Anasayfa /  Keyifli Haberler

Ressam

Abone ol
Abone ol 01 Mart 2019 02:25

Ressam

İlkokul 5. sınıfta resim dersinde öğretmen

-“çocuklar konu serbest, hayvan resimleri çizin bakayım” dedi.

10 dakika sonra küçük Ahmet el kaldırdı.

Öğretmen yanına geldi. Resim kağıdının üzerinde bir sinek duruyordu.

Çocuğun bu sinekten şikayetçi olduğunu zanneden Öğretmen eliyle sineği kovaladı ama hayvan hiç hareket etmedi.

Biraz daha dikkatli bakınca da sineğin gerçek olmadığını fark etti.

Bu bir sinek resmiydi. Öğretmen şaşkınlıkla sordu;

-Sen mi yaptın oğlum bu resmi?

-Evet öğretmenim.

-Peki bir de at resmi yap bakayım.

Küçük Ahmet öyle bir at resmi çizdi ki, at, sanki kağıttan fırlayıp çıkacak.

O kadar canlı.

Şaşıran öğretmen:

-Yavrum beni hemen babana götür.

Sen müthiş bir yeteneksin.

Burada harcanmaman gerekir.

Derhal güzel sanatlara transfer olman lazım.

Babanla konuşmalıyım, dedi.

Son dersten sonra Ahmet’le beraber yola koyuldular.

Dar bir patikadan bir gecekonduya geldiler.

İçerde, yatakta, dizlerini karnına çekmiş, üzerinde yorganı bir adam yatıyordu.

Öğretmen konuşmaya başladı;

-Geçmiş olsun efendim.

-Teşekkürler.

-Ben oğlunuzun…

-Allah kahretsin oğlumu.

-Aman böyle söylemeyin, yaptığı resimler…

-Onun yaptığı resimler yerin dibine batsın.

-Ama beyefendi böyle yetenekli bir çocuğun…

-Yeteneğine başlatmayın şimdi. -Peki ne oldu, niçin böyle kızgınsınız oğlunuza?

-Neden olacak, dün gece eve biraz çakırkeyif geldim. Bu eşşoğlu sobanın üzerine çıplak kadın resmi çizmiş … :))



BONUS FIKRA



Yüzündeki ifadeyi seyret



Karısından boşanmış olan bir adam, o gün annesini görmek isteyen kızına:

– ”Al kızım bu zarfı. Sen artık 18 yaşına bastın bu annene vereceğim son nafaka çeki. Bunu annene ver, sonra 1 adım geri çekil ve annenin yüzündeki ifadeyi seyret demiş.

Kız annesine gitmiş;

– ”Anne babam bu zarfı sana gönderdi ben artık 18 yaşıma bastığımdan sana gönderdiği son nafaka çekiymiş. Zarfı sana verip sonra 1 adım geride durup senin yüzündeki ifadeyi seyretmemi söyledi”.

Annesi;

– ”Peki kızım şimdi babana git 18 seneden sonra O’na aslında senin gerçek baban olmadığını söyle sonra 1 adım geri çekil ve yüzündeki ifadeyi seyret”



Akıl



Bir televizyon programında konuklar arasında bir profesör vardır. Programın sunucusu çokbilmiş tavrıyla profesöre:

-“Hocam, siz okumuş adamsınız, bilirsiniz termosa soğuk su koyduğumuzda suyu soğuk tutuyor, sıcak su koyduğumuzda suyu sıcak tutuyor. Termos suyun soğuk ya da sıcak olduğunu nasıl anlıyor?”

Profesör cevap verir:



– “Çok basit! Siz elinizi suya soktuğunuzda onun sıcak veya soğuk olduğunu anlamaz mısınız?”

Sunucu:



– “Anlarım ama benim aklım var?”

Profesör cevap verir:

– “Eee o kadarcık akıl termosta da var.”



Paraşüt



Temel paraşüt satıyormuş. bir müşteri gelmiş:

“beyefendi bu paraşütle 40000 fitten atladık diyelim.”

“evet.”



“açılmazsa ne olacak?”

“1.düğmeye bas açılır.”

“ya açılmazsa?”

“2.düğmeye bas açılır.”



“ya açılmazsa?”

“kardeşim 3. düğmeye bas kesin açılır.”

“tamam beyfendi 3. düğmede de açılmadı, ne olacak?”

“2 yıl garantisi var, getir değiştiririz.”



Ormanda Maliyeci



Tilki ormanda nefes nefese koşuyormuş. Karsısına çıkan kaplumbağa:

-’Tilki kardeş ne bu telaş?’

-’Ormana maliyeciler gelmiş’ demiş tilki. ‘şimdi bir bakarlar bende kürk, hanımda kürk, çocuklarda kürk, dünyanın vergisini yazarlar…. ‘

Bunu duyan kaplumbağa telaşla yürümeye başlamış.





Onu telaşlı gören leylek:

-’Hayrola kaplumbağa kardeş ne bu telaş?’ diye sormuş.

-’Maliyeciler ormanda’ demiş kaplumbağa. ‘Bende ev, hanımda ev, çocuklarda ev, yakalanırsak dünya vergi alırlar.’

Leylek de hemen uçuşa geçmiş. Ağaçların üzerinden maymun seslenmiş:

-’Leylek kardeş, ne iş? Bu ne acele?’

-’Vergi memurları herkese ceza yazıyormuş. Bende yazlık, hanımda yazlık, çocuklarda yazlık, vergi borcundan batarız…’

Bunu duyan maymun bağırarak ağaçtan ağaca atlamaya başlamış.

Sonra biran durmuş.

Ulen demiş ben niye kaçıyorum ki… Benim kıçım açık, hanımın kıçı açık, çocukların ki de açık 



Kaynana-Damat



Bir kayınvalidenin 3 damadı varmış. Onları test etmek istemiş. Bir gün en büyük damadıyla deniz kenarına gitmiş ve kendisini sulara bırakmış.

Bir yandan da”Boğuluyorum” diye feryat ediyormuş. Büyük damat atlamış denize ve kaynanasını kurtarmış.

Ertesi gün kapısında bir Renault Laguna, üzerinde bir not. “Sevgili damadım hayatımı kurtardın. Teşekkürler… Kayınvaliden”

İki üç gün sonra ortanca damadıyla deniz kenarına gitmiş. Aynı şeyi denemiş.

Ortanca damat da kayınvalidesini kurtarınca, ona da bir araba hediye etmiş.

Üzerine de benzer bir not iliştirmiş: “Sevgili damadım hayatımı kurtardın. Kayınvaliden…”

Son deneme küçük damatla… Kayınvalide denize atlamış; ayağı yerden kesilince”Boğuluyorum” diye feryat etmeye başlamış.

Küçük damat, başını çevirip bakmamış bile. Kadın boğulmuş.

Ertesi gün küçük damadın kapısının önünde bir Ferrari ve üzerinde bir not: “Sevgili damadım hayatımı kurtardın. Kayınpederin.”



Tokat



bir gün nasreddin hoca sallana sallana yolda yürürken biri arkadan ensesine kuvvetli bir tokat atar. hoca tokatın şiddetiyle yere düşmüş. kalktıktan sonra adama demiş ki:

-ne cüretle bana vuruyorsun!

genç adam biraz ukala bir tavırla özür diler. küçük bir hata yaptığını, hoca’yı bir arkadaşına benzettiğini söyler. ayrıca hoca’nın küçük bir tepeyi dağ haline getirdiğini belirtir.

bunun üzerine, hoca’yı mahkemeye gitmekten başka hiçbir şey tatmin etmez. hoca ısrarlıdır ve genç adamın kabul etmekten başka çaresi yoktur. kadıya giderler.

kadı her iki tarafı da dinler. ancak kadı, genç adamın arkadaşı olduğundan onu müşkül durumdan kurtarmanın çaresine bakarken hoca’yı da yumuşatmaya çalışır.

-hocam hislerini anlıyorum. herkes aynı şeyleri hissederdi bu durumda. şimdi ne dersin, bu genç adam kendine bir tokat atsa kabul eder misin?

hoca bununla tatmin olmaz, ısrar eder “mahkeme yapılsın” der.

bunun üzerine kadı, genç adama 5 kuruş ceza verir ve gidip getirmesini söyleyip kürsüden iner.

hoca, genç adamın dönmesini bekler. bir saat geçer, iki saat geçer fakat genç adamdan ses seda yoktur. mahkeme kapısının kapanmasına az kalmışken, hoca kadının en meşgul anında ensesine okkalı bir tokat atar ve ekler:

-kusura bakma kadı efendi, daha fazla bekleyemeyeceğim.

gelirse söyle ona 5 kuruşu sana versin!



Tavukçu Temel



temel tavukçuluk yapmaya karar vermiş ve şehirden 1000 tane tavuk almış köyüne gelmiş ve bunları bacaklarından toprağa gömmüş ve sulamış ancak 2 gün sonra bir bakmış tavukların hepsi ölmüş .

bu duruma çok kızan ve ne yapacağını bilemeyen temel hemen trabzon’daki ziraat odasına durumu anlatan bir yazı yazmış yazıda, tavukları toprağa ayaklarından gömdüğünü ancak tavuklarının öldüğünü yazmış.

2 gün sonra trabzondan yanıt gelmiş:

“yazdığınız mektup elimize ulaştı . durumu anladık ancak daha iyi bir araştırma için lütfen topraktan örnek yollayınız…”


Yorumlar