Anasayfa /  Popüler  /  Önemli günler

Kadir Gecesi'nde edilmesi gereken dua hangisidir? Kadir Gecesi'nin önemi...

Peygamber Efendimiz'in Ramazan ayının son on gecesinde anılmasını istediği Kadir Gecesi, güçlü bir tespit olarak 27'nci gecede idrak ediliyor. Kadir Gecesi duasını Peygamberimiz şöyle öğretti...

Abone ol
Abone ol 31 Mayıs 2019 18:18

Kadir Gecesi, insanın, yaratıldığı günden beri kendisine sorduğu "Nereden geldim?" Niçin geldim?" ve "Nereye gideceğim?" sorularına cevap veren Kur'an-ı Kerim'in indirildiği gecedir.

Kur'an-ı Kerim'in 97. Sûresi olan Kadir Suresi'nde Kur'an'ın bu gecede indirildiği ve bu gecenin bin aydan daha hayırlı olduğu ifade edilir. Ramazan ayının içinde olduğu kesin olarak bilinse de hangi gecesi olduğu net bir şekilde bildirilmeyen bu geceyi ihya etmek, içinde Kadir Gecesi olmayan bir ömrü ibadetlie geçirmek gibidir.

PEYGAMBER EFENDİMİZ KADİR GECESİ'Nİ NASIL İHYA ETMİŞTİ?

Hz. Peygamber (s.a.v) bu geceyi ihya etmekleri için ailesini ve ashâbını teşvik etmiş, bu gecenin özellikle de Ramazan ayının son on veya yedi günündeki tek gecelerde aranmasını istemiştir. Peygamber Efendimiz de Ramazan ayının son on gününü camide itikâfla geçirerek Kadir Gecesi'ni ihya etmek için azami gayret göstermiştir.

Âişe Annemiz radıyallahu anhanın "O gece bildiğim bir gece olursa ne yapayım ya Resûlullah?" şeklindeki sorusuna Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şu duayı okumasını tavsiye buyurarak cevap vermiştir:

"Allahümme inneke afüvvün kerîmün tuhibbül afve fa'fü anni."

Anlamı: "Allah’ım Sen affetmeyi seviyorsun, Sen çok affedicisin, beni de af buyur."

Bu, Kadir Gecesi’ni ağırlıklı olarak yaşanabilmesi anlamına gelmektedir.

KADİR GECESİ NASIL DEĞERLENDİRİLMELİ?

Nuredddin Yıldız'ın "Kadir gecesi nasıl değerlendirilmeli?" sorusuna verdiği cevap şu şekildedir:

"Ümmeti Muhammed’in bu asırda belki de en çok mağdur olduğu, aslını idrakten mahrum olduğu nimetlerden biri de Kadir Gecesi nimetidir. Onlarca yıl yerine bir geceyi ihya ederek âbad olup, cennete nail olmak gibi büyük bir nimet ve lütuf olan bu gece, kandillerle ve simitlerle geçiştirilecek bir gece değildir. O, bir gezi ve muhabbet gecesi olamaz. Bunun için Kadir Gecesi ile ilgili olarak şu hususlara dikkat edelim:

Bu geceyi Allah Teâlâ Ramazan ayı içinde gizlemiştir. 27. gece diye kesin bir gece yoktur. En muhtemel günlerin en ihtimalli gecesi, kesinlik ifade etmemektedir. Her şeyi matematik kurallarına göre ve yükünü azaltarak halletme alışkanlığımızı bu geceye de uygulamaya kalkıştığımız için böyle bir sonuçla karşılaştık. Aslında işin sırrı onu bütün bir ay boyunca arıyor olmaktır.

Bilhassa son on gün Kadir Gecesi için yüksek ihtimalli gecelerdir. Dolayısıyla son on gününü, daha yoğun bir Ramazan günü olarak geçirmek gerekirken, Ramazan ayının sonuna doğru bitkinlikler gösterilen bir ortamda bitirilmektedir.

Kadir Gecesinde ne yapılabilir? Bu soruyu Aişe radıyallahu anha annemiz Rasulullah sallallahu aleyhi ve selleme sorduğunda şu cevabı almıştır: “O gece şöyle dua et: Allah’ım! Sen çok bağışlayıcısın. Kerimsin. Bağışlamayı seversin. Beni bağışla.” Demek ki o gece Allah’a el açma gecesidir. Maksat günahlardan kurtulmaktır. Günahlardan kurtulacak işleri yapmaktır. Bize Kadir Gecesini tanıtan sevgili Peygamber’imiz sallallahu aleyhi ve sellem, bunun dışında özel bir ibadet tanıtmamıştır.

Ashabı kiram ve diğer selef büyükleri mescitlere kapanıp, bu geceyi çevrelerinden uzak, seccadeleri başında tevbe ve istiğfarla, tefekkürle geçirmişlerdir. Onlardan iyisini yapacak durumda değiliz. Kadir Gecesini -camiler bile olsa gezerek geçirmek, özel yemeklerle ihya etmeye kalkışmak ciddi bir zayiattır. Umudumuzun, kaynaklarımızın zayi edilmesidir."

KAYNAK: MİLLİ GAZETE


Yorumlar