İLLE DE TEVAZU...

Günümüzde kendi değerlerimizden, ahlak ve edep anlayışımızdan hızla uzaklaşıyoruz sanki. Bu uzaklaşmanın yaşanması son derece çarpık ve ruhen insanı sıkan bir ahlak anlayışının hakim olduğu anlamıma geliyor belki de. Vaziyetler hiç de iç açıcı değil bizim için. Kibir, büyüklenme ve samimiyetsizlik üzerine kurulu bir ahlak anlayışı var artık. Önemli bir erdem olan tevazuya ise rastlamamız neredeyse hiç mümkün değil.

Oysa kibir ve büyüklenme değil miydi biz insanlara asıl zulmü, eziyeti ve sıkıntıyı yaşatan? Kibir ve gurur değil miydi, kötü ahlakın en belirgin özelliği?

Ne oldu da kibrimiz, gururumuz ve büyüklenmelerimiz arttı bu kadar?

Neden fazlasıyla gururlu ve kibirliyiz şimdilerde?

Maalesef hiçbir şey eskisi gibi değil. Ve eskisi kadar, eskilerin yaşayışı kadar güzel de değil. Bütün güzellikler eskilerde kaldı sanki. Eskilere has mıydı yoksa en güzel hasletler?

Önemli bir insanî vasıf olan tevazu mesela, aklımızın ucundan dahi geçmiyor şimdi. Oysa tevazu haliydi, bizi her dem ruhen iyileştiren. Huzur ve rahatlık veren...

Merhamet edip şefkat göstermeye sevk eden. İki kişi arasında sevgiyi aksettiren de...

Tevazu bize karşımızdaki kişiye çokça değer vermeyi öğretir. Sevgiyi de öyle... Bu sebeple ki; tevazu sahibi kimselerin yanında fazlasıyla huzurlu ve mutlu hissederiz kendimizi. Bu kişiler hiçbir konuda “Her şeyi ben bilirim” iddiasında olmaz. Tevazulu insan, gurur da yapmaz hiçbir zaman. En güzel olan tavrı sergiler. Doğruya karşı direnmediği gibi, yanlışlar karşında da öfkelerinin kurbanı olmaz. İnsanların sorunlarına karşı da duyarlı olur. Zira incelik sahibidir, o. Bu nedenle ki; tevazulu insanlar çok sevilirler çevrelerinde.

Böylesi güzel bir özelliğe sahip kimseleri şöyle bildirir bizlere Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de:

“O Rahman (olan Allah)ın kulları, yeryüzü üzerinde alçakgönüllü olarak yürürler ve cahiller kendileriyle muhatap oldukları zaman 'selam' derler.” (Furkan suresi, 63)

Tevazu sahibi insanlar, engin bir gönle sahip kimselerdir de. Karşısındaki kişi katı ve kibirli olsa bile, alçakgönüllülükten asla vazgeçmez. İtidalli hali hiçbir şeyin önüne geçmez. Herkesin fikri önemlidir, onun için. Sevgi ve saygı doludur yüreği şüphesiz. Ve en önemlisi de bu kimselerin adalet terazisi hiç şaşmaz...

Güzel şey tevazu sahibi olmak/olabilmek...

Tevazunun ne denli önemli olduğunu hepimiz biliyoruz aslında. Ancak bunu hayata geçirme noktasında yaşıyoruz en büyük çıkmazı. Oysa geçmişte yaşayan ve tarihe mal olmuş pek çok şahsiyet bize nezaketi, tevazuyu ve inceliği en güzel şekliyle aktarmıştır aslında. Ve yaşayış şekliyle de en güzel şekilde gözler önüne sermiştir. Böyle kimselerin örnek hayatları bizlere çok şeyler söylüyor, görebilir ve duyabilsek eğer. İbretlik dersler var bu hayatlarda. En güzel örnek hayat da Peygamber Efendimizindir şüphesiz.

Peygamber Efendimizin hayatından örnek bir tevazu hikâyesi verecek olursak;

Resûlullah, hiç kimsenin kendisini arkadaşlarından farklı görmesini sevmezdi. Bir sefer esnasında, ashabından koyun kesip pişirmelerini istemişti. Sahabeden biri:

“Ya Resûlallah, onu ben keseyim” dedi.

Başka biri:

“Ya Resûlallah, yüzmesi de benim vazifem olsun” dedi.

Bir başkası da:

“Ya Resûlallah, pişirmesi de bana ait olsun” dedi.

Fahr-i Kâinât Efendimiz de:

“O halde odun toplamak da bana ait olsun” buyurdu.

Sahabiler:

“Ya Resûlallah! Biz onu da yaparız, Sizin yorulmanıza gerek yok” dedilerse de Efendimiz:

“Sizin, benim işimi de yapabileceğinizi biliyorum. Fakat ben, size göre imtiyazlı bir durumda bulunmaktan hoşlanmam. Çünkü Allahu Teâlâ, kulunun, arkadaşları arasında imtiyazlı durumda olmasını sevmez” buyurdu. (Kastallânî, el-Mevâhibü’l-Ledünniye, Mısır 1281, I, 385)

İşte inceliklerle dolu bir hayat. İşte hasletlerin en güzeli. Ve yüreklerin en engin olanı. Kalplerin ise en alçakgönüllüsü...

Keşke hepimiz bu muazzam hasletlerle giyinip kuşanabilsek. Gurur ve kibirden arınabilsek... Keşke!..

Belki bir gün olur. Kim bilir..


***

Üç aylara erişebildik, şükür ki. Üç aylarımız mübarek olsun. Ülkemize, milletimize ve İslam âlemine sağlık, afiyet ve hayırlar getirsin. Bereketiyle gelsinler...

Yorumlar