İYİ PARTİ NECİDİR?


İyi partinin genel başkanı sayın Meral Akşener’in siyasi hayatını incelediğimizde önümüze uzun sayılacak çeşitliliği olan bir liste çıkıyor. Yani tek partide siyaset yapmayan, nerede olursa olsun siyaset yapan kimliği ortaya çıkıyor. 
Bu liste bazı soruları akla getiriyor beraberinde. 


Akşener’in içinde bulunduğu partiler sırasıyla;


Doğru Yol Partisi(1995-2001)
Milliyetçi Hareket Partisi(2001-2016)
İYİ Parti (2017-günümüz) 
….


İlginç bir durum var,  bu partileri alt alta yazdığımızda. Yani sağ parti geleneğinden gelip, sol partilerle ittifak yapması sorusu akla gelen ilk soru?
Yani çoğunluğunu CHP ve HDP gibi sol partilerin oluşturduğu bir ittifakın içerisinde yer alması kuşku yaratıyor, içinde bulunduğu sağ Milliyetçi parti ruhuna ters düşüyor. Bunu kanıtlayan durum ise, Sol partilerin oluşturduğu MİLLET İTTİFAKI’nda yer alması tabii ki de. Saadet Partisinin oyunu yüzde 1-1,5 sayarsak ve pekte hesaba katmazsak. Çünkü Saadet Partisi’de sağ görüşlü olmasına rağmen, sağcı görüş ruhuna ters orantılı. Yani  her ikiside bu durumda. Halbu ki, Cumhur ittifakına bakarsak absürt bir durum söz konusu bile değil. MHP, BBP ve AK PARTİ sağ görüşe uygun bir ittifak içerisindeler. 


Enteresan bir durum bu. Mesela 1996-97 senesinde 8 ay içişleri bakanlığı da yapmış Meral hanım.  Sağ parti  geleneğinden gelen Doğruyol Partisinde. 


Şimdi sorum şu? 


FETÖ’ nün en çok eleman yerleştirdiği yer neresi sizce? Tabi ki içişleri başkanlığına bağlı personeller.


Polis, Savcı, Hakim, Asker…


Sayın Akşener, o partiden bu partiye atlaya zıplaya netice olarak bu günlere gelmiş. FETÖ daha önceki dönemlerde her partinin içine eleman yerleştirirdi. Şimdi neden açıkça bir parti kurulup siyaset yapma gereği duydu. Doğrusu İYİ Parti’nin bu senaryonun içinde olup olmadığını açıkçası bilemiyoruz. 


Fetöcüler 2016’da başarısız bir darbe yaptıktan sonra, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, çok istiyorlarsa  “karşımıza bir parti kurup çıksınlar” demişti. Bu çağrı yerini buldu da ve bu yönde bir parti mi kuruldu acaba? Bilemiyoruz. Böyleyse Bu İyi Partimi peki? 


Bu çağrı sonrası, Nitekim, Meral Akşener, Koray Aydın; Milliyetçi Hareket Partisi'nden ihraç edilen dört milletvekili Yusuf Halaçoğlu, Nuri Okutan, Ümit Özdağ, İsmail Ok; Cumhuriyet Halk Partisi'nden istifa eden merkez sağ kökenli İzmir milletvekili Aytun Çıray ve 200 kişilik kurucu üye ile 25 Ekim 2017 tarihinde bu çağrıya karşılık İyi parti kurulmuştu. 


Bu isimlerin yanı sıra sonradan İstanbul İl Başkanlığına ismi açıkça Fetö ile Zikredilen Buğra Kavuncu’nun getirilmesi bu ilişkinin ne kadar aleni yapıldığını o dönem İYİ parti millet vekili ve kurucu üyesi Ümit Özdağ bağıra bağıra haykırdı. Haliyle bu Parti, İYİ Partimi acaba sorularını da beraberinde getirmişti. 


Duyan oldu mu? 

Sanmıyorum…

Sanmıyorum çünkü, bir kaç gün mevzusu güdüldükten sonra Ümit Özdağ partiden ihraç edildi. Sonrası olay kapatıldı gitti gibi görünüyor. Gerçi Ümit Özdağ davayı kazanıp partiye geri döndü ama bu sefer Özdağ Partiden istifa etti gitti. Sonrası ne Özdağ ne de basın bu mevzuları pek eşelemedi. 


Yani Özdağ’ın itirafları ve Akşener’in reddi ile olayın üzeri kapatıldı gitti gibi gözüküyor.


Peki İYİ parti gerçektende Fetö’nün kurdurduğu bir parti mi? Neyin nesi…


Bilen biliyor belki ama bunu zaman gösterecek. Niye zaman gösterecek diyorum; çünkü olası İyi parti ile içinde bulunduğu millet  ittifakı ile başarılı olurda hakikaten Meral Akşenerde Başbakan olacağım diyor ya! 
Bu olasılık gerçekleşirse ve akabinde Fetö zanlıları birer birer serbest kalırsa bu iddia gerçekleşmiş olur. O zaman İYİ parti Fetö’nün Partisi diyebiliriz. 
Gerçi bu beyanlar 2016 yılında Fetö darbesi öncesi de dillendirmişti Meral Akşener tarafından. 
“BEN BAŞBAKAN OLACAĞIM” demişti. O dönemde bunun bir Fetö planı olduğu dillendirilmişti. Bu plan hala işliyor mu? Bilemeyiz ama Akşener’in planı işliyor hala. Çünkü Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmiş olmasına rağmen bu söylem değişmiyor çünkü. 


Aslında beni bu yazıyı yazmaya iten nedenlerden biri de Sayın İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’nun “FETÖ’ye operasyon yapıyoruz ses İYİ Parti’den geliyor.” sözüdür. 
O zaman akla şu soru geliyor: İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve İktidar İYİ Partinin Fötö partisi olduğunu biliyor fakat siyasi zeminde tutmak İçin ses çıkartılmıyor manası taşıyor. 


Zaman her şeyin ilacıdır. Bakıp görüp zamanı geldiğinde İYİ Parti’nin Fetö Partisi olup olmadığını yaptıklarıyla göreceğiz. Meral Akşener, Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmasını istiyor. Diğer taraftan ise Fetö’den tutuklu bulunan zanlıların serbest kalmasını sürekli dillendiriyor. 


Elbette ben yargı makamı değilim. Meral hamım Fetö’nün maşasımıdır hakikaten bilemem. Yaptıklarına ve sözlerine bakılırsa Fetö mağduriyetlerini Sayın Akşener gündeminden pekte düşürmüyor bir türlü.  
Haliyle benim olduğu kadar, siyasetten zerre kadar anlayan her insanın aklına bu tür sorular geliyor elbet. 


Bu sorular bir yana dursun, acaba Erdoğan ve Bahçeli yakınlaşmasınıda bu içeriğin detayları mı belirliyor? Bu nedenle mi aralarında sorunsuz güven temeline dayalı bir ittifak mı mevcut? Bu soruların cevabını ya Erdoğan ve Bahçeli iyi biliyor. Yada hakikaten Akşeneri Fetö ile ile ilişkilendirerek bir kanıt yok. Yada hakikaten bu yazıları bir çok yazar ve çizer insanlarımız boşuna dillendiriyor ben dahil. Veya Erdoğan karşıma çıkın sözünü söylediği için bu meselenin üstüne fazla gitmiyor. Çünkü “sıkıyorsa karşıma çıkın” demişti. Yiğit sözünü çiğnemiyor o zaman. Karşısındakilerin Fetöcü olduğunu bile bile bu zeminde çatışma yaratmıyor demek ki!


Eğer bu zeminde bir mesele söz konusuysa Erdoğan yenilmeye mahkum. Çünkü Fetö planlarını 3-5 senelik yapmaz. Yüz sene geçse plan değişmez Fetö’de. Erdoğan elbet gelip geçici peki Erdoğan’ın geleceği ne olacak? Bu soruları Erdoğan artık kendine sormalı,  çünkü seçmeni de bunu merak ediyor ve artık bilmek istiyor.


Bu soruların cevabını benim olduğu kadar siz sevgili okuyucularında  merak ettiğini biliyorum. Umarız ki, İYİ parti gerçektende Fetö’nün işaret ettiği parti değildir. Umarız ki, Erdoğan’da kendi yerine kimi getireceğini işaret etmelidir. İşaret etmeyen  liderlerin partileri, çünkü Parti Mezarlığımda hepsi yatıyor. 


Bunlar: 
Doğruyol ,Milli Selamet, ANAP, DSP 


Erdoğan sonrası AK Partinin akıbetinide bu saydığım partilerin yanında olması olası görünüyor. 


Yazıma nihayet verirken tek temennim demokrasi ve siyaset ahlaki boyutta ve yasaların emrettiği gibi devam ederse bu söylemlerin önemi olmadığını da söylemek istiyorum. Yeterki sonuna kadar Adalet ve Ahlak yerini ahlaksızlığa ve darbe siyasetine bırakmasın. O zaman halk sırtını Türkiye Cumhuriyetine dayasın yeterki, bu söylemlerin pekte önemi yok. 


Selametle kalınız efendim….

 

Yorumlar