Anasayfa /  Keyifli Haberler

Dikkat

Abone ol
Abone ol 01 Mart 2019 03:16

Dikkat

Kadın doktora gittikten sonra eve geldi ve kocasına müjdeyi verdi:

– Hamileyim!

Adam şaşkınlık içerisinde:

– İmkansız!.. Ben hep dikkat ederim…

Emin olmak için doktoru ziyaret etti:

– Anlayamıyorum doktor, dikkat etmiştim.

–Bakın bayım…

Bu araba kullanırken dikkat etmeye benzer.

Siz dikkat edersiniz ama başkası gelip çarpar!..



BONUS FIKRA



3 Ay Sonra Gelirim



Temel yeni bir iş başvurusu için insan kaynakları müdürünün yanına gitmiş. Bütün her şeyi konuşmuşlar sıra gelmiş maaşı konuşmaya. Temel müdüre sormuş :

– Eee müdür bey, söyle bağalum. Bağa ne kadar aylik vereceğusunuz. Müdür cevap vermiş:

– Temel bey başlangıç olarak 2bin TL ile işe gireceksiniz. 3 ay sonra maaşınız 3bin TL olacak. Bunu duyan Temel memnuniyetsiz bir şekilde cevap vermiş :

– Ula ben şimdi niye işe paşlayum o zaman. 3 ay sonra celirim daa 



Sen Nassın?



Bir kamyonun Çarpmasıyla yaralanmış olan çiftçi Mehmet amca kazadan sorumlu tuttuğu taşıma şirketine dava açıyor.

Mahkeme salonunda şirketin avukatı ile Mehmet Amca karşı karşıyalar, ve Avukat soruyor :

– Ama siz kazadan sonra gelen polis memuruna “ben çok iyiyim” demediniz mi?”

– Anlatayım ağam; Ben bizim eşeği gasabada satışa götürmek üzere gamyonetime bindirmiştim ki…

– Bırakın ayrıntıları Memet Bey, siz sadece soruma yanıt verin: Siz, kazadan hemen sonra gelen Polis memuruna “ben çok iyiyim” dediniz mi, demediniz mi?

– İşte anlatıyom ya Avukat bey; eşeği gamyonete yüklemiş, yola çıkmıştım ki…

– Sayın hakim, size olayın tam olarak nasıl gerçekleştiğini davacının kendi ifadesi ile almaya çalışıyorum ama, soruma yanıt vermiyor. Bu bey, kazadan hemen sonra olay yerine ulaşan polis memuruna ifadesinde “çok iyi” olduğunu söylemiş. Kayıtlara geçmiş. Şimdi, aradan kaç hafta sonra müvekkilime dava açıyor. Ben bu davada, bu şahsın mahkemeyi yanıltmaya çalıştığına inanıyorum. Lütfen, sadece soruya yanıt vermesini söyler misiniz? Yargıç çiftçinin hikayesiyle ilgilenir gibiydi:

– Eşek hakkında söyleyeceklerini merak ettim aslında; Bırakalım da anlatsın….

Memet amca Yargıça teşekkür ederek devam etti:

– İşte dediğim gibi, sayın Hakimim, tam eşeğimi gamyonetime bindirmiş şehre doğru gidiyodum ki, bu şirkete ait gucuman bi kamyon, “DUR” tabelasına aldırmadan üzerime sürdü ve bize çarptı. Ben yolun bi yanına fırladım, Garagaçan bi yana… Nasıl kötüyüm, nasıl kötü, anlatamam… Gıpırdanamıyom sancıdan… öte yanda Garagaçan bir anırıyo, bir anırıyokine, ortalık inliyo. Derkene bi pulis memuru geliveedi, Garagaçanın sesini duymasile önce ona dooru getti, eğildi, bahtı, tabancasına davrandı, alnının göbeenden Garagaçanımı urmasın mı??? Soonacııma, yolun garşı tarafına geçti, bana dooru geldi, dedikine:

– Eşeğin hali berbattı, vurmak zorunda galdım, “sen nassın ?” dedi…



Sinek



Bir Türk, bir Fransız, bir de İngiliz trenle yolculuk yapıyorlarmış.

Trendeki odaları sıcaklayınca Fransız pencereyi açmış ve içeri bir tane sinek girmiş, Fransız hünerini göstermek için kılıcını çektigiyle sineğe bir tane vurmuş ve sinek ortadan ikiye ayrılmış.

Diğerleri hayretle bakarken, Fransız cebinden karvizit çıkartmış ve İngilizle bizim Türk’e vermiş.

Karvizitte “Fransa’nın en iyi kılıç ustası”yazıyormuş.

Bunu gören İngiliz hemen pencereyi açmış ve içeri bir tane daha sinek girmiş.

Hemen okunu çekmiş bir fırlatmış sinek duvara yapışmış, cebinden karvizitini çıkartmış

“İngiltere’nin en usta okçusu”.

Tabi bizim Türk altta kalır mı.

Hemen pencereyi açmış içeri bir tane daha sinek girmiş bizim Türk cebinden bıçağı çıkarttığı gibi sineğe fırlatmış.

Sinek yere düşmüş ve sinek bir kaç dakika sonra yerden kalkmış ve geri uçmuş.

Bunu gören ingilizle fransız basmış kahkahayı bizim Türk cebinden karvizitleri çıkartmış ve İngilizle Fransıza vermiş.

“Fenni Sünnetçi Remzi” :))



3 Tekme…



Ülkemizin tanınmış avukatlarından tayfun, yaban kazı avı zamanı, tüfeğini alıp Karadeniz sahillerine çıkmış.

Uçarken görmüş kazı.. “dannn!.” kuş döne döne inmeye başlamış yere… düşmüş sonunda ama, arazide bir çit var, onun öte yanına.. kazı almak için çiti aşmağa çalışırken, yaşlıca çiftçi temel çıkıvermiş ortaya..

“Ne yapıyorsun benim arazimde?..”

“Şu yaban kazını vurdum da, almaya çalışıyorum..”





Yaşlı çiftçi temel “o arazi benim olduğuna göre, içindeki kuş da benimdir” diye terslemiş. avukat tayfun sesini yükseltmiş..

“Ben bu ülkenin en büyük avukatlarından biriyim. beni uğraştırma.. mahkeme masrafı falan der, çiftliğine kadar alırım bak!..”

Yaşlı çiftçi gülmüş..

“Biz karadeniz’de böyle küçük sorunları mahkemeyle değil, ‘üç tekme’ kuralıyla çözeriz..”

“Nedir o üç tekme kuralı” diye sormuş, avukat, merakla.

“Şöyle” demiş, yaşlı çiftçi..

“Önce biri ötekine 3 tekme vurur, sonra öteki..sonra gene ilki.. biri pes edene kadar..”

Avukat genç, güçlü kuvvetli, sportmen.. çiftçi ihtiyar.. “ben bunu haklarım” deyip içinden “kabul” diye bağırmış..

“Burası benim arazim olduğuna göre ilk vurma hakkı bende” demiş, yaşlı temel.. ve bir tekme atmış avukatın kasıklarına..

“Ugggh” diye dizlerinin üzerine çökmüş avukat.. ikinci tekme tam midesine gelmiş ki, avukat öğlen yediği yemekleri çıkarayazmış, “böğğğ” diye ve dört ayak haline gelmiş yerde..

Yaşlı temel üçüncü tekmeyı tam kıçına kondurunca, avukat öne kapaklanmış.. önde de çiftçinin ineğinin biraz evvel oraya bıraktığı ıslak tezek var.. suratı aynen gömülmüş içine..

Avukat “şimdi sıra bende, ihtiyar tilki” diye doğrulmuş, ağzına kadar giren pislikleri, ceketinin koluyla temizlemeye çalışırken..

Yaşlı temel gülmüş.. “pes ediyorum. bir kaz için dövüşmeye değmez. al kuşunu git!..”



Evli Gibi Davranmak



Soğuk ve karlı bir gecede tipiden yolunu kaybeden bir işadamı ve sekreteri arabalarını terketmek zorunda kalırlar ve uzun bir yürüyüşten sonra üşümüş ve ıslanmış durumdayken bir kulübe bulurlar.

Kulübede bir yatak, bir uyku tulumu ve bir sürü battaniye bulunmaktadır.

Geceyi geçirmeye hazırlanırlar ve işadamı bir centilmen olarak, yatağı sekreterine verir.

─ Ben yerde uyku tulumunda uyurum, der.

Sekreter yatağa yatar, adam uyku tulumunun içine girerek fermuarı çeker.

Bir süre sonra tam uyumak üzereyken, sekreterinin sesini duyar;

─ Efendim, ben çok üşüyorum.

Adam fermuarı açar, uyku tulumundan çıkar, bir battaniye alıp kadının üzerine örter, tekrar uyku tulumuna girer, tam uyumak üzereyken yine sekreterinin sesini duyar;

─ Efendim, ben hala çok üşüyorum.

Adam yine fermuarı indirir, tulumdan çıkar, bir battaniye daha alıp kadının üstüne örter, uyku tulumuna girerek fermuarı çeker.

Tam uykuya dalacağı sırada yine duyar;

─ Ben yine çoooook üşüyorum.

Adam yattığı yerden;

─ Bir fikrim var, der. Burası ıssız bir yer. Neler olduğunu kimse göremez, istersen evliymişiz gibi davranabiliriz.

Genç kadın kıkırdar;

─ Tamam, bana göre hava hoş.

Adam yattığı yerden avazı çıktığı kadar bağırır;

─ Öyleyse kalk ve kahrolası battaniyeyi kendin al!!!


Yorumlar