Anasayfa /  Keyifli Haberler

Ezan Okuma

Abone ol
Abone ol 28 Şubat 2019 04:50

Ezan Okuma

Cemaatten biri, yatsı ezanını okumak için minareye çıkmış. Kısık sesiyle, ezanı okumaya başlamış. Sesini, minarenin dibindekiler ancak duyabiliyorlarmış. Adam ezanı bitirip, aşağıya indiğinde, Nasreddin Hoca adama:

– Okuduğun ezanı burada biz zorla duyduk. Sesinin zayıf olduğunu bilmiyor muydun? demiş.

– Hocam, dün hamama gitmiştim. Kimsecikler yoktu. Orada bir ezan okudum ki gümbür gümbür sesim çıkıyordu. demiş adam.

– Öyleyse bir hayır sahibi çıkıp da minarenin şerefesine hamam yaptırana kadar, sen bir daha minarede ezan okuma. demiş Hoca.



BONUS FIKRA



Güvensizlik

Büyük bir banka soygunundan sonra çalıntı otomobille kaçan üç soyguncu, kent dışında otomobilden inip tarlalar arasında geldikleri yöne doğru hızla ilerlediler. Uzun süren bu iz kaybettirme yürüyüşünden sonra ıssız bir yer bulup oturdular. İçlerinden biri:

– Haydi sayalım artık, dedi. Kaç milyon kaldırdığımızı merak ediyorum.

İkincisi elini şöyle bir salladı:

– Yorgunluktan öldük yahu! Şimdi o kadar parayı saymakla ne diye uğraşalım. Yarın gazetelerde okur, biz de öğreniriz kaç milyon kaldırdığımızı.

Üçüncüsü öfkeyle yerinden fırladı:

– Deli misin be! Yarın her gazete ayrı bir rakam verir, biz de birbirimize gireriz!



Murat 124 Yol İstiyor



Temel, yıllar sonra biriktirdiğiyle elden düşme Murat 124 alır. Arabasıyla memleketine giderken araba arızalanır. Yolun kenarına çeker, motor kapağını açar, ne olduğunu anlamaya çalışırken bir Ferrari yanaşır:

— Hayrola hemşerim, arabanın nesi var? İstersen senin arabayı benimkine bağlayalım, çekeyim ilk tamirciye kadar.

Temel bu teklife çok sevinir. Ara halatı ile Murat’ı Ferrari’ nin arkasına bağlarlar. Ferrari’ nin sahibi genç uyarır:

— Ben hız yapmayı çok severim. Eğer farkında olmadan aşırı hız yaparsam, sen selektör yap beni uyar!

Temel: — Tamam!

Yola koyulurlar. Bir süre sonra Ferrari gaza basmaya başlar, 60.80.100 derken, Murat124 arkadan selektör yapar.

Ferrari durumu anımsar ve yavaşlar, bir sure sonra Ferrari yeniden gaza basar, 60, 80,100… Selektör yeniden anımsatır.

Ferrari yavaşlar. Yolda bu şekilde ilerlerken bir Lamborghini

Ferrari’ ye yaklaşır:

— Kapışalım mı?

Ferrari yanıtlar:

— Nesine?

— 340 km. ötedeki benzinliğe ikinci varan, ilk varanın deposunu doldurur.

Ferrari hemen onaylar ve yarışa başlarlar. 120, 140, 180, 220…

O arada trafiği denetleyen helikopterdeki görevli polis, genel merkeze bilgi vermektedir:

– Komiserim, şehrin kuzeyindeki yolda trafik güvenliği tehdit altında! 3 araç yarış yapıyor.

Ferrari ile Lamborghini saatte 300 km hızla yan yana gidiyorlar, arkadan da Murat 124 onları geçmek için 10 dakikadır sellektör yapıp yol istiyor!



Sarışın



vantrologun biri bir barda gösteri yapıyormuş. kucağında kuklası, kuklanın ağzından habire aptal sarışın fıkraları anlatıyo ama nasıl yerin dibine sokuyo oyle böyle deil.

millet yıkılıyo felan ama arkada oturan sarışın bi kadın öfkeli gözlerle adamı kesiyo. en son dayanamıyor:

– pardon beyfendi bakar mısınız! yaptığınız terbiyesizliğin farkında mısınız!

bu anlattığınız aptal fıkralarının ne kadar önyargılı olduğunu, sosyal hayatta bizi ne kadar zor durumda bıraktığını biliyor musunuz???

adan utanmış bozarmış:

– valla hanımefendi, ben sadece…

sarışın fırlamış:

– beyfendi siz lütfen müdahale etmeyin! ben kucağınızdaki o terbiyesizle konuşuyorum!



Darı



adamın biri kendini darı zannediyormuş. ailesi ve yakın çevresi ne kadar darı olmadığını söylese de adamı inandıramıyorlarmış. en sonunda doktora götürmüşler. uzun bir tedavi sürecinden sonra adam darı olmadığını itiraf etmiş. doktor artık iyileştiğini düşünerek taburcu etmeye karar vermiş.

son bir kez daha doktor sormuş:

artık darı olmadığını kabul ediyor musun?





adam: darı değilim doktor bey ama kafama

takılan bir problem var

doktor: nedir?

adam: şimdi ben kendimin darı olmadığımı biliyorum

ama dışardaki tavuklarda biliyor mudur?



Tahir



onu hiçbir sınıf arkadaşı sevmiyordu. çünkü aptal ve bön bir çocuktu. özellikle öğretmeni “beni delirtiyorsun” diye hep kızıyordu tahir’e.

bir gün tahir’in annesi okula geldi. öğretmeni ile görüştü.

öğretmen dürüstçe “çocuğunuz aptal bir çocuk, notları da düşük, hayatımda bunun kadar aptal bir öğrenci görmedim” dedi. annesi çok şaşırdı, tahir’i okuldan aldı ve kayseri’ye taşındılar.

aradan 25 yıl geçti. öğretmen de kayseri’ye tayin olmuştu. bir gün öğretmen ağır bir kalp krizi geçirdi. bütün doktorlar ameliyat olması gerektiğini söylediler. bu zor bir ameliyattı ve kayseri’de ameliyatı yapabilecek tek bir cerrah vardı.



öğretmen ameliyat oldu. gözünü açtığında karşısında yakışıklı cerrah ona gülümsüyordu.

öğretmen tam teşekkür edecekti ki suratı morarmaya başladı. bir şey söylemek için elini kaldırdı ama söyleyemeden küt diye öldü.

doktor şaşırdı. ne olduğunu anlamaya çalışırken bir baktı ki o da ne? tahir, solunum cihazının fişini çekip elektrik süpürgesini takmış.




Yorumlar