakir bir adam bu işe talip oldu Karısına dedi ki: “Hanım ben padişaha Hızır’ı bulacağımı söyleyip ondan kırk gün müsade alacağım Bu kırk gün için padişahtan size ömrünüz boyunca yetecek yiyecek, içecek ve para alırım





Kırk günün sonunda Hızır’ı bulamayacağım için benim kelle gider, ama siz rahat olursunuz” Adamın karısı kanaatkar biriydi “Efendi biz nasıl olsa alıştık böyle kıt kanaat geçinmeye Bundan sonra da idare ederiz Vazgeç bu tehlikeli işten” dedi Ama adam kafaya koymuştu Padişaha gidip Hızır’ı bulacağını söyledi Bunun için kırk gün izin istedi Hızır’ı bulmak için koşuşturacağı kırk gün zarfında ailesinin geçimi için sarayın ambarından tonlarca yiyecek, içecek ve nakit para aldı Bunları evine teslim edip kırk gün ortalıktan kayboldu Kırk günün bitiminde padişahın huzuruna çıkıp herşeyi itiraf etti:





‘Benim aslında Hızır’ı falan bulacağım yoktu Ailece sıkıntı çekiyorduk Hızır’ı bulacağım diye sizden dünyalık almak istedim” dedi Padişah buna çok kızdı: “Padişahı kandırmanın cezasını hayatınla ödeyeceğini hiç düşünmedin mi?” diye bağırdı Adam da her şeyi göze aldığını söyledi Bunun üzerine padişah yanında bulunan üç veziriyle görüş alış verişinde bulundu Birinci vezire sordu:





– Padişahı kandıran bu adama ne ceza verelim? – Efendimiz, bu adamın boğazını keselim, etini parçalayıp çengellere asalım Bu sırada peyda olan, nurani, ak sakallı bir ihtiyar I vezirin sözleri üzerine söyle dedi: Küllü şeyin yerciu ila asıhı”





Padişah ikinci vezirine sordu: – Bu adama ne ceza verelim? – Hükümdarım bu adamın derisini yüzüp içine saman dolduralım Biraz önce ansızın ortaya çıkan ihtiyar yine  “Küllü şeyin yerciu ila asıhı” dedi Padişah üçüncü vezire sordu: – Ey vezirim sen ne dersin, beni kandıran bu adama ne ceza verelim?





– Padişahım bana göre, bu adamı affedin Size yakışan, sizden beklenen budur Bu adam önemli bir suç isledi ama sanıldığı kadar da kötü biri değil Çünkü çoluk çocuğunun rahatı için kendini feda edebilecek kadar da iyi yürekli





Nurani ihtiyar yine söze karıştı: “Küllü şeyin yerciu ila asıhı” Bu defa padişah o yaşlı zata yöneldi: – Sen kimsin? İkide bir tekrarladığın o laf ne demektir? ihtiyar cevap verdi: – Senin birinci vezirinin babası kasaptı Onun için kesmekten, etini çengellere asmaktan bah setti Yani aslını gösterdi İkinci vezirin babası yorgancı idi Yorgan yastık, yatak yüzlerine yün, pamuk vb doldururdu O da babasına çekti





Üçüncü vezirin ise babası da vezirdi O da soyuna çekti, büyüklüğünü gösterdi Benim söylediğim söz “Herkes aslına çeker” demektir Vezir istersen (üçüncü veziri göstererek) işte vezir, Hızır istersen (kendini göstererek) işte Hızır, bu adamı mahcup etmemek için sana göründüm, dedi ve kayboldu

Erken emeklilik



ABD ordusunda çok fazla general varmış ve bunları erken emekli etmek istiyorlarmış.

Cazip kılmak için demişler ki:” vücudunuzda iki nokta belirleyin, arası kaç santimse, o kadar bin dolar ekstra para vereceğiz”

Bi tane havacı general gelmiş demiş kafamın en üstünden ayak parmağıma kadar, ölçmüşler 180cm, 180 bin dolar almış emekliye ayrılmış

Bi tane karacı general gelmiş orta parmağının en üstüne bi nokta bi de ayak parmağına bi nokta koymuş, ölçülürken ellerini kaldırmış 2.5 metre çıkmış 250 bin dolar ikramiye almış ayrılmış

Sonra bi tane deniz piyadesi gelmiş demiş ki s***min ucundan t****klarımın arasındaki mesafeyi ölçün.

Sormuşlar emin misiniz falan çok para alamazsınız bu şekilde, adam, tabi eminim, demiş

Doktoru çağırmışlar ve generale pantolonunu indirmesini söylemişler

Doktor gördüğü manzara karşısında: “oha bu adamın taşşakları yok” demiş.

Generalcevap vermiş:” t****kları Vietnam’da bırakmıştım”.



BONUS FIKRA



Fıkra Gibi Dolmus Muhabbetleri



Pek dolu olmamasına rağmen minibüs hareket etmek üzereydi. Tam o anda kavga ettikleri her hallerinden belli olan iki arkadaş minibüse bindi. Birbirlerinin yüzüne bile bakmıyorlardı. Çocuklardan biri şoföre parayı uzattı:

– Abi bir öğrenci bir de Hayvan alır mısın?

Yolcu müsait bi yerde inmek ister ama dili sürçer:

– Şoför bey mübarek bi yerde inebilir miyim?

– Şu ilerdeki caminin önünde bırakayım teyze seni…

Oğlum bu Eminönü’nden geçer mi?

– Yok teyze biz Taksim’e çıkıyoruz.

– Hah tamam oğlum siz gidin ben gelmeyeceğim.

Yolcu:

– Abi Heykel’e çıkıyo mu?

Şoför:

-Yok abi, yanından geçiyo.

Arkadaki aksi teyze öndeki uzun saçlı delikanlıya seslenir:

– Kızım şurdan bir kişi uzatır mısın?

– Ben kız değilim!

– Amaaaan ne bileyim kız mısın dul musun, uzat işte.

– Mükemmel bir yerde inebilir miyim?

Yolcunun kafası karışık sanırım, kendisi de dolmuşdakilerle birlikte

güler söylediğine şoför kadını indirirken:

– Buyrun size layık değil ama!

Yolcu müsait bi yerde inmek ister ama dili sür çer:

– Müsait bi yerde iner misiniz?

Şoför:

– Niye sen mi kullancan? ? ?

Rumeli-Hisarüstü otobüsüyle Taksim’e doğru gidiyoruz. Adamın biri

Beşiktaş dolaylarında gayet aceleci bir tavırla:

– Kaptan orta kapıyı rica edebilir miyim?

Bizim şoför olaya hakim:

– Tabi abi ayıp ettin. Al götür senden kıymetli mi…

İstanbul’dayiz… Dolmuşa bindik, dolmuş doldu,tam kalkıcak, elemanın biri açtı kapıyı. İçerde tıkış tıkış oturmuşuz, önde 3 kişi arkada 4

… Eleman hala bir umut sordu:

– Kaptan, yer var mı?

Şoför de arkasını dönüp cevap verdi:

– Bilmiyorum, üst kata bi bak bakalım




Yorumlar