Anasayfa /  Keyifli Haberler

Kuru Fasulye

Abone ol
Abone ol 27 Aralık 2018 17:37

Kuru Fasulye

Otelin lokantasına yemeğe inen adam garsona ne yemek olduğunu sorar. Garson kuru fasülyenin çok güzel olduğunu söyler.Bu tavsiye üzerine yemek gelir. İkinci kaşıkta tabakta kıl gören adam hemen garsonu çağırır, garson değiştirelim efendim desede,küfür, hakaret her lafı yer. Adamdan intikam almak için plan yapar.

Sokakları gezer ve en kıllısından bir fahişe bulur ve fahişeye derki al sana şu kadar dolar. Gece filanca otele şu numaralı odaya çıkacaksın ama odanın kapısını az açık bırakacaksın. Garson sipere yatar , fahişe odaya girer , sevişme başlar adam tam aşağıları yalayıp yutarken!

Aniden garson içeri girer , yazıklar olsun be şerefsiz adam bana bir kıl için yapmadığını bırakmadın şu hale bak der. Adam başını kaldırır der ki , sen bunun içinde bir tane fasulye göstersene…



BONUS FIKRA





Ne Polisi?



Karı koca televizyon izlemektedir. Hırsızın birisi çatıya çıkar ve anten kablosunu keser. Evin reisi televizyonu biraz kurcalar ve görüntü gelmeyince de “Bozuldu herhalde” diyerek uyumak üzere odasına gider.

Ertesi gün olur adam işe gitmiştir. Kapı çalar, genç bir adam: “Yenge merhaba, beni abi gönderdi. Televizyonunuz bozukmuş tamir etmek için dükkana götüreceğim” der ve televizyonu alır. Kadıncağızda normal olarak televizyonu verir. Akşam olur adam işten döner televizyonu yerinde göremeyince eşine sorar.

Eşi de durumu olduğu gibi anlatır. İkisi de durum karşısında adeta şok olur ve böyle bir oyuna nasıl geldiklerine akıl sır erdiremezler.

Aradan biraz zaman geçmiş ve çift balkonda çay içmektedir. O sırada yoldan geçen bir genç sırıta sırıta balkona bakmaya başlar. Kadın o gencin hırsız olduğun anlar ve hemen eşine dönüp: “Televizyonu çalan bu adam” der. Adam yerinden fırladığı gibi sokağa çıkar ve hırsızın peşine düşer.

Ayakkabısız, üzerinde çizgili pijamalar ile oradan oraya koşturmaya başlar.

Kısa bir süre sonra evin kapısı çalar. Çok şık giyimli bir bey: “Merhaba, ben polis memuru Ahmet. Eşiniz biraz önce hırsızı yakaladı. Yalnız pantolonunu ve cüzdanını evde bırakmış, bizden onları almamızı rica etti.” der. Kadın hırsızın yakalanmasına çok sevinmiş bir şekilde eşinin eşyalarını polise teslim eder.

15 dakika sonra evin kapısı tekrar çalar. Gelen evin reisidir. Kadının keyfi bir hayli yerindedir ama adam koşmaktan bitap düşmüştür. Adam içeriye girdiği gibi eşi boynuna sarılır ve “Aslan kocam! Bu yaşında o hırsızı nasılda yakaladın ama helal olsun sana” der.

Evin reisi: “Dalga mı geçiyorsun benimle ne yakalaması! Şerefsiz tazı gibi. Don gömlek oradan oraya koşturup kepaze etti beni bütün mahalleye.

Kadının birden neşesi kaçar ve kısık bir ses tonuyla: “O zaman polisi ne diye yolladın eve?”

-Ne polisi?

-Pantolonunu ve cüzdanını almaya gelen polis

-Ne onlarıdamı verdin



5 Dakikalık Fark



İki sarhoş mezarlığın duvarına yaslanmış içiyorlarmış, birden karşıdan bir cenaze görünmüş. Sarhoşlardan biri merak edip, gidip sormuş:

-“Nesi vardı? Neden öldü?”

-“Bu adam hep içerdi, hep sarhoş gezerdi, ayyaşın biriydi..!”

Bu cevap üzerine, arkadaşının yanına gidip, – “O da bizim gibi çok içiyormuş” der. Korkan iki arkadaş içmeye ara verirler. Beş dakika sonra başka bir cenaze görünür köşeden. Yine aynı sarhoş merak edip koşar cenazenin yanına ve sorar:

-“Neden öldü?”

– “Takdir-i ilahi, hiç içki içmez, sigara bilmez bir adamdı!” der beriki… Sarhoş, koşa koşa arkadaşının yanına gelir VE :

– “İçelim anasını satayım! İçenle içmeyenin arasında 5 dakika fark var!”



Akıl



Bir televizyon programında konuklar arasında bir profesör vardır. Programın sunucusu çokbilmiş tavrıyla profesöre:

-“Hocam, siz okumuş adamsınız, bilirsiniz termosa soğuk su koyduğumuzda suyu soğuk tutuyor, sıcak su koyduğumuzda suyu sıcak tutuyor. Termos suyun soğuk ya da sıcak olduğunu nasıl anlıyor?”

Profesör cevap verir: – “Çok basit! Siz elinizi suya soktuğunuzda onun sıcak veya soğuk olduğunu anlamaz mısınız?”

Sunucu: – “Anlarım ama benim aklım var?”

Profesör cevap verir:

– “Eee o kadarcık akıl termosta da var.”



Kendisi İstemiyor



Yaşlı bir adam mağazaya girer, tezgahtara iki adet takım elbise almak istediğini söyler. Tezgahtar;

-Dede, sen zaten 80 yaşındasın, iki takım elbiseye ne gerek var? Bir elbise alırsan sana ömrünün sonuna kadar yeter…

-Birini kendime birinide babama almak istiyorum. Tezgahtar şaşkınlıkla

-Siz 80 yaşında olduğunuza göre babanız 105 yaşında olmalı…?

-Evet, Dedemin düğününe gideceğizde

-Aa babanız 105 yaşında ise dedeniz 130 yaşındadır o zaman?

-evet – Dedeniz evlenmekmi istiyor? tekrar

-Yoo aslında kendisi pekte istemiyor ama annesi ve babası ısrar ediyorlar…


Yorumlar