Anasayfa /  Keyifli Haberler

Ananda Var

Abone ol
Abone ol 10 Mart 2019 03:36

Ananda Var

Fabrikatör bir adamın işe yaramayan inek gibi bir oğlu varmış. Bir gün oğlunu yanına çağırmış ve

– Oğlum; Bak ben senden hiçbirşey istemiyom ama böyle aylak aylak gezeceğine gel şu makinalardan birinin başında bekle bir durum olunca haber ver, demiş.

Oğluda:

– Tamam baba demiş.

Makinelerde öyle bir sistemde çalışıyolar ki her biri tam otomatik makinenin bir tarafından canlı inek sokuyosun diğer taraftan hazır sucuklar çıkıyo.

Çocuk bu makineleri izlerken çok şaşırıyo. Aradan bir zaman geçtikten sonra babası oğlunun yanına geliyo ve

– Oğlum nası işini beğendin mi diye soruyo.

Çocuk:

– Baba bu makineler çok harikada ya baba biz makinenin bir tarafından inek sokuyoz diğer taraftan sucuk çıkıyo.

Öyle değil de inek yerine sucuk soksak diğer taraftan canlı inek çıksa yokmu öyle makine baba demiş.

Baba:

– Oğlum o makineden bir ananda var. Bir sucuk soktum senin gibi bir inek çıktı.



BONUS FIKRA



İlk test uçuşu fakat uçağın kanatları gövdeyle bağlantı yerinden kopuyor.

Tüm ekip enkazın başında. Birisi:

-Kanatla gövdenin birleştiği yerlere delik delin diyor.

Yeniden hesaplamalar, iki yıllık çalışma, test uçuşu.

Ne yazık ki akıbet aynı. Kanatlar yok. Fabrikaya taşınan enkazın başındaki acayip adamdan aynı öneri.

-Delik delin kardeşim.

Üçüncü denemenin de akıbeti aynı olunca proje sorumluları acayip adamın dediklerini uygularlar.

Sonuç tam bir BAŞARI. İnanılmaz bir sağlamlık.

Acayip adamı fabrika içinde bulurlar ve proje müdürünün önüne getirirler.

-Biz bu kadar Profesör ve Mühendis, bilim adamı çözemedik, sen çözdün bu sorunu; kimsin sen?

Adamcağız sıkılarak:

-Tuvalet temizleyicisiyim, kahrolası tuvalet kağıtları hiç bir zaman delikli yerlerinden kopmazlar da!.



Sekiz Numaralı Kutu



tıp fakultesinden yeni mezun doktorun biri yeni bir muayenehane açarak iş hayatına atılmış.

muayenahenenin kapısınada şöyle bir yazı yazmış…

“vizite ücreti 100 dolar. iyileştiremediğimiz hastaya 300 dolar iade ediyoruz.”

vizite pahalı ama, doktor gerçekten doktor. her gelen hasta iyileşip gidiyor ve doktorun ünüde her geçen gün artıyormuş

derken bir gün yazıyı gören uyanığın biri şu doktoru marizleyip biraz para kazanayım diye kapıyı çalmış.

– doktor: buyrun efendim size nasıl yardımcı olabilirim?

– uyanık: doktor ağzımın tadı hiç yok. öyle kötüyüm ki, hiçbir şeyin tadını alamıyorum.

doktor… adama şöyle bir bakmış ve hemşireye seslenmiş: hemşire hanım bana sekiz numaralı kutuyu getir misiniz?

hemşire adama uzatmış kutuyu, adam, bir kaşık içindekinden yemiş ve anında tükürmüş. “ama bu bok!”

doktor sakin, “evet! iyileştiniz. tad alabiliyorsunuz artık.” adam, parayı ödemiş sinirleri tepesinde gitmiş.

aradan birkaç ay geçmiş. bu uyanık büyük bir hırsla yeniden kapısına dayanmış doktorun.

– doktor: buyrun efendim neyiniz vardı?

– uyanık: ben de hafıza kaybı başladı doktor, herşeyi unutuyorum.

doktor, adama şöyle bir bakmış ve yine hemşireye dönerek, kızım, sekiz numaralı kutuyu getirir misin? demiş.

adam, hemen itiraz etmiş, “ama, o kutuda bok var!” doktor, doğru! bakın, hafızanız da yerine geldi.

adam, ağlamaklı, hırsla ödemiş parayı çıkmış dışarı. kurmuş da kurmuş intikam planlarını. birkaç ay sonra verdiği paraları almak için tekrar gelmiş.

– doktor: buyrun efendim bu sefer neyiniz var?

– uyanık: ben de iktidarsızlık başladı. durumum kötü, hiçbir şey yapamıyorum.

doktor adamı gözüyle şöyle bir inceleyip, hemşire hanım sekiz numaralı kutuyu getirir misin?

diye seslenince, adam, tüm hırsıyla,”s.kecem, seni de sekiz numaralı kutunu da.” diye bağırmış..

doktor gayet sakin, geçmiş olsun! artık yapabiliyorsunuz.



Bilardo Topu



adamın biri evcil maymunu ile bir bara gitmiş. bir içki ısmarlamış, o sırada da maymunu ortalıkda dolaşıp eline ne geçirirse ağızına atıyomuş.

son olarak bilardo masasındaki bir topu mideye indirince barmen bağırmaya başlamış.

-“yav napıyor bu hayvan bilardo topumu yedi”.

adam da;

-“ya o yer ,parası neyse veririm.” demiş. parayı verip çıkmışlar. aradan bir hafta geçtikten sonra maymunlu eleman yine gelmiş.

yine bir içki ısmarlamış. bu arada maymun da barda duran eriklere elini uzatmış. barmende bir yandan seyrediyomuş.

maymun önce erigi arkasına sokmuş sonra çıkarıp azına atmış. barmen adama dönüp

-“bu ne yaptı şimdi” demiş.

– adam: “senin şu bilardo topu olayından sonra herşeyi ölçüp de yiyor.



Bijon



adamın birisinin, arabasının lastiği tam tımarhanenin önünde patlar.

adam arabayı kenara zor yanaştırır.

sonraki işlem malum…

kriko, stepne, bijon anahtarı ve tekeri söker.

ama söktüğü 4 adet bijon, yuvarlanıp yağmur mazgalına düşer.

mazgal açılır gibi değil, bijonlar görünmüyor bile.

adam bir sağına bakar, bir soluna bakar, çaresiz kaldırıma çöker.

olayı en başından beri tımarhanenin demir parmaklıklı penceresinden izleyen bir deli, seslenir;

– ula salak! sen ne yapıyorsun orda öyle?

– sorma birader,lastik patladı ve değiştirirken bijonları mazgala düşürdüm.

– düşündüğün şeye bak! diğer lastiklerden birer tane bijon çıkar. hepsi 3 bijonlu olsun.

seni, lastikçiye kadar idare eder.

adam hemen denileni yapar.

ve akıl hastanesindeki deliye seslenir:

– senin ne işin var tımarhanede?

cevap müthiştir….

– biz burada delilikten yatıyoruz kardeşim, salaklıktan değil!


Yorumlar