Anasayfa /  Keyifli Haberler

Gülümseyin

Abone ol
Abone ol 09 Ocak 2019 01:57

Gülümseyin

Savcı, sanık sandalyesindeki yaşlı kadına sormuş:

– Bize yaşınızı söyler misiniz?

– 86 yaşındayım.

– Lütfen bize olay günü neler olduğunu anlatın.

– O gün hava çok güzeldi, ben de parkta oturuyordum. Sonra o adam geldi, yanıma oturdu.

– Onu tanıyor muydunuz?

– Hayır ama, tatlı birine benziyordu.

– Sonra ne oldu?

– Birden bacaklarımı okşamaya başladı.

– Ona engel oldunuz mu?

– Hayır.

– Neden?

– Çünkü hoşuma gitmişti. Kocam 30 yıl önce öldüğünden beri, kimse bana böyle dokunmamıştı.

– Sonra ne oldu?

– Sonra göğüslerime dokundu.

– Engel oldunuz mu?

– Hayır.

– Neden?

– Çünkü bana kendimi uzun zamandır ilk defa bir kadın gibi hissettiriyordu.

– Sonra ne oldu?

– O kadar tahrik olmuştum ki bacaklarımı açtım ve “Seviş benimle, hadi seviş benimle!..” diye bağırdım.

– Sizinle sevişti mi?

– Hayır! Ben öyle bağırınca o da birden, “Gülümseyin!.. Bu bir kamera şakasıdır!..” diye bağırdı. Ben de onu vurdum!..



BONUS FIKRA



Karısı hamile bir koca çocuk bekleyen çiftlerin birlikte gittikleri bir kursa kaydolmuşlar.

Kurs, eşlerin bu dönemde birbirlerine nasıl davranmaları gerektiğini, nelerle karşılaşabileceklerini öğretiyormuş.

İkinci gün, içi kum dolu bir torbayı adama verip, göbeğinin üstüne bağlamasını ve o şekilde hareket ederek, karısının nasıl hareket ettiğini görmesini istemişler.

Adam torbayı bağladıktan sonra; “Bu çok zor değilmiş” demiş.

Bunun üzerine eğitmen yere bir kalem atıp, şimdi de kalemi yerden almasını söylemiş.

“Aynen karımın şu anda hamileyken kalemi yerden nasıl alıyorsa, benim de aynı şekilde kalemi almamı mı istiyorsunuz?” diye sormuş adam.

“Evet, aynen” demiş eğitmen.

Adam, diğer kocaların bakışı altında karısına dönerek; “Hayatım, şu kalemi yerden alıp, bana verir misin, lütfen”



olta



Adamın biri iş yerinden karısına telefon eder:



-Karıcığım, patronum hafta sonu için büyük göle balık tutmaya gidecekmiş beni de çağırdı. Biliyorsun terfi bekliyorum bu benim için çok büyük bir fırsat. Hafta sonunu orada geçireceğiz. Ofisten çıkınca gelip eşyalarımı alacağım yola koyulacağız. Bana ufak bir giysi çantası ve olta takımını hazırlamanı rica ediyorum. Haa, bu arada yeni aldığımız mavi pijamalarımı da koymayı unutma lütfen.



Telefonu kapatırlar ve kadın durumdan işkillenir. Kocasının terfi almasını istediği için ses çıkartmayıp eşyalarını hazırlar. Hafta sonu geçer ve adam eve geri gelir.



Kadın: Neler yaptınız? Çok balık yakalayabildiniz mi?



Adam: Saatlerce uğraştık ama bir sürü balık yakaladık çok eğlendik. Fakat sana söylediğim mavi pijamalarımı çantaya koymamışsın?



Kadın: Olta çantasının içine koymuştum…

Asıl Zehir Budur



Günün birinde güzel bir genç kız sevdiği adamla evlenir ve aynı evde kocası ve kaynanası ile birlikte yaşamaya başlar. Çok mutludur, fakat kaynanası ile geçinememeye başlar. Kuşak farkı nedeniyle kişilikleri tamamen farklıdır. Bu nedenle ve daha birçok küçük sebeple her gün kavga edip tartışırlar. Kocası da annesi ve karısı arasında kalmaktan sıkılmış, mutsuz olmuştur.



Genç kız, bu böyle gitmez, bir şeyler yapmak gerek diye düşünür, eski bir tanıdığı olan baharatçıya gider ve derdini ona anlatır.



Yaşlı adam baharatlardan bir karışım hazırlar, kaynanasını zehirlediği belli olmasın diye der ki:



– Bu karışımı 3 ay boyunca her gün kaynanan için yaptığın yemeklerin içine az bir miktar koyacaksın.



Kimsenin şüphelenmemesi için ona çok iyi davranmalı, onun en sevdiği, güzel yemekleri yapmalısın.



Sevinç içinde eve dönen genç kız yaşlı adamın dediklerini aynen uygular.



Her gün kaynanasının sevdiği en güzel yemekleri yapar.



Kaynanasının yemeğine az miktarda zehri damlatır.



Kimse şüphelenmesin diye de ona çok iyi davranır.



Bir süre sonra kaynanası da çok değişir ve ona kendi kızı gibi davranır.



Evde artık herkes mutludur.



Genç kız suçluluk duymaya başlar.



Pişman bir vaziyette baharatçı dükkanının yolunu tutar ve yaşlı adama şu ana kadar kaynanasına verdiği zehrin etkisini yok edecek panzehir için yalvarır.



Kaynanasının ölmesini artık istememektedir.



Yaşlı adam yaşlı gözlerle karşısında konuşup duran genç kıza bakar, gülmeye başlar ve der ki:



– Merak etme sana verdiğim karışım çeşitli vitaminler içeriyordu. Olsa olsa kaynananı sadece daha da güçlendirdin. Gerçek zehir ise senin ile kaynanan arasındaydı. Sen ona iyi davrandıkça o da değişti ve aranızdaki zehir yerini sevgiye bıraktı, böylece siz gelin kayna değil, gerçek bir ana kız oldunuz.



Eski bir Çin atasözü; “Sevilen insan sevgisini insanlara veren insandır.”Kendi içimizdeki zehirlerin panzeheri birbirimize daha çok sevgiyle yaklaşmaktır.




Yorumlar