Öğrenci
Abone ol– Gel oğlum. Kalk bakalım tahtaya, sana bir sorum var.
– Buyrun, sorun öğretmenim
– Canlılar kaça ayrılır?
– Dörde ayrılır öğretmenim.
– Bana yanlış gibi geldi ama hadi say bakalım..
Minik öğrenci parmaklarıyla saymaya başladı;
– Bitkiler,Hayvanlar,İnsanlar,Çocuklar.
– Çocuklarda insan değil mi oğlum?
– Haklısınız, o zaman canlılar üçe ayrılır öğretmenim
– Peki, şimdi yeniden say bakalım.
– Bitkiler, Hayvanlar ve çocuklar.
– Oğlum insanlara ne oldu?
– Kalplerinde sevgiyi yeşertip düşünebilenleri hep çocuk kaldılar, diğerleri de hayvanlaştılar öğretmenim…
Doktordan İyi Mi Bileceksin
Kocasını çok erken yaşta kaybetmiş olan yaşlıca bir teyze oğlu ile birlikte hastaneye gelir.
Genç doktor bir yandan kadını muayene ederken bir yandan da sorar;
─ Neyin var teyze?
Teyze başlar anlatmaya;
─ Kalbim ağrıyor yavrum, ama herifim sağ iken ağrımazdı. Ayaklarım
da ağrıyor, herifim sağ iken onlar da ağrımazdı…
Yaşlı teyzenin sızlanmaları karşısında genç doktor espri yapar;
─ Evlendirelim o zaman seni teyze…
Teyzeden önce oğlu cevap verir;
─ Olur mu öyle şey doktor bey. Hem de bu yaştan sonra…
Oğlunun cevabını beğenmeyen teyze çıkışır oğluna;
─ Sus oğlum! Doktordan iyi mi bileceksin sen!
Uçak Düşerse
Bir uçakta pilot aniden hostesleri çağırmış:
“Uçak düşmek üzere. Tüm yolculara atlamalarını söyleyin. Şu anda deniz üzerindeyiz ve denize çok yakın uçuyorum, atlarlarsa kurtulma şansları var, ama atlamazlarsa herkes ölecek!”
Böyle bir şeyi insanlara yaptırmak çok zor. Hosteslerden en
akıllısı düşünmüş taşınmış, herkese uygun bir dille anlatılırsa
uçaktan atlamalarını sağlayabileceklerine karar vermiş. İlk olarak
Amerikalı kafilenin yanına gitmiş ve “Sayın yolcularımız, üzerinde
bulunduğumuz alan Japonlar’ın araştırma laboratuarlarıyla kaplı.
Eğer oraya ulaşırsanız tüm Japon teknolojisi sırlarını
kaparsınız!”. Bunun üzerine bütün Amerikalılar koşarak çıkışa
gitmişler ve atlamışlar.
Hostes bu sefer İngilizlere yönelmiş. “Sayın yolcularımız, şu anda
dünyanın en geniş ve verimli sömürgeleri üzerindeyiz. Hemen el
koyarsanız sonsuza dek sizin olurlar!” demiş. Tüm İngilizler
hevesle atlamışlar.
Sıra Fransızlar’a gelmiş. “Bayanlar baylar, affedersiniz rahatsız ediyorum. Rica etsem uçaktan atlar mısınız? Şimdiden teşekkür ederim” demiş. Fransızlar “tabii, mersi!” diyerek sırayla atlamışlar.
Hostes, sıra Almanlara geldiğinde “Atlayın aşağı çabuk!” diye bağırmış. Alman kafile “Heil!” diyerek atlamış.
Sonunda sıra Türklere gelmiş. Hostes yandan yandan gülümseyerek ve koltuğa hafif dayanarak şöyle demiş: Siz var ya… Buradan hayatta atlayamazsınız.