Anasayfa /  Keyifli Haberler

Kekekeme

Abone ol
Abone ol 04 Mart 2019 11:53

Kekekeme

Adamın biri kekemeymiş, tedavi için doktora gitmiş. Doktor bütün muayenelerini yaptıktan sonra adama:

– Yaptığımız tetkiklerde gördük ki sizin kekeme olmanıza sebep cinsel organınız. Cinsel organınız çok büyük olduğu için konuşamıyorsunuz, biraz kesmemiz lazım.

Adam çaresiz kabul edip ameliyat olmuş. Eve gelmiş karısına müjdeyi vermiş.

– Bak hanım artık düzgün konuşabiliyorum.

Çok sevinmişler hemen orada ilişkiye girmişler.. Ama oda ne kadın bakmış ortada mal yok.Bunun üzerine karısı:

– Bey ben anlamam hemen git eski haline getir. Yoksa seni boşarım.

Adam bir telaş doktora gitmiş. Kapıyı hızlıca açıp:

– Doktor bey beni ne yap et eski halime getir yoksa karım elden gidiyor.

Doktor adama dönüp:

– A aa aaartııık çoo çoo çoookkk ge ge geeeçç.



BONUS FIKRA



Ne Bakıp Duruyorsun? Yesene!



Hoca bir iş için Sivrihisar’a gitmiş. İşi epeyce uzamış. Bu sırada parası pulu da bitmiş. Gidip karnını doyuracak bir kimseyi de tanımıyormuş.Midesi açlıktan kazınmaya başlamış. O sırada bir fırının önünden geçiyormuş. Bakmış ki, nar gibi kızarmış somunlar! Taze taze tezgâhın üstünde.

Açlıktan gözleri kararan Hoca yutkundukça yutkunmuş. Bir müddet somunlara bakmış. Sonra tezgâh sokulmuş. Tezgâhın başında oturan ekmekçiye sormuş:

“- Kuzum efendi,” demiş, “Bu ekmeklerin hepsi senin mi?”

Ekmekçi gayet doğal bir şekilde:” Evet, benimdir.” demiş.

Hoca heyecanla tekrar sormuş: Gerçekten bunların, bu sıcak ekmeklerin hepsi senin mi?”

Adam, Hoca’ya çıkışarak:”Ne bu kadar zorlayıp duruyorsun be adam!” demiş. “Bu ekmeklerin hepsi benimdir, dedim ya!..”

Hoca kızarmış ekmeklere son bir kez bakıp:

”- Öyle ise ne bakıp duruyorsun? Yesene!..” demiş



Hoca ve Pilav



Müridlerinin taparcasına sevdiği, ermiş gözüyle bakılan, her dediği ilahi bir kanun gibi kabul edilen tarikat şeyhi bir hoca köy evinde kalabalık bir sofrada ağırlanmaktadır.

İkide bir gözlerini yumarak “hoşt” demesi sofradaki diğer misafirlerin dikkatini çeker.

İçlerinden biri dayanamaz sorar;





─ Hocam hayırdır?

Hoca;

─ Kabe’nin duvarına pislemek üzere olan köpekleri kovuyorum, der.

O esnada evin hanımı sofraya pilav üstü et servisi yapar.

Sadece hocanın pilavının üzerinde et yoktur. Hoca kadına hitaben;

─ Kızım, benim tabağıma et koymayı unutmuşsun, der.

Kadın bir kaşıkla hocanın tabağındaki pilavı karıştırır, altındaki eti gösterir ve söylenir;

─ Kerametin Kabe’deki köpeği görmeye yetiyor ama pilavın altındaki eti görmekten acizsin hocaefendi…



Tasarruf Tedbirleri



Aylardır işleri yolunda gitmeyen adam özellikle son zamanlarda iyice mali sıkıntıya düşmüş, artık bazı harcamaları kısarak tasarruf etmenin zorunlu olduğunu düşünüyordu.

Tüm bunları gün boyu düşünmüştü adam.

Akşam evde eşiyle yapacağı konuşmaya kendisini hazırlamış, söyleyeceği her cümleyi önceden belirlemişti.

Akşam işten biraz erken çıktı ve doğruca evin yolunu tuttu.

Eve geldiğinde kapıyı açan eşi ile selamlaşıp kısa bir sohbetten sonra hızlıca konuya girdi adam;

─ Sevgilim, son aylarda işlerimiz iyice kötüye gidiyor, sen de farkındasın bunun, dedi.

Karısı;

─ Farkında olmaz mıyım canım, ben de en az senin kadar üzülüyorum bu duruma.

Adam;

─ Ben bazı ekonomik tedbirler düşündüm, ama son kararı vermeden sana da sormak istedim, dedi ve devam etti; Eğer sen yemek yapmayı, temizlik ve ütü yapmayı öğrenirsen evdeki aşçı ve temizlikçinin işine son verebiliriz.

Karısının cevabı gayet kısa oldu;

─ Sen de sevişmeyi öğrenirsen bahçıvan ve şoförün işine de son verebiliriz sevgilim…



Doğru Söylemek



Biri kadın diğeri erkek iki iş arkadaşı iş yerinde geç saatlere kadar çalışmışlar. Saat epey ilerlemiş, yorgunluk bir yandan, açlık bir yandan…

‘Hadi çıkalım artık, gidip bir şeyler yiyelim, sonra eve gideriz’ diyerek çıkarlar, bir lokantada iyi bir akşam yemeği yerler, biraz da alkol alırlar. Sonra adam kadını evine bırakır.

O ara, kadın, nezaketen, bir kahve içmek isteyip istemediğini sorar.





Adam da ‘neden olmasın’ diye düşünüp kabul eder. Kahveyi içki takip eder, içkiden sonra ruhlar ısınır ve birlikte olurlar.

Adam kalkar, evine gider. Saat sabaha karşı 04:00 civarıdır. Arabayı park eder, cebinden bir tebeşir çıkartır, ceketine pantolonuna bir kaç çizik atar biraz tebeşir tozu serper ve içeri girer.

Karısı ayakta beklemektedir.

─ Neredeydin ?’ diye sorar.

Adam;

─ Aysel’le geç saate kadar çalıştık, sonra yemeğe gittik, onu eve bıraktım yemekten sonra, ama beni kahve içmeğe çağırdı, kahveydi, sohbetti, içkiydi derken kendimizi yatakta bulduk, ancak toparlandım, geç kaldım, özür dilerim karıcım, der.

Karısı;

─ Yalancııııı ! Yine bütün gece o zibidi arkadaşlarınla bilardo oynayıp bira içtin değil mi! Sen adam olmayacaksın ruhun serseri!




Yorumlar