Anasayfa /  Keyifli Haberler

Dişçi

Abone ol
Abone ol 04 Mart 2019 12:38

Dişçi

Orta yaşlı yakışıklı, barda yalnız başına oturan fevkalade seksi sarışının yanına oturmuş. Laf lafı, laf kapıyı açmış tahmin edersiniz. Hangi kapıyı??… Yatak odasının kapısını tabii. Soyunmuşlar.. Bembeyaz çarşafların üzerine uzanırlarken seksi sarışın sormuş:

– Siz dişçisiniz galiba.

Adam:

– Evet demiş.

– Nerden anladınız?.

– Yatağa girmeden önce ellerinizi ne kadar dikkatle, ne kadar titiz sabunladınız, ona dikkat ettim de.

Yarım saat sonra, seksi sarışın bir daha mırıldanmış:

– Siz sadece dişçi değil, çok büyük, çok usta bir dişçi olmalısınız.

Adam hafiften kasılmış. Yatağın baş ucundaki sigara paketine uzanırken mağrur mağrur sormuş:

– Peki bunu nereden anladınız?

– Hiçbir şey hissetmedim’de…



BONUS FIKRA



Buldunuz Sahibi Ölmüş Eşeği

Akşehir`in en iyi avcılarından birisi silahını kuşanmış, ava gitmiş. Her ava gidişinde birkaç tane kurt vuran avcının akşam geç vakit olup halen dönmediğini öğrenen oğlu, komşularıyla beraber onu aramaya gitmiş.

Ormanda bir ara eşeğinin anırması duyulmuş. O tarafa doğru koşmuşlar. Biraz ileride avcının soğuk vücuduyla karşılaşmışlar. Baktıklarında birkaç saat evvel eceli ile öldüğünü anlamışlar. Tüfeği de yanında hazır duruyormuş. Eşeğin sesinin geldiği tarafa doğru bakmışlar ki kurt sürüsü eşeği boğmuş yiyorlar.

Nasreddin Hoca yapacak bir şey olmadığını görünce, eşeği hızla yemekte olan kurtlara doğru seslenmiş;

– Yiyin bakalım yiyin. Buldunuz sahibi ölmüş eşeği!



Cezanın Cezası



Adamın birisi eşiyle birlikte giderken trafik polisi durdurup, ehliyet ve ruhsatını istemiş.

Trafik polisi ruhsatı incelerken adam dayanamayıp sormuş;

– Affedersiniz memur bey, bir kural hatası mı yaptım?

– Evet emniyet kemerinizi bağlamayı unutmuşsunuz.

Tam o sırada eşi müdahele etmiş.

– Memur bey, siz bu adam bilmezsiniz. Ben dersem her zaman tersine yapar. Bir türlü beni dinlemez. Daha evden çıkarken emniyet kemerini bağla dedim. Sırf ben dedim diye bağlamadı. Biraz önce köşeye dönerken yine uyardım. Bak emniyet kemerini bağla dedim, inat etti yine bağlamadı. Siz bu adamı bilmezsiniz öyle inat öyle inat ki, bir bir türlü beni dinlemez. Ona dedim ki, birazdan trafik polisi karşıma çıkarsa, ya bizi durdurursa ne yapacaksın? İşte dediğim oldu. Ödesin de cezayı aklı başına gelsin. Beni dinlemezse daha çok cezalar öder, çok perişan olur. İşte bu adam böyle bir adam evlendiğimizden beri beni bir türlü dinlemez. Öyle inat, öyle inat ki…

Trafik polisi, kadının daha fazla konuşmasına meydan vermeden, adam ehliyetve ruhsatını uzatmış;

-Beyefendi, buyrun ehliyet ve ruhsatınızı, gidebilirsiniz.

Size zaten Allah cezanızı vermiş. Bir de ben ceza yazmayım, cezanın cezası olmaz!…



Kızın nasıl? Oğlun nasıl?



İki yaşlı kadın yolda karşılaşır, sohbete başlarlar.

– Kızın nasıl iyi mi?

– Ay sorma. Kızım o kadar rahat ki… Kocası elini sıcak sudan soğuk suya sokturmuyor. Hatta kahvaltıyı bile kocası yatağına kadar götürüyor. Avrupa gezileri, mücevherler, altınlar, bol para… Durumları çok çok iyi…

– Maşallah, maşallah! Peki oğlun nasıl?

– Ah, ah! Hiç sorma!.. Öyle pasaklı bir kadına düştü ki kahvaltıyı bile oğlum hazırlıyor, üstelik gelinin yatağına kadar götürüyor. Daha neler canım, Avrupa gezileri, altınlar, mücevherler, para yetiştiremiyor. Yazık oldu zavallı oğluma…



Yanlış anlama



İhtiyar köylü hayatında ilk kez trene binmişti. Boş gördüğü ilk yere oturdu ama çok geçmeden memur geldi, biletleri kontrole başladı ve ihtiyara;

“-Lütfen kalkın” dedi,

“-Biletiniz üçüncü… burası birinci…”

İhtiyarcık kalktı, tren sarsıntısından güçlükle yürüyerek arkadakığ vagona geçti. Yine ilk rastladığı boş yere oturdu. Ancak memur oraya da gelmişti.

“-Babacığım burası da değil”

“-İkinci burası… Sen üçüncüye gideceksin. Daha arkada….” dedi. Adamcağız yine kalktı, arka vagona geçti. Burası da yataklı vagondu.

Biçare ihtiyar o sarsıntıda zorlukla yürürken, eline gelen ilk tokmağı tuttu. Birden kapı açıldı. Yataklı vagonun o kompartımanında,, o gün evlenip balayına çıkmış genç bir çift vardı. İhtiyar gayet nazik sordu;

-Afedersin evlat, kaçıncı? Üçüncü mü?

Yeni damat, yataktan hırsla bağırdı:

-Sana ne be? Sana mı hesap vereceğiz?


Yorumlar