Anasayfa /  Keyifli Haberler

Ehliyet ve Ruhsat

Abone ol
Abone ol 07 Mart 2019 11:22

Ehliyet ve Ruhsat

Adamın biri arabasıyla yola çıkmış. Bir gölün kenarından

geçerken kırmızı elbiseli bir adam elini kaldırmış, durmasını işaret etmiş. Adam arabasını durdurmuş.

Kırmızı elbiseli adam:

– Merhaba, ben ormanın kirmizili i**esiyim. Karnım çok aç. Bana yiyecek bir şeyler verir misin?, demiş.

Adam bir parça ekmek vermiş teşekkürleri kabul edip yola çıkmış.

Dağlık bir bölgeden geçerken karşısına sarılar içinde bir adam

çıkmış. Elini kaldırıp adama durmasını işaret etmiş:

– Ben bu dağın sarılı i**esiyim, çok susadım. Suyun var mı?, demiş.

Adam bir şişe su vermis yola devam etmiş.

Yol asfalta çıkmış. Bir zaman geçtikten sonra mavi elbiseler içinde bir adam el kaldırmış, durmasını işaret etmiş. Adam sinirlenmiş:

– Söyle bakalım asfaltın mavili i**esi, Ne istiyorsun?

– Ehliyet ve ruhsat”.



BONUS FIKRA



Dilenci ve Nasreddin Hoca



Nasreddin Hoca yoldan Geçerken bir dilenciye rastlar.

Dilenci: Nasrettin Hoca Allah rızası için bana az bi sadaka verebilir misin ? der.

Nasreddin Hoca : Az vermek benim şanımdan değildir der.

Dilenci: O halde sende çok ver be hocam der.

Nasreddin Hoca : O da senin şanından değildir



En baba laflar…



Annelerin klişe lafları meşhurdur. Ya babalarınki? Onları da bir gözden geçirdik, geneli fırçalama temalı olsa da sizler için derledik:




Hep ananız şımartıyor sizi!..


Annene karşı gelme.


Ne parası?


Bi bildiğimiz var ki söylüyoruz değil mi?!.


Bana dayak yiyip gelme!


Oradan adam çıkmaz (isteğe göre il seçilir) Kardeşini ağlatma… Kalk annene yardım et!..


Bakarız…


Bu evde benim kurallarım geçer!


Ben sana güveniyorum ama çevreye güvenmiyorum.


Cevap ver!


Sus, babaya cevap verilmez!


Kumanda nerede?


Kazık kadar oldunuz hâlâ………


Adı yok mu o arkadaşlarının? Kim bu zibidi?


Bu ne laubalilik? Ben senden bilmem kaç yaş büyüğüm.


Beni ayağa kaldırma!


Yapar benim oğlum/kızım…


Prensesim/koçum benim/aslanım.


Evin suyu mu çıktı?


Sen niye arkadaşında kalıyorsun, söyle o bizde kalsın.


Hanım ol/efendi ol/akıllı ol!


Onu da kocan alsın…


Gâvur malı mı bu, biraz özenli olsanıza.


Sizin arpanız fazla geliyor…


Hava kararmadan evde olunacak!


Bu saatte nerden geliyorsan oraya git!


Kocanın evinde de yatarsın bu saate kadar. Naapıyorsunuz bu kadar parayı anlamıyorum ki?


Git annene sor.


Senin yaşındayken Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethetti.


Mideni deleceksin mideni!..


Oku adam ol!


Sen ne zaman adam olucan?


Okumayacaksan bırak, uğraştırma bizi!


Ne yorgunluğu, taş mı taşıdın?


Gece yatmak bilmiyorsun, sabah kalkmak bilmiyorsun.


Ev geçindirmek kolay mı sanıyorsun?!.


Biraz yanımıza gel de yüzünüzü görelim.


Bu sene kazandın kazandın, kazanamadın yollarım askere!


Yemek yemesen de o sofrada oturacaksın!


Oğlum/kızım bugünleri çok ararsın…


Arkadaşların camdan atlasa sen de mi atlayacaksın?


Kanalı değiştirme izliyorum. (Uyuklarken) Hele bir o gün gelsin bakarız.


Biraz yol yordam öğrenin, kazık kadar oldunuz.


Sınavda bunları soracaklar sana di mi?


Bana mı çalışıyorsun, ne yaparsan kendine.


Kiminle konuştun iki saat?


O kadar ne konuşuyorsunuz arkadaşınla?


Ben senin yaşındayken… (diye başlayan üç milyon yetmiş bin cümle) Oğlum bu ne hâl yahu! Git kestir şu saçları!


Para tuzağı bunlar!


Kızım bu saçlar ne? Sen iyice raydan çıktın.


Bu evde yaşadığın sürece benim kurallarıma uymak zorundasın!


Biriniz de bana/benim sülaleme çekmedi!


Eşşek sıpası…


Ben senin babanım!




Ninem diyor ki; Baba koruk yer, oğlunun dişi kamaşır.



Müdür Bey



İlçenin birinde çapkınlığıyla meşhur bir müdür varmış.

Dedikodular ayyuka çıkınca kaymakam bu müdürün tayinini çıkartmış.

Veda ziyaretlerine çıkan müdür kaymakama gelmiş.

Kaymakam demiş ki.. Ya müdür bey senin için çok hovarda diyorlar nasıl yapıyorsun bu işi?

– Kaymakam bey gözüme bi kadını kestirdim mi yavaşca yaklaşıp sağ elimi sağ kalçasina atiyorum, baktim ses yok sol elimi de sol kalçaya atıp devam ediyorum….

Eve giden kaymakam kapıdan girince karısını bulaşık yıkarken görür ve der ki dur bakalım müdürden öğrendiğimi uygulayayım…

Sağ elini bi atar karısının kalçasına, sonra sol elini… bu esnada karısı;

– Ay müdür bey sizin tayininiz çıkmamış mıydı?



Berber



Galatasaraylının biri berberde saçını kestiriyormuş.

Berberin durduk yerde “İlk gittiğin maçı anımsıyor musun?” diye soracağı tutmuş:

“Evet, ne olacak?” demiş bizimki sinirli sinirli. Berber;

– Hangi maçtı?

– Bir Fenerbahçe maçıydı.

– Kadıköy’de mi?

– Evet, oradaydı.”

Aradan bir-iki dakika geçmiş. Berber yeniden sormuş:



– Hangi maçtı demiştin?

– Fenerbahçe maçı.

– Nerede nerede?

– Kadıköy dedik ya!

Bir-iki dakika sonra yine aynı hikâye:

– Demek hayatta gittiğin ilk maç bir Galatasaray – Fenerbahçe maçıydı ha?

Bizimki sinirlenerek:

– Evet, be, Fener maçı dedik ya!

Berber bir kaç dakika sonra aynı konuyu bir daha açmaya kalkışınca bizimki isyan etmiş:

-Kardeşim, ilk gittiğim maçın Fener maçı olduğunu elli kere söyledim. Niye yeniden yeniden soruyorsun?

Berber açıklamış:

– Fener deyince saçların diken diken oluyor da, daha rahat kesiyorum.



Eskiden



Yaşlı karı koca yataklarına girmişler. Adam tam uyumak üzereyken, eski günleri özleyen kadın, aniden bastıran bir romantik dalganın tesiriyle kocasıyla sohbet etmek istemiş.

Dudaklarındaki hülyalı bir gülümsemeyle kocasına bakan kadın demiş ki:

– Bana kur yapacağın zaman; elimi tutardın.

Adam uykulu bir halde uzattığı eliyle, karısının elini tutmuş.

Aradan birkaç dakika geçmiş, kadın konuşmaya devam etmiş:

– Sonra beni öperdin…

Uykusu ile hanımı arasında bocalayan adam, karısının yanağına bir öpücük kondurduktan sonra, başını yastığa koymuş.

Adam tam uyuyacakmış ki, karısının seksi sesini duymuş:

– Beni öptükten sonra, boynumdan hafifçe ısırırdın.

Karısının bu sözü üzerine yataktan kalkan adam, terliklerini giymiş, tam gitmek üzereyken karısı sormuş:

– Nereye gidiyorsun?

Adam cevap vermiş:

– Dişlerimi takmaya gidiyorum!..


Yorumlar