Anasayfa /  Keyifli Haberler

Hay Senin Kutuna

Abone ol
Abone ol 07 Mart 2019 11:45

Hay Senin Kutuna

Bir Doktor muayenehanesinin önüne kocaman bir pankart asmış,pankartta “her türlü hastalık tedavi edilir,edersem ücret 100 dolar edemezsem 1000 dolar iade” diye.Yoldan geçen Dursun pankartı okur:

– Bak manyak doktora 1000 dolar iade edecekmiş,şuna bir hastalık yaratayımda tedavi edemesin 1000 dolarını alayım diye dalmış içeri:

— Doktor demiş.

— Ben tat alma duygumu kaybettim yediğim hiç bir şeyden tat alamıyorum.

Doktor:

— Basit, hemşire hastanın gözlerini bağla, bir kaşık ve sekiz numaralı kutuyu getirir misin?

Gözleri bağlanmış, bir kaşık sekiz numaralı kutudan hastanın ağzına verilmiş. Dursun’a:

— Çiğne

Dursun çiğner çiğnemez ayağa fırlamış:

— *lan!!! demiş.

— B*k bu!!!

Doktor:

-Tabii ki b*k.

— Bak tat alabiliyorsun tedavi tamam demiş ve 100 doları almış neyse ertesi gün Dursun tekrar gitmiş doktora.

— Doktor demiş:

— Ben hafızamı kaybettim hiç bir şey hatırlamıyorum.





Doktor demiş ki:

— Kolay oturun hemşire hanım sekiz numaralı kutuyu getirir misin?

Dursun ayağa fırlamış





— Hayır!!! demiş:

— İstemem!

Doktor sormuş:

— Niye yaa? demiş.

— Onun içinde b*k var

Doktor:

— Bak hafızanız yerine geldi hatırladınız verin 100 dolar gitti 200 dolar. Dursun kızarak çıkmış:

— Ulan demiş

— O 1000 dolarını almazsam senin!!.. Ertesi gün tekrar doktora gitmiş girmiş içeri:

— Doktor bey demiş:

— Benim bir derdim var..

— eee? demiş doktor:

— Nedir?

— Erkeklik organımda hiç bir hareket yok hiç bir şey yapamıyorum.

Doktor:

— Kolay, hemşire hanım getirir misin sekiz numaralı kutuyu?

Dursun yine ayağa fırlamış:

— *lan!! demiş:

– s***im senin sekiz numaralı kutunu da hemşireni de ha!!! demiş.

Doktor demiş ki:

— Bak onuda tedavi ettik, bak maşallah 8 numaralı kutuyu da hemşireyi de halledebiliyorsun ver bakalım 100 dolar daha



BONUS FIKRA



Bana Gelişi 7 Dolar



Savaş esnasında ordu büyük kayıplar vermektedir.

Ordu Generali bu gidişata dur demenin yollarını ararken birden aklına zekice bir fikir gelir.

Hemen taburu geniş bir arazide toplar ve tabura şöyle hitap eder :

-Bu günden sonra düşman tarafından bir kelle getirene on dolar vereceğini taahhüt eder ve taburu düşman cephesine gönderir.

Ertesi gün bölük şahlanır ve herkes 2,3 kelle getirip ordu komutanından parasını tahsil eder.

Savaşın 3.günü ordu generali Temel ‘in olmadığını fark eder.

Tabura haber gönderir ve tüm ölülerle yaralıların arasında Temel ‘i araştırır.

Yapılan aramalarda Temelden hiç iz yoktur..

Temel siz geçen 5 günden sonra nöbetçilerden biri tabura doğru bir toz bulutunun yaklaştığını haber verir.

Dürbünü eline alan General yaklaşan toz bulutunun bir kamyon olduğunu görür.

Gözlerine inanamaz kamyonun kasası düşman kelleleriyle doludur ve direksiyondaki kişi de Temelden başkası değildir.

Sevinçle temeli karşılayan ordu Generali ordusuna dönerek asker dediğin böyle olmalı der ve temeli odasına çağırır.

Odaya giden temele ordu komutanı:

-Bak evladım devletimiz savaş halinde ve ekonomimiz bozuk.

Ben sana düşman kellesi başına on dolar sözü verdim lakin bu kadar kelleye ödeyecek bütçemiz yok.

Gel seninle bir anlaşma yapalım kelle başına sana 6 Dolar verelim demiş.

General’in teklifine şiddetle karşı çıkan Temel parasını tam olarak ister.

Bir türlü Temeli ikna edemeyen general kızgın bir ifadeyle 6 doları niye kabul etmediğini sorar.

Temelin cevabı enteresandır :

-Komutanım valla billa 7 Dolardan ben aldım o kelleleri



Küfürbaz Çocuk ve Babası



çocuk eve gelip babasına : “baba, matematik hocamız seni görmek istiyor” der.

babası “ne oldu?” diye sorar.

“7 kere 9 kaç eder diye sordu, ben de 63 dedim. ardından 9 kere 7 kaç diye sordu, ben de arasındaki fark ne a*ına k*yim dedim.” der.

babası; “arada ne fark varmış ki?” der babası ve kabullenir : “peki giderim”

ertesi gün çocuk eve geri gelir ve sorar “baba gittin mi okula?”

“henüz değil” der babası.

çocuğu da “o zaman geldiğinde beden öğretmenini de görmen lazım” der.

“neden” diye sorar babası.

“bugün beden dersinde, sol kolumu kaldırmamı istedi. kaldırdım. sağ kolumu kaldırmamı istedi, kaldırdım.

sonra sol ayağımı kaldırmamı istedi, yaptım. sonra da sağ ayağımı kaldırmamı istedi; ben de “şeyimin üzerinde mi durucam? ulan!” dedim.

“tabiki” der babası. “tamam gidicem”

ertesi gün çocuk tekrar gelir “baba gittin mi okula?”

babası : “henüz değil”

“gerek kalmadı, okuldan kovdular beni”

babası : “neden kovdular oğlum seni?”

“beni müdürün odasına çağırdılar, matematik öğretmeni vardı, beden öğretmeni vardı, bir de tarih öğretmeni vardı.”

“tarih öğretmeni ne b*k yemeye gelmiş a*ına k*yim oraya?” diye sorar babası.

oğlu da : “hah işte! ben de aynısını sordum”



Ağzı Bozuk Papağan



kadının biri petshop’a girer ve 20tl’ye bir papağan görür. sebebini sorduğunda “eskiden genelevde çalışıyordu, ağzı çok bozuk” der dükkanın sahibi. kadın da bu fiyata kaçmaz diyip papağanı alır.



eve dönüp papağanın kafesini ortaya koyar koymaz, papağan etrafına bakıp : “sonunda temiz bir yer, yeni hatun da fena değil”

kadının hoşuna gider bu, ardından iki genç kızı odaya girer ve papağan “yeni or*spular geldi, işler bu gece iyi gidecek”. kızlar şoke olur ama gülerler bol bol.

bir kaç saat sonra kadının kocası eve gelir, papağan da : “osman abi hoşgeldin!”



Cam




Yorumlar