Anasayfa /  Keyifli Haberler

Jilet Parası

Abone ol
Abone ol 03 Mart 2019 05:03

Jilet Parası

Adam sokakta yürürken bir ara kafasını yukarı kaldınca balkonda bir kız görüyor. Kızın iç çamaşırı giymediğinin farkedince birden yönünü değiştirip apartmana giriyor ve gördüğü kızın daire kapısını çalıyor. Kapıyı aynı kız açınca ona 5 milyon TL uzatıp;

– ”Annene söyle sana bu parayla külot alsın” der.

Durumu çocuğundan öğrenen anne daha fazla para kopartmak düşüncesiyle ertesi gün külodunu çıkarıp aynı saatte balkonda beklemeye başlıyor. Bir müddet sonra para veren adam kadını o vaziyette görüp kapıya dayanıyor. Kapıyı açan kadına 1 milyon TL uzatıp;

– ”Bayan kendinize bir jilet alın” der.



BONUS FIKRA



Kırmızı Mürekkep



bir alman sibirya’da iş bulur

bütün haberleşmelerin sansürden geçeceğini bildiğinden arkadaşlarına önerir:

“bir kodlama sistemi kuralım.

benden gelen mektup mavi mürekeple yazılmışsa doğru,

kırmızı mürekkeple yazılmışsa yalan olsun.”

bir ay sonra arkadaşları mavi mürekkeple yazılmış bir mektup alırlar:

burada her şey mükemmel,

dükkanlar tıka basa mallarla dolu, yiyecek bol,

apartmanlar büyük ve çok iyi ısıtılıyor,

sinemalar batı’dan filmler gösteriyor,

ilişki kurabileceğim çok sayıda güzel kız var

tek bulunmayan şey

kırmızı mürekkep…”



Yahudi ile Kayserili



Yahudi’nin biri Kayseri pazarına topal eşeğini satmaya gelir. Yahudi, eşeğinin topal olduğunun anlaşılmaması için ayaklarına çivi çakar. Az sonra bir müşteri gelerek bu eşeği satın alacağını söyler.

Bizimki eşeğe bir bakar ki ayaklarına çivi çakılmış. Bu çivileri çıkarırsa hayvanın düzelebileceğini düşünmüş. Başlamışlar pazarlık yapmaya:

Yahudi:

–Kardeş sen nerelisin?

Müşteri:

–Kayseriliyim:

Yahudi hayatında ilk defa bu kadar saf bir Kayserili gördüğünden hayrete düşer. Pazarlıkta anlaşılır ve Yahudi eşeğini satar. Yahudi ertesi gün kahvehaneye gelerek:

–Ne olduğu Türk dostlarım! Bir de Kayseriliyim diye övünürdünüz. Topal eşeği size nasılda sattım?

Hemen, eşeği alan adamın arkadaşı haber vermeye gitmiş. Bu eşeğin doğuştan sakat olduğunu anlatmış.

Kayserili: “Vay anasını. Verdiğim para sahte olmasaydı bayağı kazıklanmıştım ha…“



Babaya kötü haberi nasıl vermek gerek



Ankara’da okuyan bir kız İstanbul’da ki babasını arar.

-“Baba nasılsın ben Ayşe”

-“İyiyim canım kızım sen nasılsın”

-“Babacım hiç sorma hiç keyfim yok. Canım çok sıkkın.”

-“Hayrola kızım nedir canını sıkan.”

Kız birden hüngür hüngür ağlamaya başlar.

– “Ne oldu anlatsana kızım bırak ağlamayı.”

– “Ahmet evden gitti benden boşanmak istiyor..”

– “Ne ahmetmi Ahmet kim sen ne zaman evlendinde boşanıyorsun kızım”

– “Hani senin sevmediğin psikopat dediğin çocuk varya o işte babacım”

– “Ne sen onla ne zaman evlendin. Neyse artık yapılacak bir şey yok boşan çabucak kızım.”

– “Boşanacağım ama baba Ahmet’in elinde biz mutluyken çektiği çıplak fotoğraflarım var onları internete koymakla tehtit ediyor.”

Babası iyice deliye dönerek

– “Ne sen ne halt yedin kızım ne çıplak fotoğrafları.”

– “Baba evli olduğumuz zaman çekmişti onları. Şimdi onları silmek için benden 10 bin lira istiyor.”

– “Tamam yollıyım sana 10 bin lira ver al resimleri hemen boşanın.”

– “Ee babacım birde kürtaj için 2 bin lira daha lazım”

Baba iyice sinirden kendini yiyerek.

– Ne birde hamilemi kaldın o psikopat çocuktan.

– “Aslında ondan değil afrikalı bir çocuktan.”

Artık adam nefes alamaz olmuştur.

– “Biz seni orada okuyo biliyoruz meğer sen orada ne haltlar karıştırıyormuşsun. Okulun biter bitmez hemen geliyorsun buraya.”

– “İstersen hemen gelebilirim baba çünkü okuldanda atıldım ben.”

Adam artık yere düşer ve öyle konuşur

– “Biz seni okuyo biliyoduk baksana neler neler olmuş amcanı arıyorum seni alıp hemen istanbula geliyor.”

Kız gülerek

– “Baba bunların hepsi bi şakaydı sadece bu sene sınıfta kaldım onu demek için aramıştım.”

Babası derin bir oh çekerek

– “Canın sağolsun güzel kızım boşver derslerde neymiş seneye geçersin senin o tatlı canın sağolsun”…



Size Niçin vereyim?



Şehrin hayırsever vakıflarından birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bagışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

-Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500 000 dolar, ancak bu güne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz? Avukat bir süre düşündü, sonra:

-Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Görevli utandı:

-Şey, hayır.

-Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkum olduğunu? Görevli utancından kıpkırmızı kesilmiş bir halde özür dilemeye çalışırken avukat onun sözünü kesti:

-Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını? Görevli yerin dibine geçmişti, sadece,

-Hayır, hiç bir bilgim yoktu … diye mırıldanabildi. Avukat bir kez daha onun sözünü keserek devam etti:

-Pekala, ben onlara zerre miktar para vermezken size niçin vereyim?




Yorumlar