Anasayfa /  Keyifli Haberler

Ne Güzel Bir Eş Bu

Abone ol
Abone ol 05 Mart 2019 15:29

Ne Güzel Bir Eş Bu

Akşamdan kalma adam, büyük bir başağrısı ile sabah uyanmış. Zorlukla gözlerini açıp, yerinden doğrularak, şöyle bir etrafına bakınmış.

Komodinin üstünde bir bardak su ve iki aspirin duruyor. Yatağın ayakucundaki sandalyede elbiseleri temiz ve ütülenmiş. Aspirinleri içerken, komodindeki not dikkatini çekmiş;

“Sevgilim, günaydın. Kahvaltın mutfakta. Ben alışverişe çıkıyorum, erken dönerim. Seni seviyorum”.

Kalkıp, giyinmiş ve kahvaltı için mutfağa gitmiş. Bakmış oğlu oturmuş, kahvaltı ediyor. Masada da kendi servisi ve gazeteleri duruyor.

Oturmuş, kahvaltısına başlamış ve oğluna sormuş;

– Evlat, dün gece ne oldu, biliyor musun?

– Evet, dün gece saat 3’ü geçiyordu, sarhoş olarak eve geldiğinde. Önce koridordaki sandalyeyi devirdin, ardından kustun, daha sonra da odanın kapısına kafanı çarptın, bir gözün morardı.

Adam, şaşırmış vaziyette:

– Anlayamadım. O zaman niye herşey temiz, kahvaltı hazır ve gazetem alınmış?

– Onu mu soruyorsun. Annem seni sürükleyerek yatak odasına götürüp, pantalonunu çıkarmaya çalıştığında, “Bayan, beni yalnız bırakın, ben evli bir adamım” dedin.



BONUS FIKRA



Nasıl Deve?



deve İki arkadaş hayvanlar hakkında konuşuyorlardı: Biri diğerine sordu: -Sırtında kamburu olan hayvana ne denir? -Bunu herkes bilir deve tabi ki. -Tamam peki ya iki kamburu olana ne denir? Arkadaşı bilmiş bir edayla cevaplar: -Hecin devesi… Arkadaşı şaşırır ve soruyu biraz daha zorlaştırır. -Peki bunu bil o zaman, üç kamburu olana? -Ona da kamburu çıkmış hecin devesi derler.



Sünnettir



Nasreddin Hoca’nın evine bir gün üç molla misafirliğe gelir. Üçü de birbirinden obur şeylermiş. Hoca ne yemek çıkarmışsa silip süpürmüşler. O kadar ki sahanlarda yemek bitince, bunu da “sünnettir” diye ekmekle iyice sıyırıvermişler. Bu sırada odaya Hoca’nın oğlu girmiş. Mollalar Hoca’yı memnun etmek için: -Aman ne güzel çocuk… Adı ne bunun? diye sormuşlar. -Adı Farzdır, demiş. Mollalar şaşırıp birbirlerine bakmışlar: -Bu ne biçim isim Hoca Efendi? demişler. Şimdiye kadar böyle bir isim hiç duymamıştık. Hoca hemen taşı gediğine koymuş: -Yahu, sünnet diyeyim de onu da mı yiyin?



Babam öyle demiyor



Konuklar gittikten sonra annesi kaşlarını çattı:

– Bugün beni çok utandırdın Osman.

– Neden anneciğim?

– Sana kaç kez söyledim, “Eve konuk gelince insan oturduğu yerden kalkıp hoş geldiniz der, el sıkar, gelenlere yer gösterir.” dedim. Sen koşup baş köşeye kuruluyor, bir daha yerinden kalkmıyorsun.

– Ama babam öyle demiyor.

– Ne diyor?

– “Osman” diyor, “konuklar gelince hemen koşup kanepenin sağ yanına otur.” diyor. “Kanepenin kumaşı yırtılmış, annen de bir türlü dikemiyor. Kimseye mahcup olmayalım.”



Spagetti



Özel muyenehanesinde hizmet veren evli bir doktor, hemşiresi ile yakınlaşmaya başlar. Bu yakınlaşma giderek arkadaşlığa, sevgililiğe sonrasında da kaçamak buluşmalara dönüşür. Bir müddet sonra hemşire doktora hamile olduğunu söyler. Doktor bu olayı karısından gizlemek istediğinden; hemşireye bir miktar para verir ve İtalya’ya gidip, çocuk doğana kadar orada kalmasını ister.

Hemşire sorar:

– Bebeğimiz doğduğunda haber vermemi ister misin?

Doktor:

– Bebek doğunca bana hemen bir kart gönder. Arkasına “spagetti” diye yaz. Bu bizim şifremiz olsun.

Hemşire parayı alıp uçağa biner ve İtalya’nın yolunu tutar… Altı ay kadar sonra, bir gün doktorun karısı telefon eder. “Hayatım bu gün postadan senin adına İtalya’dan gönderilmiş ilginç bir kart geldi. Fakat ben pek anlam veremedim.” der. Doktor hemen kartın doğum haberi anlamına geldiğini anlayıp; “Eve gelince bakarım hayatım, şimdi hastam bekliyor.” deyip telefonu kapatır. Akşam da neşe içinde evin yolunu tutar. Doktor eve geldiğinde karısı ona kartı verir. Kartı okuyan doktor, ani bir kalp kriziyle olduğu yere yığılır.

Acil yardım ekibinin gelip, ilk müdehaleyi yapar. Doktor durumu biraz düzelmiş halde, ambulansla hastaneye götürülürken; elinde bir kartı sıkı sıkıya tuttuğu farkedilir. Acil yardım personeli doktorun elindeki kartı güçlükle alır ve ister istemez okur:

“Spagetti! Spagetti! Spagetti! Spagetti! İki sosisli, iki sade!…”


Yorumlar