Anasayfa /  Keyifli Haberler

Akıllı Olun

Abone ol
Abone ol 21 Şubat 2019 17:42

Akıllı Olun

Bir Fransız, İngiliz, Alman, Hollandalı, Rus, İranlı ve Türk bir araya gelmişler ve ülkelerinin özelliklerini anlatıyorlarmış…

Fransız :

– Bizim ülkenin kızları o kadar güzel, o kadar güzeldir ki, bakmaya, öpmeye kıyamazsınız….

İngiliz :

-Bizim ülkenin biraları, içkileri o kadar güzeldir ki içmeye doyamazsınız..

Alman :

-Bizde de öyle güzel, öyle sağlam arabalar var ki inanamazsınız. Hepsi müthişdir.

Hollandalı:

– Siz bizim ülkenin evlerini bir görseniz, içiniz gider..Mükemmel tasarımdırlar

İranlı:

– Bizim oraların halılarını bir görseniz, güzelliğine ve dokuma sanatına hayran olursunuz..

Rus:

– Arkadaşlar bizde bir gizli servis var, KGB, dünyada neler olsa anında haberi olur.. İnanılmazdır…

Sıra Türk’e gelir :

– Bizde öyle delikanlılar vardır ki…İnanamazsınız.

Alır Fransız kızını, atar Alman Arabasına, içer İngiliz içkilerini, gider Hollandalının evine, yatırır İran Halısının üstüne, değil Rusların gizli servisi, Babasının bile ruhu duymaz

Bonus Fıkra

Güreş Sanatı

Bir öğrenci güreş sanatını öğrenmek için çok tanınmış bir güreş şampiyonuna gitmiş.

Yıllarca büyük bir istekle ve hayran olunacak şekilde çalışmış. Bir gün ustasına sormuş:

“Usta, bana öğreteceğin başka bir şey kaldı mı?”

Usta da: “Bugüne kadar öğrendiğim her şeyi sana öğrettim” demiş.

Bu sözler genç güreşçiyi çok gururlandırmış ve hocasının yanından ayrılıp kendi yoluna gitmiş.



BONUS FIKRA



Bilardo Topu



adamın biri evcil maymunu ile bir bara gitmiş. bir içki ısmarlamış, o sırada da maymunu ortalıkda dolaşıp eline ne geçirirse ağızına atıyomuş. son olarak bilardo masasındaki bir topu mideye indirince barmen bağırmaya başlamış.

-“yav napıyor bu hayvan bilardo topumu yedi”.

adam da;

-“ya o yer ,parası neyse veririm.” demiş. parayı verip çıkmışlar. aradan bir hafta geçtikten sonra maymunlu eleman yine gelmiş. yine bir içki ısmarlamış. bu arada maymun da barda duran eriklere elini uzatmış. barmende bir yandan seyrediyomuş. maymun önce erigi arkasına sokmuş sonra çıkarıp azına atmış. barmen adama dönüp

-“bu ne yaptı şimdi” demiş.

– adam: “senin şu bilardo topu olayından sonra herşeyi ölçüp de yiyor.



Sekiz Numaralı Kutu



tıp fakultesinden yeni mezun doktorun biri yeni bir muayenehane açarak iş hayatına atılmış. muayenahenenin kapısınada şöyle bir yazı yazmış…

“vizite ücreti 100 dolar. iyileştiremediğimiz hastaya 300 dolar iade ediyoruz.”

vizite pahalı ama, doktor gerçekten doktor. her gelen hasta iyileşip gidiyor ve doktorun ünüde her geçen gün artıyormuş derken bir gün yazıyı gören uyanığın biri şu doktoru marizleyip biraz para kazanayım diye kapıyı çalmış.

– doktor: buyrun efendim size nasıl yardımcı olabilirim?

– uyanık: doktor ağzımın tadı hiç yok. öyle kötüyüm ki, hiçbir şeyin tadını alamıyorum.

doktor… adama şöyle bir bakmış ve hemşireye seslenmiş: hemşire hanım bana sekiz numaralı kutuyu getir misiniz? hemşire adama uzatmış kutuyu, adam, bir kaşık içindekinden yemiş ve anında tükürmüş. “ama bu bok!”

doktor sakin, “evet! iyileştiniz. tad alabiliyorsunuz artık.” adam, parayı ödemiş sinirleri tepesinde gitmiş.

aradan birkaç ay geçmiş. bu uyanık büyük bir hırsla yeniden kapısına dayanmış doktorun.

– doktor: buyrun efendim neyiniz vardı?

– uyanık: ben de hafıza kaybı başladı doktor, herşeyi unutuyorum.

doktor, adama şöyle bir bakmış ve yine hemşireye dönerek, kızım, sekiz numaralı kutuyu getirir misin? demiş.

adam, hemen itiraz etmiş, “ama, o kutuda bok var!” doktor, doğru! bakın, hafızanız da yerine geldi.

adam, ağlamaklı, hırsla ödemiş parayı çıkmış dışarı. kurmuş da kurmuş intikam planlarını. birkaç ay sonra verdiği paraları almak için tekrar gelmiş.

– doktor: buyrun efendim bu sefer neyiniz var?

– uyanık: ben de iktidarsızlık başladı. durumum kötü, hiçbir şey yapamıyorum.

doktor adamı gözüyle şöyle bir inceleyip, hemşire hanım sekiz numaralı kutuyu getirir misin? diye seslenince, adam, tüm hırsıyla,”s.kecem, seni de sekiz numaralı kutunu da.” diye bağırmış..

doktor gayet sakin, geçmiş olsun! artık yapabiliyorsunuz.



Çılgın Horoz



çiftçi tavuklari için hiç yorulmayan bir horoz almak için pazara gider.

pazarci : istediginiz herseyi bu horoz yapar, diye azgin mi azgin bir horoz satar bizim çiftçiye. adam çiftlige döner ve horozu kümese koyar koymaz tüyler uçusur, gidaklama sesleri, feryat figan, çiftçi çok memnundur. ama horoz cok azgindir, sadece kumesi degil, çiflikteki hayvanlar, atlar, koyunlar, inekler vs. vs. adam memnundur ama bir yandan da endiselenir, horoz iki günde ölecek diye.

horozu tutmaya çalisir ama nafile. neyse der eve girer.

ertesi gün bir bakar ki, horoz ayaklar havada, dili disarda kümesin önünde pestil vaziyette yatiyor ve hatta tepesinde bir akbaba uçusuyor.

çiftçi kendi kendine : ehh iste sana dedim geberecen diye, seklinde söylenir.

horoz, bir gözünü hafif açarak çiftçiye kisik sesle homurdanir;

-hissst! akbabayi kaçirican sus!



Gerekçe



boşanma davasında kadın, hakime talebini gerekçesi ile açıklamış:

– “sayın hakim, çocuğun bende kalmasını istiyorum. onu dokuz ay karnımda taşıdım.”

hakim kocaya sormuş:

– “karınızı duydunuz. bir diyeceğiniz var mı?”

adam “var tabii” demiş ve anlatmış:

– “sayın hakim. farzedelim ki canınız bir kutu soğuk kola istedi. makineye parayı attınız ve kola geldi. şimdi bu kola makinenin midir, yoksa parayı deliğe atanın mı?”

hakim sekreterine dönmüş:

– “yaz kızım. çocuk babada kalacaktır…”



Kabin



genç adam istanbul’dan ankara’ya otobüsle giderken, bolu daği’nda verilen molada hemen tuvalete koşturdu korkunç sıkışmıştı. şansina boş bir kabin bulup kendini oraya atti…

… tam oturmuştu ki yan kabinden bir ses “merhaba” dedi.

adam şaşkın “merhaba” diye cevap verdi.

ses devam etti:

– nasilsin?

ilk defa başına boyle bir şey geliyordu… yine şaskin şaskin yanitladi:

– sağol iyiyim. sen nasilsin?

ses sordu:

– ne yapıyorsun?

bir an tereddut gecirdi.

adam onun tuvalette oldugunu bildiği icin mutlaka ne yaptigini da biliyordu.baska birsey anlatmak istedi ve “ben” dedi;

– istanbul’dan ankara’ya gidiyorum. sen nereye gidiyorsun?

adamin sonraki cümlesi bu muhabbeti sona erdirdi.

– hayatim, telefonu kapatiyorum. yandaki tuvalette bir geri zekali

var. sana sorduğum sorulara yanıt verip duruyor. ben seni sonra ararım.




Yorumlar