Anasayfa /  Keyifli Haberler

Fransız Turist

Abone ol
Abone ol 14 Aralık 2018 20:27

Çoban su kenarında koyunları otlatırken, bir ağacın altında bikini ile güneşlenen fransız bir turist kadın görmüş.

adam zaten uzun zamandır dağda, dayanamamış kadına tecavüz etmiş.

ama ne tecavüz, defalarca.

fransız turist soluğu jandarma’da almış. jandarma, çobanı yakalamış.

getirmişler karakola ifadesini alıyorlarmış.

fransız turist demiş ki:

– böyle bir erkek! ben asla görmedim, şikayetçi değilim ama benimle birlikte fransa’ya gelirse.

adam cevaplamış

– ben nasıl gelirim? koyunlar var, çoluk çocuk var, gelemem.

kadın ısrar ediyormuş:

– gelmezsen hapse atacaklar.

adam sonunda:

– benim bir kardeşim var, o bekâr, onu alıp götür.

fransız turist sormuş:

– o da senin gibi mi? yani güçlü kuvvetli bir erkek mi?

çoban:

– valla bilmiyorum ama 2 sene evvel bir ayıya tecavüz etmişti, ayı 2 senedir hala eve bal getirir.



BONUS FIKRA





 Daha Evlenmedik



Kadın: Evlendiğimiz zaman, senin bütün üzüntülerini ve sorunlarını paylaşmak istiyorum…

Adam: Çok tatlısın hayatım… Ama çok şükür, benim hiçbir üzüntüm ya da sorunum yok….

Kadın: Ama daha evlenmedik ki…





SAYGILAR

Adamın biri kavga ettiği birine eşşek demekten mahkemelik olmuş sonuçta küçük bir ceza almış tam duruşmanın sonunda hakime dönmüş

-Efendim gördük ki bir beyefendiye eşşek demek suç imiş pekala bir Eşşeğe beyefendi demek suç mudur? hakim cevap vermiş

– Hayır değildir. Davalı , davacıya dönmüş

– Saygılar beyefendi Saygılar!



Diplomasi



Adamın biri Afrika’da safariye çıkarken yanına minik köpeğini de almış. Minik köpek; bir gün ormanda dolaşıp, kelebekleri kovalar, çiçekleri koklarken kaybolduğunu fark etmiş. Ne yapacağını düşünürken bir de bakmış karşıdan bir leopar geliyor ve belli ki günlük yiyeceğini arıyor. “Şimdi başım dertte” diye düşünmüş minik köpek.

Etrafına bakmış, yerde kemik parçaları görmüş. Hemen arkasını leoaparın geldiği yöne dönerek kemikleri yemeye başlamış, bu arada da arkadaki hareketi kestirmeye çalışıyormuş. Leopar tam saldıracakken minik köpek kendi kendine konuşmaya başlamış:

– Ne kadar lezzetli bir leoparmış. Acaba etrafta bundan bir tane daha var mıdır?

Bunu duyan leopar bir anlık duraksamanın ardından en yakındaki ağaca tırmanarak dalların arasına saklanmış. “Tam zamanında kurtuldum, yoksa bu köpeğe yem olacaktım” diye düşünmüş.

 üstündeki bir maymun olanları izliyormuş. Bildiklerini kullanarak leopardan kurtulacağını düşünmüş. Leoparın yanına giderek neler olduğunu anlatmış. Leopar köpeğin yaptıklarına çok sinirlenmiş ve maymuna “Atla sırtıma, gidip şunu yakalayalım” demiş.

Ancak, minik köpek sırtında maymunla yaklaşan leoparı görünce neler olduğunu anlamış. Ne yapacağını düşünürken kaçmaya teşebbüs etmemiş. Bunun yerine arkasını leopar ve maymunun geldiği yöne dönerek kemikleri yemeye devam etmiş ve kendi kendine şöyle demiş:

– Bu aptal maymunda nerede kaldı? Yarım saat önce bir leopar daha getirsin diye gönderdim, hala haber yok.

Kıssadan hisse:

Diplomasi böyle bir şey işte. Yapabiliyorsan; hızlı düşün, sakin ol, güçlü görün, düşmanını kendi silahı ile yen!



Yalan Değilse



Padişah bir gün, “Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim!” demiş.

Yalancılar hemen saraya koşuşturup başlamışlar yalana;

– “Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdü”.





-“Bunun neresi yalan? Kuş kartaldır, arslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kaptı mı götürür tabii!..”

– “Komşu ülkede bir eşeği kral yaptılar!..”

– “Ülkenin kralı, pencereden bakınırken tacını düşürmüş. Taç da pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiş. Taç kimin kafasındaysa, kral odur tabii!..”

– “Padişahım, ben gökyüzüne bir ok attım. Altı ay sonra geri döndü!”

“Senin ok bir ağacın üstüne düşmüştür. Ağaç, sonbaharda yapraklarını dökünce, takılacak yer bulamayıp yere inmiştir”.

Böylece padişah, her yalana gerçek bir bahane bulmuş ve kimse padişaha bu yalandır dedirtememiş. Ama bir gün bir adam gelmiş;

– “Padişahım, sen benim babamdan borç olarak bir küp dolusu altın almıştın. Şimdi geri almaya geldim.

– “Yalandır dersen ödülümü ver. Yalan değil dersen borcunu öde!..”



Kapitalizm Hikayesi



Kapitalizmin iç yüzünü anlatan ufak bir fıkra,

Bir zamanlar köyün birine bir adam gelmiş ve tanesi 10$ ‘dan maymun alacağını söylemiş. Köyde çok maymun olduğu için köylüler sevinçle ormana koşup maymunları yakalamaya başlamışlar.

Adam, binlerce maymunu 10$ dan satın alınca ortalıkta maymunlar azalmış, yakalaması zorlaşmış.





Köylüler tam maymun yakalamaktan vazgeçecekken adam tanesine 20$ vereceğini söylemiş. Tekrar heveslenen köylüler tekrar maymunları yakalamaya başlamışlar.



Bir süre sonra da fiyatı 25$ a çıkarmış. ancak bırak yakalamayı, maymuna rastlamak bile çok zorlaşmış.

Bunun üzerine adam fiyatı 50$ a çıkardığını, ancak kendisinin işi olduğu için şehre gitmesi gerektiğini, yardımcısının onun yerine alım yapacağını söylemiş.

O yokken yardımcısı köylülere demiş ki; şu büyük kafesteki maymunlar var ya ben onların tamamını size tanesi 35$ dan satayım, siz de adam gelince ona 50$ dan satarsınız.

Köylüler bütün birikimlerini bir araya toplayarak bütün maymunları satın almışlar. Sonra ne adamı nede yardımcısını bir daha gören olmamış.

1 milyar insanın susuz

2 milyar insanın elektriksiz

3 milyar insanın aç yaşadığı kapitalist bir dünyada bu hastalığa konulmuş basit bir teşhis, basit bir fıkradır…


Yorumlar