Anasayfa /  Keyifli Haberler

Muz

Abone ol
Abone ol 05 Nisan 2019 07:32

Muz

Temel bir gun Amerikaya gitmis, tabi turist olarak.

Neyse orda pazardan gecerken cani muz cekmis, ama Temel ingilizce bilmiyor.

Cani cok cekmis gitmis, eliyle muzlari gostermis, muzlari satan kadin:

– “Six pounds Six pounds(6 lira)” demis.

Bizim Temelde beni *ik, beni *ik anlamis. Neyse tekrar sormus.Kadin:

– “Six pounds, Six pounds”demis.

Temel tovbe tovbe demis ve tekrar sormus.Kadin tekrar:

– “Six Pounds, Six Pounds”, demis.

Temel sinirlenmis cikarmis s*k*n*. Bunu goren Kadin:

– “No Fuck, No Fuck(s*k*smek yok)”demis.

Temel:

– “Ufak Mufak Idare Eder iste”.



BONUS FIKRA



Anne ve babası ile uzun bir tartışmadan sonra bıyıkları yeni terleyen delikanlı, bavulunu toplamış..

“Sakın beni durdurmaya kalkmayın..

Ben heyecan istiyorum, Aşk istiyorum.. Coşku istiyorum..

Bol para, güzel kızlar istiyorum..

Bu evde bunların hiçbiri mümkün değil..”

Sonra kapıya doğru yürümüş..

“Dur” diye bağırmış, babası arkasından..

“Size söylemiştim, beni durdurmaya teşebbüs etmeyin diye geriye bağırmış delikanlı..”

“Dur” diye yeniden bağırmış babası, oğlu bahçe kapısından çıkarken..

“Dur… Beni bekle..”



Sandalet





bir adamla karısı mısır’da eski bir çarşıda geziyorlarmış.

ayakkabı satılan bir dükkanın önünden geçerlerken satıcı içerden seslenmiş, buyur etmiş, girmişler.

satıcı “çok özel büyülü sandaletlerim var beyefendi, sizi se*ste çok vahşi ve kuvvetli yapacak sandaletler…”

adam tabi ki erkekliğe leke sürdürmemek için pek önemsememiş ama eski günleri özleyen karısının ısrarlarına dayanamayıp sandaletleri denemeye karar vermiş.

adam sandaletleri giyer giymez gözleri parlamış, kalbi hızlı hızlı atmış, fiziksel değişimler başlamış, nefesi serileşmiş gözleri büyümüş ve etrafına seri bir şekilde bakınmaya başlamış.

karısı bir adım geri kaçmış “aman allahım dur dur…” derken adam koşmuş, satıcıyı yakaladığı gibi tezgaha yatırmış, pantolonunu parçalayarak çıkarmaya başlamış, bu arada satıcı bir yandan kurtulmaya çalışırken bağırıyormuş,

“sandaletleri ters giydin laaaan!…”



Teklif



18 yaşındaki kız, annesine iki aydır adet görmediğini söyler.

annesi, çok tedirgin olur ve eczaneye bir hamilelik testi almaya gider ve sonuçlar kızın hamile olduğunu gösterir.

anne çıldırmıstır, bağırır çağırır ve bunu yapan hangi domuz, bilmek istiyorum der.

kız telefon açar ve yarım saat içinde bir ferrari evin önünde durur, içinden hafif kırlaşmıs saçları ve çok pahalı bir elbisenin içinde manyak yakışıklı bir adam iner ve kapıdan içeri girer.

anne baba ve kızla beraber otururlar.





adam; kızınız durumu anlattı, kişisel durumumdan dolayı kızınızla evlenemem, ancak tüm sorumluluğu alıyorum der.

eğer bir kız çocuğu doğarsa annesine; bir ev, bir yazlık villa ve 1 milyon dolarlık bir banka hesabı, eğer bir erkek çocuk olursa; birkaç fabrika ve bir milyon dolarlık bir hesap, eğer ikiz doğarsa her ikisine de 500 bin dolarlık hesap ve bir fabrika vereceğim, der. ancak düşük olursa….

o zamana kadar sessizce bekleyen baba elini dostça adamın omuzuna koyar ve

ne olacak o zaman tekrar yaparsınız evladım…



Check Up



bir şirkette genel müdür olarak çalışan bir adam, eksiksiz bir saglık kontrolunden geçmek üzere doktora gider.

doktor, hastaneye yeni bir bilgisayar sistemi aldıklarını ve bu sistem sayesinde küçük bir idrar tahlili ile “full check up” yapabildigini söyler.

“harika” der bizim genel müdür de, “başlıyalım öyleyse”. doktor, adama bir cam kavanoz vererek idrar için tuvalete gönderir.





bizim adam bir süre sonra, kavanozu dolu olarak geri getirir. doktor, kavanozdaki numuneyi bilgisayara baglı küçük bir konteynere döker.

bilgisayar ilginç sesler çıkartarak çalışır ve bir süre sonra yazıcısından uzunca bir döküm alınır.

doktor yazıcıdan gelen çıkışları uzun süre incelemeye koyulur. adam dayanamayıp sorar: “n’oldu doktor, bir terslik mi var?”

“bilgisayarın verdigi sonuçlara göre,” der doktor, “bir terslik yok, ama tenisten mutevellit sag bileginizde bir kavis oluşmuş.”

“yapmayın doktor” der bizim adam, “ben meşgul bir adamım, ne tenis ne de golf oynarım.

bütün bunları yapacak vaktim yok, nasıl olur da sag bilegimde tenis oynamaktan bir kavis oluşur?”

bunun üzerine doktor, bilgisayarın şimdiye kadar hiç yanılmadığını, asla hata yapmayacagını söyler ve “ancak” der, “içinizin rahat etmesini istiyorsanız, bu steril kavanozu yanımıza alıp eve götürün. sabah kalkar kalkmaz da lütfen test için gerekli idrari yapın. sonra, dogruca buraya gelin, sizden ekstra bir ücret almadan testi yineleyelim”.

bizim adam, “tamam” der ve arabasına atlayıp evin yolunu tutar. bilgisayarın koydugu teşhis canını sıktığı için, bilgisayarlara hiddetlenir.

bütün dünyayı bu aptal makinelerin ele geçireceğini düşünür ve hiddeti daha da artar. eve vardıgında, bilgisayarın aklını başına getirmeye karar vermiştir.

arabadan iner inmez, kavanoza biraz idrar yapar ve sonra da arabasının kaputunu açıp karterden bir kaç damla motor yagı alıp kavanozun içine damlatır.

eve girince de olup biteni karısıyla kızına anlatır. onlardan da kavanoza bir miktar idrar yapmalarını ister.

onlar da bizimkinin istegini yerine getirirler. ertesi sabah, bizim genel müdür uyanır uyanmaz eline bir pl*yboy alıp bilgisayar için tasarladıgı son hinligi yapmak üzere, kavanozuyla birlikte tuvalete girer. 15 dakka sonra tuvaletten çıktığında yüzünde mutlu bir gülümseme vardir.

dogruca hastanenin yolunu tutar. doktor, kendisini selamlayıp nasıl oldugunu sorar. yüzünde hin bir gülümseme ile, “iyiyim doktor, iyiyim” der bizim adam.

doktor, bir yandan kavanozdaki numuneyi bilgisayarın konteynerine dökerken bir yandan da, “formunuzda gözüküyorsunuz bu sabah” der.

az sonra bilgisayar yeniden tuhaf sesler çıkarmaya başlar. birkaç dakika sonra da uzunca bir kagıt çıkısı gelir yazıcıdan.

doktor, bilgisayardan gelen belgeyi titizlikle incelerken, bizim adam “bakalım senin bilgisayar bugun ne diyor doktor?” der, sinsi sinsi gülümseyerek. “himm…” der doktor,

“bilgisayarımıza göre, arabanızın yag degişim zamanı gelmiş, kızınız hamile, karınız da bel sogukluğuna tutulmuş. ayrıca, tuvaletlere girerken yanınıza böyle ha bire pl*yboy almaya devam ederseniz, bileginizdeki kavis daha da kötüye gidecek!”.


Yorumlar