Anasayfa /  Keyifli Haberler

Erkek Hasta

Abone ol
Abone ol 07 Aralık 2018 03:27

Adam dışarıya çıktan sonra, kadına ciddi bir sesle durumu anlatmaya başladı: ‘Eşinizin hastalığı ciddi’ dedi. ‘Korkunç bir stres’i var. 







Söylediklerimi uygulamazsanız, bilin ki ilk gerginlikte vefat edecek’. Sonra devam etti:‘ Her sabah mükemmel bir kahvaltı hazırlamanız gerekli.. Neşeli olmasını sağlamaya dikkat edin.Öğlen için de yanına çok iyi bir yemek vermelisiniz. Dört başı mamur bir menü. İş yerinde onu yesin. Akşam yemeği olarak ya yumuşacık bir biftek, ya da bonfile hazırlayın. Bol sebze garnisiyle. Haftada iki akşam da mükellef bir balık. 





Rakısına bir adet buz yeterli. 35liğin yarısını geçmesin. Keyiflenir de ‘bir duble daha’ derse bırakın içsin. Böylece gevşer biraz daha. Konuşurken sakın keyfini kaçıracak konulardan bahsedeyim demeyin. Özel problemlerinizi de kesinlikle açmayın. Yoksa kötüleşiverir. Kendinize mutlaka dekolte bir kıyafet seçin. 





Bakımlı olun. Yanına oturup sırtını ovun. Televizyonda maç seyretmesi için her akşam teşvik edin. Siz de yanına sessizce oturup kırmızı şarap servisi yaparsanız fevkalade olur. En önemli nokta da şu: Haftada birkaç akşam s-e-*s yapın. Eğer bu söylediklerimi aksatmadan bir yıl kadar uygularsanız, sanırım o takdirde kocanız iyileşip normal hayatına dönecektir ve uzun bir mutlu yaşam sizi bekleyecektir.’. Eve dönüş yolunda koca, eşine sordu: ‘Doktor ne dedi sana?’ dedi.Kadın kısaca cevap verdi:“vefat edecekmişsin”



İnatçılık





Karadeniz sahilinde bir kahvede inatçılık şampiyonası düzenlenmiş.





Yarışmacılar başlarından geçen birer olayı anlatacak, kahve sakinleri de şampiyonu seçecekmiş. Yarışmaya üç kişi katılmış ve birinci yarışmacı söz almış:





– Bir akşam işten eve döndüm, kapıyı çaldım. Hanım, “Kim o?” dedi. Kim olacak bu saatte? Kapıyı başka kim çalar ki? Kızdım, kapıyı bir daha çaldım. Hanım ısrarla “Kim o?” dedi. Bu sabaha kadar böyle devam etti. Sabah oldu ise gittim.





İkinci yarışmacı söz almış:





– Ağrıyan dişimi çektirmek için, dişçiye gittim. Disçi, “Hangi dişin ağrıyor? diye sordu. Madem koskocaman disçi, ağrıyan dişimi o bulsun diye inat ettim. Disçi bütün dişlerimi çekti. Sıra ağrıyan dişime gelince, “Yine ağrıyor” demedim ve ağzımdaki bu tek diş inadımdan kaldı.





Üçüncü yarışmacı söz almış:





– Evlendiğim ilk gece hanım, “Bana dokunma” dedi. Ben de inadım tuttu. Aradan 17 yıl geçti, hâlâ dokunmadım.

Şaşıran jüri baskanı sormuş:





– Ama senin üç tane kocaman çocuğun var, nasıl olur?





– İnadımdan onların bile nasıl olduğunu sormadım.



Kamp ve Karı koca





Karı-koca birlikte tatile çıkmışlar. gittikleri yerde güzel bir kamp kurmuşlar ve tatillerinin ikinci gününün akşamı güzel bir yemek yiyip uykuya dalmışlar. birkaç saat sonra kadın uyanıp kocasını dürtmüş.

Adam uyku sersemi olduğu için biraz da gerginmiş.

”ne oldu? ne istiyorsun?” demiş.

karısı da; ”yukarıya bak ve bana ne gördüğünü söyle.”

” ulan beni bu yüzden mi kaldırdın ” demiş adam. sinirle gökyüzüne bakmış.

e tamam demiş baktım. bir sürü yıldız var, ışıl ışıl parlıyor hepsi.





karısı tekrar sormuş; ” peki, bu sana neyi gösteriyor?”

artık iyice uykusu kaçan adam sinirlenip düşünmüş;

-teolojik olarak evrenin kudretini ve kendi acizliğimi görüyorum.

-felsefi olarak, sonsuzluğu ve onun karşısındaki önemsizliğimizi görüyorum.

-astronomik olarak galaksilerin , yıldızların , gezegenlerin varlığını görüyorum.

-yıldızların komuna bakarak saatin 3 olduğunu görüyorum.

-meteorolojik olarak da bugün havanın çok güzel olacağını görüyorum. demiş. saymış da saymış ve sonra ” niye soruyorsun bunu bana? sana neyi gösteriyor ki?” demiş.

kadın da cevabı patlamış.

-necati, çadırımızı çalmışlarrr!





BONUS FIKRA





AMİN





Üç Amerikan askeri Iraklı bir amcanın bakkalına girerler alış veriş yaparken

'kahrolsun Amerika'diye ses duyarlar. Etrafa bakınırlar ve sesin bir

papağandan geldiğini görürler.





Bunun uzerine Iraklı bakkal amcaya 'bu papağanı buradan yok et yarın

geldiğimizde görürsek seni mahvederiz'derler.





Askerler gittikten sonra bakkal amca kara kara düşünmeye başlar çünkü

papağan kuşunu çok sevmektedir. Derken aklına cami imamlarının papağanı

gelir. Hemen imamın yanına koşar başından geçenleri anlatır ve 'Hocam eğer

sakıncası yoksa papağanları değişelim'der Hoca kabul eder ve değişim

gerçekleşir. Ertesi gün işgalci Amerikan askerleri gelir, papağanı görürler

ve kızarak :'biz sana bunu yok edeceksin demedikmi? '

Amca bu papağan o değil desede inandıramaz.

Sivri zekalı askerin biri ben şimdi anlarım bunun dünkü papağan olup

olmadığını der ve papağanın tekrarlamasını umarak bağırır:

'Kahrosun Amerika!!

ses çıkmyınca bakkal amca dahil hep birlikte bağırmalarını söyler:

-Kahrolsun Amerika!

(ses yok)

-Kahrolsun Amerika!

(ses yok)

-Kahrolsun Amerika!





papağan dile gelir

-Amin evlatlarım.....)))




Yorumlar