Anasayfa /  Keyifli Haberler

Babası ile komşu Teyze

Abone ol
Abone ol 09 Mart 2019 00:57

Babası ile komşu Teyze

Minik oğlan bahçede oynarken; babasının arabasıyla sokaktan geçip, ormana doğru gittiğini görmüş. Merak bu ya. O da arabayı izleyerek ormana gitmiş.

Bir de ne görsün. Babası ile komşu teyzeysi arabanın yanında durmuş öpüşüyorlar.

Çocuk bu ya, gördüğünden etkilenmiş durumda koşarak eve dönmüş, nefes nefese heyecanlı bir şekilde annesine :

– Anne! anne! Biraz önce babamı ormanda

derken annesi sözünü kesmiş ve :

– Dur biraz. Nefes al. Sakinleş. Öyle anlat.

Oğlan sakinleştikten sonra devam etmiş :

– Bahçede oynarken babamın arabasıyla ormana doğru gittiğini gördüm. Ben de ormana gittim.

Orada babamı komşu teyzemle öpüşürlerken gördüm.

Bir süre sonra babam ceketini, teyzemde gömleğini çıkardı. Sonra arabanın arka koltuğuna geçtiler.

Anne çocuğa dönmüş :

– Dur bakalım, ne kadar ilginç bir öykü bu. Devamını anlatma, sakla.

Aksam yemeğinde babanla beraberken bitirirsin. Sen bu öyküyü bitirirken babanın suratını görmek istiyorum.

Akşam olmuş, yemeğe oturmuşlar. Anne çocuga dönmüş ;

– Bu gün neler yaptığını bize anlatsana.

Oğlan baslamış :

– Bahçede oynarken babamın arabasıyla ormana doğru gittiğini gördüm.

Ben de ormana gittim.

Orada babamı teyzemle öpüşürlerken gördüm.

Bir süre sonra babam ceketini, teyzemde gömleğini çıkardı.

Sonra arabanın arka koltuğuna geçtiler.

Ardından geçen sene babam seyahatteyken senin Amcayla yaptığın şeyden yaptılar.!



BONUS FIKRA



Kral ve Soytarı



Kral bir gün soytarısından usanmış, soytarıyı çağırıp demiş ki, “bana öyle bir hata yap ki, özürün kabahatinden büyük olsun yoksa kellen gider, sana üç gün müsaade”

Daha birinci gün, kral merdivenlerden çıkarken bizim soytarı gelmiş kralın poposunu ellemiş.

Kral hışımla dönmüş ve bağırmış “Bre densiz sen ne yaptığını sanıyorsun”

Soytarı yapıştırmış cevabı “Özür dilerim kralım ben sizi kraliçe sandım”



3 Çift



aile dostu olan 3 çift varmış. bir akşam yine bir tanesinin evinde toplanmışlar erkekler maç seyrederken kadınlar içeri odada sohbet ediyorlarmış.

içlerinden birinin yüzü asık demişler ne oldu

– dün gece yatakta ahmet uyurken bi yoklayayım dedim hayalarını avuçladım baktım buz gibi.

o sırada uyandı dedim neden hayaların buz gibi buna alındı arkasını döndü yattı hala da konuşmuyor benle

bir kaç gün geçmiş yine birinin evinde toplanmışlar bu sefer ikinci kadının yüzü asık ne oldu demişler

– geçen sen söyledikten sonra merak ettim dün gece bizim mehmetin hayalarını avuçladım baktım onunki de buz gibi.

bende sordum neden hayaların buz gibi diye mehmet de alındı bana küstü konuşmuyor şimdi.

bir kaç gün sonra tahmin edeceğiniz gibi yine toplanmışlar.

bu sefer 3. kadının yüzü asık ve ekstra olarak kafa göz sargıda bir kolu alçıda. sana ne oldu demişler

– sizden sonra bende merak ettim dün gece bizim herifin hayalarını avuçladım baktım ateş gibi yanıyor.

o sırada uyandı.

ahmetle mehmetin hayaları buz gibi senin ki neden sıcak dedim. sonuç bu.



Su



kadının teki doktora kocasının sürekli çok sinirlendiğini ve bir türlü yatışmadığını söylemiş.

her akşam işten eve geldiğinde hep sinirleniyor ve neredeyse her gün böyle geçiyormuş.

kadın : “doktor bey ne yapacağım bilmiyorum. ne olur bana yardım edin.” demiş.

doktor : “kızım sen eve git. kocan gelip sinirlenmeye başladığında hemen bir bardak su al.

ağır ağır içmeye başla. seni görünce siniri ağır ağır geçmeye başlayacaktır”

bir hafta sonra kadın tekrar doktora gelmiş.

kadın : “doktor bey siz bir harikasınız.

sihirli bir değnek gibi elime bardağı alıp ağır ağır içiyorum ve hemen kocamın siniri geçiyor.

çok teşekkür ederim suların şifasından ruhu dinleniyor kocamın sanırım. nasıl bir bardak su bu kadar etkili olabiliyor?”

doktor : “bir bardak suyun bir etkisi yok aslında. sadece senin çeneni kapamaya yardımcı oluyor.”



Cesaret



karacı komutan, havacı komutan ve denizci komutan kendi aralarında konuşurlarken konuşma alevlenir ve komutanlar iddiaya girerler.

iddianın konusu iste askerlerin cesaretleridir. kendi askerinin daha cesur olduğunu kanıtlayan komutan iddiayı kazanacaktır.

karacı komutan başlar ve askerini çağırır.

askerine tankın paletlerinin altına yatmasını söyler ve tankada hareket etmesini emreder.

komutanın emri olduğu gibi uygulanır ve komutan diğerlerine dönerek askerlerinin gözü kapalı ölüme gidebilecek kadar cesur olduğunu gururla anlatır.

sıra havacı komutandadır. o da askerine havadaki uçaktan paraşütsüz atlamasını emreder.

komutanın emri aynen uygulanır ve diğerlerine dönerek kendi askerlerinin ölüme karşı olan bu cesaretini gururla anlatır.

en son denizci komutana sıra gelmiştir.

askerine gemiden köpekbalıklarının cirit attığı denize atlamasını emreder. asker denize bakar ve komutanına der ki;

– yiyiyosa sen atla .mınakoyim!

askerin bu cevabından sonra karacı ve havacı komutanlar şok geçirmiştir.

ancak denizci komutan bu cevaptan sonra kahkahayı patlatır ve der ki;

– işte asıl cesaret budur.



Derici



çok soğuk bir kış günü padişah, tebdili kıyafet gezmeye karar vermiş.

yanına baş vezirini alıp yola çıkmış. bir dere kenarında çalışan yaşlı bir adam görmüşler.

adam elindeki derileri suya sokup, döverek tabaklıyormuş.

padişah ihtiyarı selamlamış.

– “selamünaleyküm ey piri fani”

– “aleykümselam ey serdar’ı cihan.”

padişah sormuş.

– “altılarda ne yaptın ?”

– “altıya altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor.”

padişah gene sormuş.

– “geceleri kalkmadın mı ?”

– “kalktık…lakin, ellere yaradı.”

padişah gülmüş.

– “bir kaz göndersem yolar mısın ?”

– “hem de ciyaklamadan.” demiş adam.

padişahla baş vezir adamın yanından ayrılıp yola koyulmuşlar. padişah baş vezire dönmüş.

– “ne konuştuğumuzu anladın mı ?”

– “hayır padişahım.”

padişah sinirlenmiş.

– “bu akşama kadar ne konuştuğumuzu anlamazsan kelleni alırım.”

korkuya kapılan baş vezir, padişahı saraya bıraktıktan sonra telaşla dere kenarına dönmüş. bakmış adam hala orada çalışıyor…

– “ne konuştunuz siz padişahla?”

adam, baş veziri şöyle bir süzmüş.

– “kusura bakma. bedava söyleyemem. ver bir yüz altın söyleyeyim.”

baş vezir, yüz altın vermiş.

– “sen padişahı, serdar’ı cihan, diye selamladın. nereden anladın padişah olduğunu?”

– “ben dericiyim. onun sırtındaki kürkü padişahtan başkası giyemezdi.”

vezir kafasını kaşımış.

– “peki, altılara altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor ne demek.”

adam, bu soruya cevap vermek için de bir yüz altın daha almış.

– “padişah, altı aylık yaz döneminde çalışmadın mı ki, kış günü çalışıyorsun, diye sordu.

ben de yalnızca altı ay yaz değil, altı ay da kış çalışmazsak, yemek bulamıyoruz dedim.”

vezir bir soru daha sormuş:

– “geceleri kalkmadın mı ne demek ?”

adam bir yüz altın daha almış.

– “çocukların yok mu diye sordu. var, ama hepsi kız. evlendiler, başkasına yaradılar, dedim.”

vezir gene kafasını sallamış.

– “bir de kaz gönderirsem dedi, o ne demek?”

adam gülmüş.

– “onu da sen bul.”


Yorumlar