Anasayfa /  Keyifli Haberler

Bakma nedeni

Abone ol
Abone ol 24 Aralık 2018 00:29

Bakma nedeni




Kadın süslenmiş, püslenmiş masayı hazırlıyor.. Kocası ise iç çamaşırlarıyla ortalıkta dolaşıyor.

Kadın söylenir;

– ”Pantolonunu bari giyseydin, misafirler heran gelebilirler”.

Adam cevaplar;

– ”Olsun, bacaklarımın ne kadar zayıf olduğunu görsün ve bana iyi bakmadığını anlasınlar”.

Kadın bir saniye bile düşünmeden cevap verir;

– ”O zaman donunu da çıkarki sana iyi bakmam için bir neden var mı yok mu anlasınlar”.





BONUS FIKRA





Temel’in Arkadaşı Niyazi’ye Mektubu



“Niyazicuğum. Hani benim küçük torun var ya. Geçen akşam, geturdi ödevini önüme koydi. Bi yandan da ağlayi. Zaten dertlerini hep pağa açar. dedi ki:”Habunlari anliyamadum. O yüzden da yapamadum. Yarın öğretmen beni dövecek dedecuğum.”

Pende dedum ki;Ağlama uşağum, punun içun öğretmen adam dövmez. Şimdi oni çözeruk.Ne mümkün Niyazi kardaşum.Bi tirenlan, bi otobos ayni istasyondan kalkmişlar. Tiren otobostan üçte bir daha hizli gidiy. Otobos iki yerde onbeşer dakka istirahat vermiş. Tiren da bi yerde durmiş, 20 dakka su almiş. Otobos saatte 60 kilometro gidiymiş. Tiren 5 saat sonra gideceği yere varmiş. Otobos ise ne vakit sonra oraya olacakmiş.Uğraştum yapamadum. Uşak ağlay. Derken bubasi geldi. O da çözemedi. Diyrum oğa ki:-“Ula damat, senun taniduğun tahsilli bi otobos şofori var ise oğa soralim, belki o bilebilur. Yahutta sabah olsun ben usaği şoforler cemiyetine götüreyum. Onlar arasinda belki tirenle yariş etmiş bi şofor vardur da bize nasihat verur.”Ha, biz bi yandan da uşaga tireni tarif ediyruk. Tiren görmemiş ki. Ne anasi görmiş, ne bubasi. Ben da bi tek askerlukte Erzurum’dan Sivas’a gittiydum.





Neysa kardaşum, o gece çok kizdum. Diyeceksun ki niye? Uşak daha incir ağacindan duti ayiramay; mezgiti gosteriyrum, hamsi diy; efendum, yumurtanun fabrikada yapilduğuni sanay. Biz gelduk araba yariştiriyruk. Yani efendi, otobos saatinda varsa ne olur, geç varsa ne olur? Gurbetten yolci mi bekliysun? Eğer varacaği saat onemliysa, edersun yazihaneye bi telefon, derler sağa otobosun ineceği zamani. Bu kadarluk mesele içun sabiyi subyani niye telef edersun? Uşacuklarda şarki yok, türki yok, oyun yok; dayamiş matamatigi. Ayuptur ya!

İşte Niyazum hal böleyken böle. Yanaklarindan opdim gardaşum.”



İlginç Bir Dava





Küçük kasabanın birinde, bir caminin tam karşısında arazisi olan adam, arazisi üzerine bir genelev inşa etmeye başlamış.

İmam ve cemaat buna şiddetle itiraz etmişler, ancak mal sahibinin kendi arazisi üzerine nasıl bir iş yeri açacağına da yasal olarak karşı çıkamamışlar.

Tüm cemaatin tek yapabildiği şey, imamın öncülüğünde bu genelev için her gün beddua etmekten öteye geçememiş.





İnşaat ilerlemiş ve açılışına birkaç gün kala her nasılsa şiddetli bir yıldırım düşmesi sonucu genelev yerle bir olmuş.


Caminin cemaati bu olaydan duydukları büyük memnuniyeti saklamaya gerek görmemişler, ancak genelev sahibi adam, cami imamının ve cemaatin direk veya indirek olarak bu hasardan sorumlu oldukları iddası ile camiye karşı tazminat davası açmış.

Cami imamı ve cemaat, savcılığa verdikleri savunmalarında bu konuda herhangi bir şekilde sorumlu tutulmalarına şiddetle itiraz etmişler, Bu olayın kendi dualarından dolayı meydana gelmiş olabileceği iddiasını da kabul etmemişler.

Gerekli tüm belgeler tamamlanıp mahkemeye günü geldiğinde hakim dosyayı dikkatle incelemiş ve taraflara dönüp;

─ Bu konuda nasıl bir hüküm verebileceğimi bilmiyorum, demiş.

Ancak dosyadaki tutanaklara bakarsak ortada tuhaf bir durum var.

Taraflardan birisi duanın gücüne inanan bir genelev sahibi,

diğeri ise duanın gücüne kesinlikle inanmayan ve inkar eden bir imam ve cemaati…!



Normal insan





Politikacının birisi, akıl hastanesini ziyaret gider.

Başhekimle beraber hastaneyi dolaşıp bilgi alır.

Dolaşma işi bitip başhekimin odasında kahvesini yudumlayan politikacı sorar;





─ Bir insanın akıl hastanesine yatması gerekip gerekmediğine nasıl karar veriyorsunuz?



─ Bir küveti su ile dolduruyoruz, hasta adayına bir kaşık bir bardak ve bir de kova veriyoruz. Küveti istediği şekilde boşaltmasını istiyoruz.

Politikacı;

─ Haaaa! Anladım anladım! Normal bir insan hemen kovayı seçer tabi, çünkü kovayla daha kolay boşaltır…

Başhekim:

─ Hayır efendim, normal bir insan küvetin tıpasını çeker.





Nasıl Öldün





─ Selam, benim adım Selma.

─ Selam, benimki de Aysel. Sen nasıl öldün?

─ Donarak öldüm…

─ Ne kadar korkunç.


─ Yok o kadar kötü değildi. Soğuktan titremem geçince ısınmaya başladım ve uyku bastı, sonunda huzur dolu bir ölüm oldu.

─ Peki sen nasıl öldün?

─ Ağır bir kalp krizi geçirdim.

Kocamın beni aldattığını sandım, onu iş üstünde yakalamak için eve erken geldim. Fakat evde tek başına televizyon seyreder halde buldum.

─ Sonra ne oldu?

─ Kesinlikle evde başka bir kadının olduğundan emindim. Bütün evi aramaya başladım. Yatakların altını, her yeri aradım fakat bulamadım. Ararken aşırı yorulmuşum, kalp krizi geçirdim ve öldüm.

─ Ah be güzelim bir de derin dondurucuya baksaydın. Şu anda ikimiz de yaşıyor olacaktık!

47 oyun eksikti

Becky ve Sam 50’nci evlilik yıldönümlerini kutluyorlardı.

Sam birden soruverdi:

-“Sevgilim, bu elli yıl icinde beni hiç aldattın mı?..”

-“O da nereden cıktı?” diye sinirlendi Becky..

“Cevabı da öğrenmek istemezsin herhalde ?..

– “isterim” dedi Sam.. “Lütfen anlat, ne olur?..”

-“Madem öyle” dedi Becky, “3 kez aldattım seni..”

-“3 kez öyle mi?.. Kimlerdi onlar?..”

-“ilki” diye anlatmaya başladi Becky,

“Hani sen 30 yaşındaydın ve kendi diş kliniğini kurmak istiyordun ama hiçbir banka sana kredi açmıyordu.

Sonra bir banka yöneticisi eve geldi, hiçbir şey sormadan tüm kağıtları imzaladı ve sen en modern araçları getirebildin.”

– “Ooo Becky.. Benim için kendini feda ettin ha..

Benim sevgili karım!.. Peki ikincisi..”

– “Hani 50 yaşında felaket bir kalp krizi geçirmiştin..

Çok kritik bir by-pass ameliyatı geçirmen gerekiyordu da, hiçbir doktor sana el süremiyordu..

Her an ölebilirdin.

O sirada Dr. Bakey onca yoldan kalktı geldi.

Ameliyatını yaptı, seni hayata döndürdü..”

-“Ah benim sevgili karım..

Hayatımı kurtarmak için kendini bir kez daha feda ettin öyle mi?..

Hiç kimsenin böyle harika bir eşi olamaz.

Böyle bir şey yapman beni ne kadar sevdiğini gösterir. 3üncü peki?..”

-“Hatırlıyor musun, yıllar önce Diş Hekimleri Odası Baskanı olmayı fena halde istiyordun ve 47 oyun eksikti?..”



BONUS FIKRA



Yaşlı bir adam mağazaya girer, tezgahtara iki adet takım elbise almak istediğini söyler. Tezgahtar;

-Dede, sen zaten 80 yaşındasın, iki takım elbiseye ne gerek var?

Bir elbise alırsan sana ömrünün sonuna kadar yeter…

-Birini kendime birinide babama almak istiyorum.

Tezgahtar şaşkınlıkla

-Siz 80 yaşında olduğunuza göre babanız 105 yaşında olmalı…?

-Evet, Dedemin düğününe gideceğizde

-Aa babanız 105 yaşında ise dedeniz 130 yaşındadır o zaman?

-evet

– Dedeniz evlenmekmi istiyor? tekrar

-Yoo aslında kendisi pekte istemiyor ama annesi ve babası ısrar ediyorlar…



Yeni Şöför



Taksicilikte ilk günü olan şoför ilk müşterisini alır.

Taksiye binen müşteri araç biraz ilerledikten sonra bir şey sormak için, şoförün omuzuna hafifçe dokunur.

Şoför bir çığlık atıp panikler, direksiyonun kontrolünü kaybeder ve kaldırıma çıkıp, bir vitrinin önünde arabayı durdurur.

Şoför müşteriye döner ve:

“Bir daha bunu yaparsan gözünü patlatırım!” diye bağırır.

Müşteri bu duruma çok şaşırır.

Şoföre döner ve şaşkın bir bakışla;

“Ufacık dokunmanın sizi bu kadar korkutup sıçratacağını düşünemedim, özür dilerim” der.

Bu arada kendini toparlayan taksi şoförü müşteriye dönüp;

“Haklısınız, sizin kabahatiniz yok.

Bugün benim taksideki ilk günüm, 25 senedir cenaze arabasında şofördüm de birden canlandın sandım.”.



Psikolog



Psikologa giden bir adam derdini anlatıyordu.

─ Geceleri uyuyamıyorum efendim.

Sürekli yatağın altında biri var gibi geliyor.

Yatağın altına girip orada uyumayı deniyorum.

Bu defa da yatağın üstünde biri var gibi geliyor…

Adamı dikkatle dinleyen psikolog;

─ Hallederiz bu saplantıyı, demiş.

Bana haftada iki kere geleceksiniz.

6 aylık bir tedavi sonunda sizi iyileştireceğimi umuyorum.

Adam sormuş;

─ Her viziteye ne kadar ödeyeceğim?

─ Her vizite 200 TL. Bu hesaba göre 6 ayda 9.600 TL ödeyeceksiniz.

Adam gitmiş, o gidiş…

Psikolog, birkaç ay sonra adama sokakta rastlamış ve sormuş;

─ Ne oldu, hastalığınız?

─ 10 TL’ye hallettim…

─Nasıl oldu?

─ Sizden çıktıktan sonra, ilerideki bara uğradım.

Biramı içerken, barmene hastalığımı anlattım.

‘Karyolanın bacaklarını kes’ dedi… Kestim, mesele halloldu!



Avukat ve Sarışın



uçakta sarışın bir kadınla bir avukat yan yana düşer.

avukat vakit geçirmek için kimin genel kültürü daha iyi oyununu oynamayı teklif eder. kadın aldırmaz.

bunun üzerine, “her bilemediğiniz soru için siz bana beş dolar verin, ben her bilemediğim sorunuz için size elli dolar vereyim” der.

kadın kabul eder.

“peki” der avukat, “dünyanın güneşe uzaklığı ne kadardır?”

kadın sessiz kalır ve yanıt vermez, çantasından çıkardığı beş doları avukata uzatır.

soru sorma sırası sarışın kadındadır:

“dağa üç ayakla tırmanıp dört ayakla inen nedir?”

avukat düşünür, düşünür ama bulamaz. elli dolar çıkarıp kadına uzatır.

sarışın, tek söz etmeden parayı çantasına koyar.

avukat, “dur bir dakika” der, “yanıt neydi?”

kadın, avukata beş dolar uzatır 


Yorumlar