Annem ile babam nasıllar Doktor Bey
Abone olAnnem ile babam nasıllar Doktor Bey
Kızın biri evlenmiş, ertesi gün annesi kızı bir kenara
çekip:
-damat gece nasıldı, nasıl yaptınız diye sormuş. Kız da:
-harikaydı, nefisti demiş ve anlatmaya başlamış. Önce beni soydu
boynumu dudaklarımı her yerimi ısırırcasına öptü sonra da
gardolabın üzerine çıktı.
Bende aşağıda bacaklarımı açıp bekledim oradan aşağıya bir
atladı ki ta köküne kadar girdi… anne olmaz böyle şey her gece aynı
pozisyonu isteyeceğim demiş….
Annesi kızını gönderdikten sonra olanları kocasına anlatmış ve
bende aynı şekilde istiyorum demiş. Adam da:
-‘hanım biz yaşlandık biz nasıl yaparız’ falan demiş ama kadın
azmış bir kere illa istiyor. Neyse adam zor bela çıkmış gardolabın
üzerineeeee…
Ertesi gün hastanede kız doktora soruyor:
-annem ile babam nasıllar. Doktor:
-valla babanızın başını kurtardık ama annenize bir operasyon daha
yapacağız çünkü babanızın gözlüklerini annenizin .mından
çıkaramıyoruz…..
BONUS FIKRA
Adam, avlanmanın son derece yasak olduğu, yakalanınca çok yüklü para cezalarının kesin uygulandığı milli parkta, göl kenarında, kucağında kocaman bir balık ile parkın polis müdürüne yakalanmış Polis müdürü adama sormuş; Avlanma izniniz var mı?.. diye sormuş, polis müdürü…
Yoook !.. demiş adam, Ayrıca gerek de yok !.. Çünkü bu balığı ben evimde besliyorum..
Her gün buraya gelip gölde bir müddet yüzdürüyorum.. Islık çalıyorum dönüp geliyor, alıp eve götürüyorum !?..
Tamamen palavra demiş polis müdürü, Balıklar bu dediğinizi asla yapamaz !..
Elinizdeki suç delili bu balıkla birlikte sizi şimdi hakim karşısına çıkartmak zorundayım !..
– İnanın bu gerçek efendim.. İsterseniz göstereyim !..
Tamam.. Görelim bakalım hadi !?..
Adam balığı gölün derin sularına bırakmış, aradan birkaç dakika geçmiş, polis müdürü adama dönüp Evet demiş..
– Evet ne ?.. demiş adam ..
Ne zaman geri çağıracaksın !?..
– Neyi!?..
Neyi olacak !?..Balığı !…
– Hangi balığı
Çorumlu
Çorumlunun biri ailecek Ankara’ya taşınmaya karar vermiş. Ankaraya gelmiş işe girmiş, gel zaman git zaman aradan birazcık zaman geçtikten sonra hanımı demiş;
– ”herif beni biraz gezdir”.
Ankara’da meşhur gençlik parkına götürmüş. Lunaparkta gezerken döner zincirli salıncagı görünce;
– ”herif beni şuna bindir” demiş.
Adam;
– ”get kız donunu görürler” diyerek kızmış.
Neyse Lunaparktan çıkarak bir çaybahçesine oturarak çay içmeye başlamışlar.
Kadın bir ara kaybolmuş, neyse birazdan gelmiş.
– ”Nerdeydin” deyince herif..
– ”ben ona bindim” demiş.
Adam kızarak;
– ”kız ben sana donunu görürler demedimmi” diyerek kızmış.
Tabiki kadın rahat bir şekilde;
– ”yok herif donumu çıkartmıştım” demiş.
Veresiye
Un imalatı yapan değirmenci kesinlikle veresiye vermeyeceğim diye kendi kendine karar alıyor
Yanında çalışan işçileri de toplayıp "benden habersiz kesinlikle veresiye vermeyin" diye uyarmış.
Bizim uyanık bayan kuaför, beş torba un alarak çalışan işçilere arabaya yükletiyor.
Unu arabaya yükledikten sonra" param yok deftere yazın gelecek ay vereceğim" diyor.
İşçiler değirmenci dayıdan korktukları için "kesinlikle olmaz" deyip, arabanın önüne geçiyorlar.
İlk etapta kaçış yolu bulamayan uyanık kuaför "değirmenci dayınızı çağırın" diyor.
Değirmeci dayıya bir yanda yalvarıyor bir yanda da çarpma senaryosu düşünüyor.
Yalvarmayla olmayacağını anlayan kuaför "kararınıza saygılıyım,benim araba taksitimin günü yakındı.
Taksiti ödedikten sonra aslında borcumu ödeyecektim.
O zaman yanıma bir işçinizi verin, unu eve yıkalım birikmiş taksit paramla unun bedelini ödeyeyim.
Taksiti ödemenin de çaresine bakarız" diyor.
Yanına değirmenci dayı ve işçisini de alarak evine gelmiş.
İşçi un torbalarını sırtına alarak kuaförün istediği yere indiriyor.
Unun yerini sağlama alan kuaför, "veresiyemiz yokmuş! haydi koçum, defolup gidiyor musun; yoksa İmdat sapık var diye bağırayım mı?"
Der demez garibanım arkasına bakmadan değirmenin yolunu tutuyor.