HER KOYUN KENDİ BACAĞINDAN MI ASILIR ?

Her kötü olaylar zincirinde sıkça duyduğumuz ‘‘ her koyun kendi bacağından asılır’’sözü gerçekten de öylemidir?. Bizlerin yapmış olduğu yanlışlar, gerek ferdi, gerek toplumsal olsa da kimseye zarar vermez mi?

Dünyamız ortak kullanılan bir mekandan ibaretken, kararlarımız sadece bizi mi etkiler? Yoksa çoğu kesimi ve düzeni bozmuş olur muyuz? Üstünde düşülmesi gereken bir deyim değil mi? Verdiğimiz kararların sonucu çıkan, kötü kokular, komşularımızı rahatsız etmez mi?

Kötü kokular demişken, Nasrettin hoca’nın bunun hakkında çok manidar bir deneyimi vardır.

Komşularının hoca ya,

_bırak hoca her koyun kendi bacağından asılır ?

Sözlerine karşı bir gün Nasrettin hoca koyun keser ve bahçeye asar. Tabii haftalar geçmesine rağmen onu askıdan kaldırmaz etrafı pis bir koku alır. Komşular bu durumdan çok rahatsızlık duyarlar ve hocanın kapısına dayanırlar.

_ hoca efendi bu nedir? Kaldır şu koyunu ortadan, her yeri çekilmez bir koku sardı. Derler,

Hoca : Ee siz dememiş miydiniz ? her koyun kendi bacağından asılır diye. Bu koyunda kendi bacağından asıldı. Niye rahatsız oldunuz ki?

Nasrettin hoca, aslında çok derin bir mesajla onları düşünmeye sevk etmiştir. Bunu uygulayarak, yanlış bir görüşte olduklarını herkese hissettirmiş ve beyinlerinde bir uyanış ışığı yakmıştır. Öğretici olmanın da ayrı bir sanat olduğunu ne güzel sergilemiş değil mi? geçmiş büyüklerimiz gerçekten bizlere çok güzel şeyler bırakmış. Rabbim şefaatlerine nail eylesin. Amin.

Anlaşıldığı gibi demek ki her bir fiilimiz, iyisine, kötüsüne, gayesine, amacına, niyetine göre herkesi etkilemektedir. Kapı komşumuzdan tutun da dünyanın taa öbür ucundakine dahi tesir etmektedir.

Şuanda da bunu yaşamıyor muyuz ? Bir virüs yapıldı ve dünya ya bırakıldı?  Hepimizi etkilemedi mi? İnsanları korku psikolojisi ile bunalıma sokmadı mı? Ya ölüm panikleri artmadı mı? Bir anda bütün hayatımızın düzeni değişmedi mi?

İşte bütün yapılan işlevlerimizin sonuçları, hem bize, hem de çevremize virüs gibi bulaşmakta.. Belki bilerek, beklide bilmeyerek. Bunun farkına varan birer vatandaş olursak, umulur ki, sorumluluklarımızı anlar ve daha faydalı birileri olmaya gayret ederiz.

Bakalım yüce Kur’an-ı Kerim’imiz bu konu hakkında bizlere neler diyor:

‘‘  (Kur’an ışığından yüz çeviren) insanlığın kendi eliyle yaptığı (kötülükler) yüzünden, (hem toplumsal, hem de doğal denge bozularak), karada ve denizde( haksızlık, adaletsizlik, kan, gözyaşı, dünya savaşları, nükleer felaketler, aşırı silahlanma, çevre kirlenmesi, uyuşturucu, alkol, cinsel sapıklıklar, terör ve anarşi gibi her türden) fesat ve bozgunculuk ortaya çıktı. İşte Allah, yaptıklarının bir kısmını onlara (daha bu dünyada) böylece tattırıyor ki, (bu gidişin yanlış olduğunu anlayıp, yeniden Kur’an’a) dönsünler.. ’’   (Rum süresi 41. Ayeti kerime)

Görüldüğü gibi yaptıklarımızın geri dönüşümleri sadece bizlere değil, tüm dünya yüzeyine yayılmaktadır. Burada anlatılan fesat ve kötülükleri, hepimiz haber bültenlerinden dinlemekteyiz. Demek ki tüm kötülüğün sebebi ve kaynağı yine bizlerin yaptığı şeyler.

Peki çare nedir? Anlatılana göre şudur ki, Kur’anı Kerim’in bizlere bildirdiği kötülükleri, yanlış hareketleri, tutumları, kötü amelleri ve şeytanı yaşantı zevklerimizi bir tarafa bırakıp, kendimizi güzelliklerle büyütmemizdir. Ayrıca, ‘‘ herkes kendi bacağından asılır ’’ sözünü askıya alıp, yanlış gördüğümüz ve topluma zarar verecek faaliyet  ve davranışlara karşı duyarlı olup, güzel bir lisanla uyarmamız, açıklamamız ve bilgilendirmemiz gerekmektedir.

İyi bir gelecek ve dünya için, sevgi dolu güzel duygularımızı nesilden, nesile ve gönülden, gönüle aktarmamız lazımdır. Bizim de bu hayata borcumuz budur. Sonsuz hayatın kapıları hepimize bir gün aralanacak ve ebedi yaşama gideceğiz. İşte o yaşamın mevki ve mertebeleri buradan kazanılmaktadır. Bu fırsatı iyi değerlendirmemiz bizim kazancımızdır. Rabbim kazancımızı bol eylesin. Amin.     Sevgi, saygı, huzur ve güzelliklerle dolu bir hayat sizlerin olsun.  Sağlıcakla kalın..    

Yorumlar