Anasayfa /  Keyifli Haberler

Kibar Muavin

Abone ol
Abone ol 19 Mart 2019 16:52

Kibar Muavin

Bir kadın Adana’dan otobüse binmiş İstanbul’a gidiyormuş.

Çok susayınca muavini çağırıp su istemiş.

Muavin hemen getirmiş.

15-20 dakika sonra kadın tekrar susamış ve muavini çağırıp tekrar su istemiş.

Muavin yine hemen getirmiş.

Aradan yarım saat geçtikten sonra kadın tekrar susamış ve muavini çağırıp mahçup mahçup;

– Şey çok af edersiniz ama ben yine susadım, size zahmet olmazsa bana bir bardak daha su getirebilir misiniz?

Deyince muavin hemen;

– Zahmetine sokarım apla ne zahmeti görevimiz tabi getiririm.

Demiş bunu duyan şöför arkaya doğru seslenmiş;

– Lan *ötünü *iktiğimin muavini kibar konuşsana bağyanla…



BONUS FIKRA



Bir televizyon programında konuklar arasında bir profesör vardır.

Programın sunucusu çokbilmiş tavrıyla profesöre:

-“Hocam, siz okumuş adamsınız, bilirsiniz termosa soğuk su koyduğumuzda suyu soğuk tutuyor, sıcak su koyduğumuzda suyu sıcak tutuyor.

Termos suyun soğuk ya da sıcak olduğunu nasıl anlıyor?”

Profesör cevap verir:

– “Çok basit! Siz elinizi suya soktuğunuzda onun sıcak veya soğuk olduğunu anlamaz mısınız?”

Sunucu:

– “Anlarım ama benim aklım var?”

Profesör cevap verir:

– “Eee o kadarcık akıl termosta da var.”



Uçak Düşerse



Bir uçakta pilot aniden hostesleri çağırmış:

“Uçak düşmek üzere.

Tüm yolculara atlamalarını söyleyin.

Şu anda deniz üzerindeyiz ve denize çok yakın uçuyorum, atlarlarsa kurtulma şansları var, ama atlamazlarsa herkes ölecek!”

Böyle bir şeyi insanlara yaptırmak çok zor.

Hosteslerden en akıllısı düşünmüş taşınmış, herkese uygun bir dille anlatılırsa uçaktan atlamalarını sağlayabileceklerine karar vermiş.

İlk olarak Amerikalı kafilenin yanına gitmiş ve “Sayın yolcularımız, üzerinde bulunduğumuz alan Japonlar’ın araştırma laboratuarlarıyla kaplı.

Eğer oraya ulaşırsanız tüm Japon teknolojisi sırlarını kaparsınız!”.

Bunun üzerine bütün Amerikalılar koşarak çıkışa gitmişler ve atlamışlar.

Hostes bu sefer İngilizlere yönelmiş.

“Sayın yolcularımız, şu anda dünyanın en geniş ve verimli sömürgeleri üzerindeyiz.

Hemen el koyarsanız sonsuza dek sizin olurlar!” demiş.

Tüm İngilizler hevesle atlamışlar.

Sıra Fransızlar’a gelmiş.

“Bayanlar baylar, affedersiniz rahatsız ediyorum.

Rica etsem uçaktan atlar mısınız?

Şimdiden teşekkür ederim” demiş.

Fransızlar “tabii, mersi!” diyerek sırayla atlamışlar.

Hostes, sıra Almanlara geldiğinde

“Atlayın aşağı çabuk!” diye bağırmış. Alman kafile “Heil!” diyerek atlamış.

Sonunda sıra Türklere gelmiş.

Hostes yandan yandan gülümseyerek ve koltuğa hafif dayanarak şöyle demiş:

Siz var ya…

Buradan hayatta atlayamazsınız.



Nasıl Öldü?



Temel’in babası vefat eder.

Cenazeye gelen bir aile dostu Temel’e sorar:

Nasıl oldu?

Cevap: 30.kattan aşağıya düştü.

Adam: Vah vah desene çok feci ölmüş.

Temel: Yok yok öyle ölmedi. tam yere düşecekken manavın tentesine çarpıp tekrar yükseldi.

Adam: Vah Vaah! Daha şiddetli çakıldı o zaman.

Temel: Yok! Karşıdaki kasabın tenteden zıpladı bu sefer karşı binanın çatısına.

Adam: Demek çatıya çarpıp öldü.

Temel: Yok ya! Çatıdan yuvarlanıp elektrik tellerine gitti.

Adam: Deme ya!

Çarpıldı o zaman.

Temel: Yok canım teller yaylandı babamı 200 metre yukarı fırlattı.

Adam: 200 metreden yere çakıldı öyle mi?

Yazık. Temel: Yok ya yine en baştaki bakkalın tenteye.

Adam: Orda mı öldü? Temel: Yooo.

Ordanda yine kasaba.

En sonunda bunalan adam Temel’e bağırarak sordu:

Ulan nasıl öldü bu adam?

Temel: “Baktık durmuyo. Vurduk!”



Geçmiş



– iyi ki düğünümüzü belçika’da yapalım demişsin goncagül

– güzel oldu, değil mi muhittin?

– evet canım, herkes dışarda evleniyor, bizim neyimiz eksik?

– beni kırmadığın için teşekkür ederim.

– sen istersin de ben yapmam mı bitanem?

– muhittin, sana geçmişimle ilgili bir şey anlatmak istiyorum.

– önce duvağını çözseydik goncagülüm.

– çözeriz, dur bi… çok önemli bu.

– e, ama sırası mı şimdi? neyse, anlat bari.

– ben küçükken tec*vüze uğradım.

– çok üzüldüm bebeğim. ama şu an kendini iyi hissediyorsan önemli değil.

– şimdi iyiyim de bunları bilmen lazım.

– yakınlarından biri tarafından mı?…

– yok, bi bakkal vardı bizim mahallede…

– bakkal mı?

– evet. elma şekeri satıyordu, güzel çikolatalar filan.

– eee?

– işte, bi gün bana, tarık depoya gelsene dedi.

– tarık kim?

– anlatacağım bi tanem, sakin ol bi.


Yorumlar