Anasayfa /  Keyifli Haberler

İki rahibe varmış

Abone ol
Abone ol 03 Mart 2019 04:38

İki rahibe varmış

İki rahibe varmış, biri matematikçi, biri mantıklı… Bunlar bir akşam karanlıkta kiliseye dönerlerken matematikçi rahibe, mantıklı olanına dönerek, “yaklaşık 20 dakikadır bir adam bizi takip ediyor ve gittikçe yaklaşıyor şu anda aradaki mesafe 50 metre” der. Bunun üzerine mantıklı rahibe bunun tek mantıklı açıklaması olabileceğini ve adamın kendilerine tecavüz edeceğini ve daha hızlı yürümeleri gerektiğini belirtir. Rahibeler daha hızlı yürümeye başlarlar. 2 dakika sonra matematikçi rahibe:

– Adam da hızlandı ve aradaki mesafeyi kapatıyor, şu anda 30 metre arkamızda… O zaman mantık olarak koşmamız gerekir.

Rahibeler koşmaya başlar ve 3 dakika sonra matematikçi rahibe:

– O da koşuyor ve arayı kapatıyor. Şu anda mesafe 10 metre… O zaman mantık olarak bizi yakalayacak. Birimiz sağa, diğerimiz sola saparak kiliseye ulaşmaya çalışalım. En az birimiz kurtulur.

Ve matematikçi sağa doğru, mantıklı sola doğru koşmaya başlar. Matematikçi 20 dakika sonra kiliseye ulaşır ve telaş içinde beklemeye başlar. Aradan 40 dakika geçtikten sonra mantıklı rahibe gelir.

– Matematikçi sorar; Ne oldu ne yaptın?

– Adam beni takip etti. Artık mesafe üç-beş adıma kadar azalmıştı, mantık olarak daha fazla koşmanın anlamı yoktu…

– Eeee?

– Mantık olarak ben durdum, adam da durdu.

– Sonra…

– Mantık olarak ben eteğimi kaldırdım, o da pantolonunu indirdi.

– Peki daha sonra?

– Daha sonra ne olacak. Eteğini kaldırmış bir rahibe, pantolonunu indirmiş bir adamdan daha hızlı koşar.



BONUS FIKRA



Burası Trabzona Gitmez



Temel uçakla Trabzon’a gidecekmiş. Oturmuş bir yere rastgele. Asıl yer sahibi gelmiş:

– Beyfendi burası benim yerim kalkar mısınız?

– Hayır.

– Beyfendi burası benim yerim kalkın.

– Hayır. Yer sahibi gider hostese başvurur.

– Beyfendi burası sizin yeriniz değil, kalkar mısınız lütfen?

– Kalkmam. Hostes çare bulamayınca kaptana başvurur. Kaptan, Temel’in kulağına bir şey fısıldar ve Temel kalkar, arka tarafa oturur. Herkes hayret etmiş durumdadır, biz bu kadar uğraştık kalkmadı acaba kaptan nasıl kaldırdı bunu diye.

Dayanamıyorlar, Kaptan’a soruyorlar:

– Dedim ki, burası Trabzon’a gitmez!..



Şoforsüz Gidiyor Fıkra



Temel ile Dursun iki katlı otobüsle seyahat ediyordu. Üst kattaki Temel bir ara cep telefonunu çıkardı ve alt kattaki Dursun’u aradı:

– Tursun, orada durum nasıl?

– Hüç… Bizim şoför uyumuş, otobüs öylece gidiyor. Temel:

– O da bir şey mi? Bizim katta hiç şoför yok. Otobüs şoförsüz gidiyor.



Sigara fıkrası



Bir adam çok sigara içiyordu. Sonra bir gün karısını dinledi ve sigarayı bıraktı. Karısı adama sigara içme her gün bir paket sigara parasını bana ver biriktirelim, dedi. Adamın aklına yattı bu.

Her gün bir paket sigara parasını kenara koyup biriktirmeye başladı.

Sigarayı bırakınca adam kendini daha dinç hissetmeye başladı. Bunu da spor salonuna yazılmak izledi.

Adam zamanla kendine bakmaya, fit bir vücuda sahip olup iyi giyinmeye, kişisel bakımına özen göstermeye devam etti.

Bu arada her gün kenara attığı bir paket sigara paraları da her ay cumhuriyet altınına dönüşmeye devam ediyordu.

Adam gün geçtikçe çok şık görünüyor fiziği spor yaptığı için daha genç gösteriyordu kendisini. Bakan kadınlar dönüp bir daha bakıyordu.

Küçülen ve çıkıntı olup yuvarlaklaşan poposu kadınları cezbediyordu.

Sonra bir gün bir kadınla tanıştı spor salonunda.

Sigara parasıyla aldığı altınları da alarak o kadınla kaçtı gitti.

Karısı artık günde üç paket sigara içiyor...!



50 Dolar



karı koca amerika gezisinde las vegas’a uğruyor.

hazır las vegas’a yolları düşmüşken adam kumar oynamak için karısından izin istiyor fakat bir türlü karısını ikna edemiyor.

nihayet son gece karısı razı oluyor ve adamın cüzdanını alarak içinden bir elli dolar çıkarıp adama veriyor.

sevinçle kumarhaneye koşan adam elli dolarlık pul alıp önce kollu makinelerde başlıyor oynamaya.

şansı yaver giden adam beş yüz dolar kazanıyor.

buradan poker masasına geçiyor ve kazancını beş bin dolara çıkarıyor.

son olarak rulet masasını ziyaret ediyor ve kazanmaya burada da devam ediyor.

kazancı önce elli bin dolara, sonra da beş yüz bin dolara ulaşıyor.

artık diğer masalardaki oyuncular da oyunu bırakıyor ve adamı izlemeye başlıyorlar.

o gecenin şanslı gecesi olduğuna inanan adam beş yüz bin dolarının tamamını siyaha yatırıyor.

top dönüp dolaşıp siyahta durunca kumarhane seyircilerin tezahüratıyla yıkılıyor.

adam bir milyon dolarını bu kez kırmızıya yatırıyor ve seyircilere bunun son eli olduğunu, kazanacağı 2 milyon dolarını alıp evine gideceğini duyuruyor.

ne yazık ki top yine siyahta durunca büyük hayal kırıklığına uğrayan adam seyircilerin teselli sözleri arasında kumarhaneden ayrılıyor.

sabaha doğru otele dönen adam tam odasına girerken karısı tıkırtıyı duyup uyanıyor ve soruyor:

“nasıl gitti?”

adam gayet sakin cevap veriyor:

“hiiiiç. verdiğin elli doları kaybettim.”



Kahrolsun Amerika!





Üç Amerikan askeri ıraklı bir amcanın bakkal dükkanına girerler.alışveriş yaparken “kahrolsun amerika” diye bir ses duyarlar. Etrafa bakınırlar ve sesin bir papağandan geldiğini görürler. Bunun Üzerine ıraklı bakkal amcaya ‘bu papağanı buradan yok et yarın geldiğimizde görürsek seni mahvederiz’derler.

Askerler gittikten sonra bakkal amca kara kara düşünmeye başlar çünkü papağan kuşunu çok sevmektedir.Derken aklına cami imamlarının papağanı gelir.Hemen imamın yanına koşar başından geçenleri anlatır ve’Hocam eğer sakıncası yoksa papağanları değiştirelim’ der. Hoca kabul eder ve değişim gerçekleşir.

Ertesi gün işgalci amerikan askerleri gelir, papağanı görürler ve kızarak

-biz sana bunu yok edeceksin demedikmi? deyince

Bakkal amca bu papağan o değil dese de inandıramaz. Sivri zekalı askerin biri ben şimdi anlarım bunun dünkü papağan olup olmadığını der ve papağanın tekrarlamasını umarak bağırır: kahrosun amerika!!

ses çıkmayınca bakkal amca dahil hep birlikte bağırmalarını söyler:

-Kahrolsun amerika!

(ses yok)

-Kahrolsun amerika!

(ses yok)

-Kahrolsun amerika!

papağan dile gelir

-Amin evlatlarım




Yorumlar