KAFAMIZ KARIŞTI, KAFAMIZI KARIŞTIRDILAR

Sokağa çıkma yasağı bitince özgürlük güzel şey dedi insanlar ve attılar kendilerini sokağa.

Virüs hâlâ yayılmaya devam ediyor, niye böyle oldu ki şimdi?

Eeee insanlar üzerindeki  psikolojik baskı kalktığı anda bir rahatlama yaşandı haliyle.

Şehrin kalabalığından şikayet eden insanlar kalabalık olmaya hasret, hasret  gideriyorlar.  İnsan duygularından bir dönüşüme daha şahitlik ediyoruz.


Sonra tam rahatlamıştı ki herkes,  tekrar panik havası koronayı unutma sinyalleri tokat gibi vurdu!


Cumhurbaşkanı Erdoğan; "17 Nisan Cuma gecesi saat 24:00'ten   19  Nisan Pazar gecesi saat 24:00'e kadar sokağa çıkma yasağı uygulanacağını şimdiden tüm vatandaşlarımıza duyurmak istiyorum" diye açıklamada bulundu.

Geçtiğimiz hafta sonu uygulanan yasağın iki saat öncesi açıklanmasıyla birlikte oluşan kaos ortamının etkisiyle hükümet, hafta başında yeni yasak için açıklama yapmayı uygun görmüş.

Geçen hafta da yazmıştım, iki saat öncesi değil an itibariyle denmiş olsa,  kaos o ölçüde olmayacaktı. Ve evet çok öncesi haber verilmiş de olsa yine o görüntülerle karşı karşıya kalacaktık.

Nitekim bugün de manavlarda sebze- meyve reyonlarında ki boş tezgâhlar ve marketlerde ki insan trafiği bunun ispatı niteliğinde oldu.

Şöyle ki, insanlar ilk son dakika yasağı sonrası şöyle düşünmeye başladı; " yine bir son dakika daha olursa".

Bu güvensizlik duygusu ile ne var ne yok toplandı bugün reyonlardan.


Yeni karaborsamız da ekmek mayası!

Eeee diyeceksiniz ki, alın size işte günler öncesinden söylendiği halde, manzara yine aynı diyorsunuz !


Evet diyorum çünkü; hem yasağın ertesi günü psikolojisinin etkisi  hem de halkta " bunların ne yapacağı belli olmaz"  duygusu içinde olmasının etkisi...

Taaaa en başa dönelim:


Bu kadar panik olmaya gerek yok diyen bilim insanları çıktı ortaya

Sonra bu bilim insanları maske takılsın, takılmasın konusunda hemfikir olamayıp kafaları karıştırdılar. Ve son noktada maskesiz sokağa çıkılması hükümet tarafından yasaklandı.

Devamında virüsün her hafta pik durumunun konuşulmasına da adapte oldu insanlar. Günlük sıradan rutinlerinde daha önceden "pik" kelimesini kullanıyormuşçasına konuya hakimdiler.


Çünkü bu virüs grip gibi bir şey hatta gripte  daha çok ölümler gerçekleşiyor algısı yerleştirildi.


Ve bildiğimiz ezberlerimiz ile yeni ezberler birbirini alt üst etti.


KAFAMIZ KARIŞTI, KAFAMIZI KARIŞTIRDILAR!

Hâli hazırda belirsizlik durumuna güven sorunu da eklenince benci tavrımız ve panikle anlık düşünmeden hareket ettiğimiz eylemleri hayata geçirir olduk.

Hâlâ aklı selim kalmaya gayret edenlerin sinirlerinin yıpranmadıysa da ramak kaldığını hissediyorum.

Şu günleri biraz maddi birikimi olan orta sınıf yürütebildiği, sınıra dayanacağı yere gelinceye dek  yürütecek de  kim nereye kadar dayanacak? Ekonomik seviyenin dar olduğu hanelerde ki durum çok vahim, psikolojilerini varın siz düşünün....

Peki devletin psikolojisi ne durumda?

Cebinde parası olmayan insanın paniği nasılsa tam da  öyle!

Hafta içi ekonominin dönüşümü için hayat devam, hafta sonu yasak ile nereye kadar sürecek bu iş?
Fikir beyan etmek isteyen varsa öğrenmek isterim.


Sevgilerimle.....

Yorumlar