KARANTİNADA EŞLER ARASI ÇATIŞMALAR

Tüm dünyada bulaşıcı hastalıkların artması, bir yandan yaşam tarzlarımızı değiştirirken, diğer yandan kendimiz ve çevremiz için güvenli, sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir ortam yaratmamızın önemini bizlere gösterdi. Yeni bir çağa girdik ve bununla beraber şekillenen yeni dünya düzeninde, bana sanki evlerimizde daha fazla vakit geçirmeye devam edeceğiz gibi geliyor. Geçen haftaki yazımda, pandemi süresince evde çocuklarla iletişime değinmiştik. Bu yazımda ise pandeminin erişkin ilişkilerine yansıması ve eşler arası çatışmaların önlenip, romantizimin nasıl korunabileceğinden bahsedeceğiz.

 Korona virüsü hayatın her alanında olduğu gibi, ilişkilerin mekaniği de değiştirdi. Farklı yerlerde yaşayan partnerler, karantina nedeniyle haftalarca birbirlerini göremedikleri için özlem duyarken; uzun yıllardır birlikte yaşayan ya da evli olan çiftler birbirleriyle her zamankinden daha uzun saatler harcamaya başladılar. Bu durum bazı ilişkilerin bağlarını derinleştirirken, bazı ilişkileri ise kopma noktasına getirdi.

 EŞİMİZLE NEDEN ÇATIŞIYORUZ?

 Pandemi öncesi işimize gidiyorduk, arkadaşlarımızla görüşüyorduk, alışverişe gidiyorduk, spora gidiyorduk, kuaföre gidiyorduk, ailemizi ziyaret ediyorduk. Hatta bu koşuşturmanın içinde hiç bir yere yetişemediğimiz için de şikayet ediyorduk.  Bizim sosyal olarak beslenmemizi sağlayan bu kanalların hepsi bir anda durdu. Belki de hayatımımızın hiç bir döneminde eşimizle ve çocuklarımızla bu kadar uzun, bir arada bulunmamıştık.

Karantina ile birlikte  günlük rutinlerin değişmesi, bazı eşler arasında yüksek bir çatışma ortamı yarattı. Bazılarımızın yaşadığı uyku problemleri, konsantrasyon ve duygu durum bozuklukları da yine  eşimiz ile olan ilişkimize yansıdı. Pandeminin getirdiği stres ortamı ve ekonomik sıkıntılar eşler arası çatışmaları daha da yükseltti. Ve çocukların sürekli etrafta olması, ortamın stresi, eşlerin başbaşa geçirebilecekleri kaliteli zamanı olumsuz etkiledi. Eğer daha önce yaşadığımız bireysel ya da evlilik problemleri var ise, pandeminin getirdiği bu etmenler eşimiz ile ilişkiimizi daha da çıkmaz bir hale getirdi. Peki bu durumdan nasıl çıkabiliriz? Eşlerimiz ile romantizmi koruyarak bu çatışma ortamını azaltabilecek neler yapılabiliriz?

EŞLER ARASI ÇATIŞMALAR NASIL ÖNLENİR?

Günde aklımızdan altmış bin düşünce geçiriyoruz. Bunların kimi olumlu, kimisi ise olumsuz. Kavgaları da ilk önce zihnimizde başlatıyoruz. Kavgalar normalde somut olmayan bir durumun somut hale geldiği noktada çıkar. Yani, yapmamız gereken ilk şey, bu riskin yükselip yükselmediğine dikkat edip, risk yönetimi yapabilmektir.
Şu anda bir çoğumuzun vücudunda genel olarak yüksek bir gerilim seviyesi var. Çünkü çoğumuzun bu enerjiyi atabilecek yürüyüş, spor, yoga ya da metidasyon gibi teknikleri kullanma olanakları olmayabilir ya da istemeyebilirler. Bu sebeple de, bu genel gerginlik hissini en yakınımızdakilere yansıtıyor olabiliriz. Bu gerginlikten kurtulabilmek için mutlaka içimizde yaşadığımız kaygıları hafifletmenin yollarını bulmalıyız.
Çiftlerin birbirleriye yakınlık sağlayabilmesi ve iletişimlerini geliştirmeye yardımcı olabilecek farkındalığa sahip olabilmesi, yaşanabilecek çatışmaların önüne geçebilir.
Çatışma durumunu beraber aşabilmek için eşler, çift terapisine yönelik online kurslar alabilir, konuyla ilgili kitaplar okuyabilir ya da online kütüphanelerden araştırma yapabilirler.
Çiftler, stres ortamında bozulması olası cinsel yaşamlarını, gün içerisinde ufak fiziksel temaslarla tetikleyebilirler. Bir sırt ovalamak, el ele tutuşarak tv izlemek, beraber yemek yaparken yanağa 1 öpücük kondurmak fiziksel ve ruhsal bağlantımızın kopmamasına yardımcı olabilir.
Esnek ve yaratıcı çiftler bu tarz kriz durumlarını daha rahat atlatabiliyorlar. Zamanımızı doğru yöneterek, eşimizle yapabileceğimiz aktiviteler hakkında düşünüp yeni fikirler geliştirebiliriz.

EŞLER ARASI ROMANTİZMİN KORUNMASI

Çatışmaların önüne geçmek için öneriler bulsak bile bu, eşimizle olan ilişkimizi canlı tutmaya yeterli gelmeyebilir. Romantizmin olmadığı eş ilişkileri ise ev arkadaşığından öteye gitmeyecektir. Romantizm ise sadece mum ışığında yemek yemek ya da pahalı hediyeler almak demek değil. Kötü günerde de birbirine olan saygı ve sevgiyi kaybetmeden, eşlerin birbirini destekleyebilmesidir. Eşler, pandemi boyunca,  iki ortak gibi hem birbirlerini, hem aileyi güvende tutmak için üzerlerine düşeni yapmalıdır.

Kişi kendisine iyi bakmazsa, başkalarına bakması da pek mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla bu dönem boyunca fiziksel ve zihinsel refahımıza dikkat etmemiz hem kendimiz hem de  partnerimiz açısından önem teşkil eder. Bu refahı sağlamak için ise bahçe işleri, okuma, yazma, meditasyon, dua, sağlıklı besinler yemek, evde egzersiz gibi aktiviteler yapabiliriz. En önemlisi, kendi kendimize olumsuz konuşmalar yapmamalı ya da durup dururken herhangi bir şey hakkında olumsuz düşünmemeliyiz. Önce nezaketi kendimize göstermeli sonra eşimizden beklemeliyiz.

En mutlu ilişkiler, ev işlerinin paylaşıldığı ilişkilerdir. Bir ilişkide kadının mutluluğunun en büyük belirleyicilerinden birisi, erkeğin ona ne kadar lüks bir hayat sunduğu değil, ev işlerine ve ortak yaşamlarına fiziken ve ruhen ne kadar katkıda bulunup bulunmadığıdır.

Partnerimizle tüm ihtiyaçlarımız, kaygılarımız hakkında açıkça iletişim kurabilmenin yollarını aramalıyız. Ve tabi kazandığımız kaliteli iletişimi de, örneğin tezgahta yemek yaparken kırıntı bıraktı diye söylenerek yok etmemeliyiz.  Eşimizin can sıkıcı davranışlarını değiştiremeyiz, ama bunlara karşı olan algımızı her zaman değiştirebilme özgürlüğüne sahibiz.

 Eşimizle aynı zamanda çok iyi dost olabilmeliyiz. Bize güvenerek paylaştığı sırlarını, sorunlarını yüzüne vurmamalıyız, başkalarıyla asla paylaşmamalıyız. Eşimizi zayıf yanlarından vuruyor olmamız bize olan sevgi ve saygısını bitirebilir.

 Eşimize mümkün olduğunca nazik olmaya çalışmalıyız. Ve ilişkimizi diri tutabilmek adına hayal gücümüzü kullanarak, yaratıcı aktiviteler bulabilmeliyiz. Öneğin; beraber sinema gecesi, müzik gecesi yapabiliriz. Beraber spor yapabiliriz, soru & cevap gecesi yapabiliriz. Beraber play station oynayabiliriz ya da birbirimizle eğlenip, dalga geçebiliriz.  Ve en önemlisi her gün birbirimize ‘Seni Seviyorum’ diyebilmeliyiz!

 Sevgiyle.

Linked-in: Pinar Holt

 

Yorumlar