Oflular ile Kayserililer
Abone olOflular ile Kayserililer
Bir gün kayserililerle oflular cepheden cepheye
savaşıyorlar.her iki tarafta savaşı kazanmak istiyor ve bunun için
bir fikir düşünüyorlar.kayserililerden biri ayağa kalkıp bağırmaya
başlar
– tüm temeller ayağa kalksın.
temeller kalkar ve bütün temelleri taramaya başlarlar,başka bir
kayserili tekrar ayağa kalkıp
– tüm dursunlar ayağa kalksın diye bağırır ve tüm dursunlar ayağa
kalktığı gibi taramaya başlarlar.
ofluların cephesi git gide azalır ve yenilecek duruma gelirler.tam
teslim olmayı düşünürlerken oflunun teki ayağa kalkar ve
– uşağum haburaya onbinlira buldum kimindur da
sormasına kalmadan kayserlilerin hepsi silahları bir köşeye atıp
paraya sahip olmak için kan ter içinde koşmaya başlarlar ve o sıra
oflular geriye kalan askerlerin hepsini tarar…
BONUS FIKRA
TEMELİN TAVUKLARI
Temel tavukçuluk yapmaya karar vermiş ve şehirden 1000 tane tavuk almış köyüne gelmiş ve bunları bacaklarınden toprağa gömmüş ve sulamış ancak 2 gün sonra bir bakmış tavukların hepsi ölmüş . Bu duruma çok kızan ve ne yapacağını bilemeyen Temel hemen Trabzon’daki ziraat odasına durumu anlatan bir yazı yazmış yazıda tavukları toprağa ayaklarından gömdüğünü ancak tavuklarının öldüğünü yazmış . 2 gün sonra Trabzondan yanıt gelmiş : Yazdığınız mektup elimize ulaştı . Durumu anladık ancak daha iyi bir araştırma için lütfen topraktan örnek yollayınız …
ASTRONOT TEMEL
Temel Marsa gidecek ilk astronottur . 10 milyar dolarlık muhteşem bir uzay gemisi ile giden Temel’den dönüşe dek haber alınamayacaktır . Temel 10 yıl sonra geri döndüğünde flaşlar patlar , herkes merakla etrafını sarar :
” Marsta hayat var mı ???” Temel omuzlarini silker :
” Yok …”
Bilim adamları , basın ve tüm dünya hayal kırıklığı içindedir. Temel’i uçağa bindirip Trabzona uğurlarlar. Aksam evinde ailesi ile TV ‘den kendi dönüşünü seyreden Temel’in oğlu sorar :
” Buba yahu hakikaten Mars ‘ta hayat yok muydu ?” Temel yine omuzlarını silker :
“Haçan saat 11 dedin miydu bütün tükkanlar kapaniyi ! Sen puna hayat mi diysin ? ”
Günah
karısı taklit bir inci gerdanlık almıştı. kocası:
-kaç para verdin buna? diye sordu.
-elli lira.
-elli lira mı? yazık değil mi bu cam parçalarına elli lira vermek? vallâhi günah…
kadın öfkelendi:
-günahsa günah. sen takacak değilsin ya? günahı benim boynuma…
Hesap
görünüşü ihtiyar ama kalbi kıpır kıpır olan ihtiyar manifaturacılık yapıyor…
geçinip gidiyormuş… günlerden bir gün içeri bir afet girmiş. ve sormuş…
– kumasın metresi kaça?
ihtiyar yaradana sığınmış:
– metresi bir öpücüktür, dudaktan.
kız kararsız:
– on metre alayım bari,
ihtiyarin gözler fıldır fıldır
on metreyi saniyede keser, kıza uzatır; hesabi ister.
kız kapıya doğru seslenir:
– büyükanne hesabi öder misin?
Gerçek Akıl
bir akıl hastanesi ziyareti sırasında, adamın biri sorar:
– bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz? doktor:
– bir küveti su ile dolduruyoruz. sonra hastaya üç şey veriyoruz. bir kaşık, bir fincan, ve bir kova. sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz. siz ne yapardınız? adam:
– ooo ! anladım. normal bir insan kovayı tercih eder. çünkü kova kaşık ve fincandan büyük.
– hayır, der doktor. normal bir insan küvetin tıpasını çeker.
‘gerçek akıl, sadece bize sunulan çözümleri seçmek değil; en uygun çözümleri bulabilmektir. ‘
Paket
– kocacığım, gece rüyamda ne gördüm biliyor musun?
– ne gördün hayatım?
– akşam olunca elinde çok güzel bir paketle geliyorsun
– eeee
– ben de paketi heyecanla açıyorum ve içinden bir inci kolye çıkıyor. sence bunun anlamı ne olabilir?
– bu akşam anlamını öğrenirsin aşkım.
akşam olur, adam elinde güzel bir paketle eve gelir. kadın
gözlerine inanamaz ve çok heyecanlanır. paketi heyecanla açar.
kutunun içinde bir kitap vardır ve üzerinde;
” rüya tabirleri ” yazmaktadır.
Astrolojik
cahil bir baba ve eğitimli oğlu, ormana kamp yapmaya gider.
çadırlarını kurup uykuya dalarlar.
bir kaç saat sonra baba oğlunu kaldırır ve sorar;
“gökyüzüne bak, ne görüyorsun?”
oğlan: milyonlarca yıldız görüyorum.
baba: peki bunlar sana ne ifade ediyor?
oğlan: konuyu astrolojik olarak ele alırsak,
evrende milyonlarca gezegen vardır. bu gezegenler birleşip…
baba tokadı yapıştırır ve:
salak oğlum çadırı çalmışlar…!
Ormancı
bir gün ormancının biri, dalları nehrin üzerine sarkan ağacın dallarını keserken baltasını suya düşürür.
– “aman tanrım” diye bağırdığında bir peri belirir ve “ne diye bağırıyorsun?” der.
ormancı baltasını suya düşürdüğünü ve yaşamını sürdürebilmek için o baltaya ihtiyacı olduğunu söyler.
peri suya dalar ve elinde bir altın balta ile tekrar belirir.
”baltan bu muydu ?” diye sorar.
ormancı “hayır” diye cevaplar.
peri suya tekrar dalar ve bu sefer elinde gümüş bir balta ile tekrar belirir ve yine sorar. “baltan bu muydu?”
ormancı yine “hayır” diye cevaplar.
peri suya tekrar dalar ve bu sefer elinde demir bir balta ile tekrar belirir ve yine sorar. “baltan bu muydu?”
ormancı “evet” der.
ormancının dürüstlüğü perinin çok hoşuna gider ve baltaların üçünü de kendisine verir.
ormancı mutlu bir şekilde evine döner.
bir zaman sonra ormancı eşiyle birlikte nehir boyunca yürürken karısı suya düşer.
ormancı “aman tanrım” diye bağırır.
peri yine belirir ve sorar: “ne diye bağırıyorsun ?”
ormancı “karım suya düştü” der.
peri suya dalar ve jennifer lopez ile birlikte geri döner.
“senin karın bu mu?” diye sorar.
ormancı “evet” der.
peri sinirlenmiştir, “yalan söylüyorsun, gerçek bu değil” der.
ormancı “özür dilerim peri, ortada bir yanlış anlaşılma söz konusu. eğer jennifer lopez için hayır deseydim, bu sefer catherinezeta-jones ile geri dönecektin, ona da hayır deseydim karımla dönecek ve her üçünü de bana verecektin.
oysa ben fakir bir adamım ve üç karımın sorumluluğunu taşıyabilecek durumda değilim. jennifer lopez’e evet dememin sebebi budur..”