Anasayfa /  Sağlık

Her 10 kişiden biri diyabetli olacak

Her 10 kişiden biri diyabetli olacak

Abone ol
Abone ol 14 Kasım 2016 10:36

Gün geçtikçe büyüyen önemli bir sorun diyabet.  2015 yılında diyabetli yetişkin sayısı 415 milyon iken bu sayının 2040’a kadar 642 milyona ulaşacağı ya da başka bir deyişle 10 kişiden birinin diyabetli olacağı tahmin ediliyor.

Uluslararası Diyabet Federasyonu, Dünya Sağlık Örgütü’nün de desteği ile 14 Kasım’ı tüm dünyada 1991’den beri ‘Dünya Diyabet Günü’ olarak kararlaştırdı. Her 14 Kasım Dünya Diyabet Günü’nde tüm diyabet tipleri için oluşabilecek ciddi komplikasyonların önlenmesi ve tedavisi ile diyabetin daha iyi yönetilmesinde erken teshis, düzenli takip ve kontrolün önemine dikkat çekiliyor. Uluslararası Diyabet Federasyonu, 2016 yılı için Dünya Diyabet Günü temasını "Eyes on Diabetes" olarak belirledi.

Tip 2 diyabet vakaları % 70 oranında azaltılabilir

Türk Diyabet Cemiyeti tarafından yapılan açıklamada, Tip 2 diyabet için yapılacak taramaların, tedavinin düzenlenmesi ve komplikasyon riskinin azaltılması açısından önemli olduğu vurgulandı.

Her 2 diyabetli yetişkinden birine henüz tanı konulmadığının belirtildiği açıklamada, çok sayıda tip 2 diyabetli bireyin, diyabetli olduğunu bilmeden uzun yıllar yaşayabildiği ve tanı konulduğunda diyabetin komplikasyonlarının çok önceden başlamış olabileceği kaydedildi.

“Daha sağlıklı bir yaşam şeklini benimseyerek, Tip 2 diyabet vakalarını % 70 oranında azaltmak ya da geciktirmek mümkün” ifadelerinin yer verildiği açıklamada,  “2040 yılına kadar 160 milyon tip 2 diyabet vakasının önüne geçmek ya da ortaya çıkmasını geciktirmek anlamına geliyor” denildi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi: “Bir çok ülkede çocukların hareketsiz yaşaması, yanlış ve sağlıksız beslenmesinin giderek artması, çocuklardaki Tip 2 diyabet vakalarını küresel bir sorun haline getirebilir ve bu durum ciddi sağlık sonuçları ortaya çıkarabilir.

Toplam küresel sağlık harcalamalarının % 12’si diyabetli yetişkinler için yapılıyor. Düşük ve orta gelir düzeyindeki ülkelerde diyabetli sayısı gün geçtikçe büyüyor ve sürdürülebilir kalkınmaya bir tehdit oluşturuyor. Örneğin 2040 yılına kadar Afrika’daki diyabetli birey sayısının 2’ye katlanacağı tahmin ediliyor.

Körlük, kalp damar hastalıkları ve organ kayıpları

Diyabetin komplikasyonları için yapılacak taramalar, tüm diyabet türlerinin yönetiminde önemli rol oynar. Her 2 kişiden birine henüz diyabet tanısının konulmamış olması bu bireyleri ; ciddi sağlık sorunları ve erken yaşlarda hayatını kaybetmeye kadar götürebilen bir dizi komplikasyona yatkın hale getiriyor.

2040 yılına kadar 640 milyondan fazla kişinin diyabetle yaşıyor olabileceği ihtimalini göz ardı etmeyelim. Diyabette erken teşhisin önemi büyük, tanının geç konulması komplikasyonların çoktan başlamış olması anlamına gelebiliyor.

Diyabet birçok ülkede; körlük, kalp damar hastalıkları, organ kayıpları ve böbrek hastalıklarının en önemli sebebini oluşturuyor.

Birçoğumuzda Tip 1 diyabet ortaya çıkabilir. Bu sebeple, istenen sağlık düzeyinin sağlanması bakımından, tarama yapılması komplikasyonların önlenmesi ve diyabet yönetiminin etkinliğinin sağlanması için oldukça önemli.

2015 yılı verilerine göre dünyada 415 milyon yetişkin diyabetli var ve bunun 3 te 1’inden fazlasında; görme kayıpları ve körlüğe yol açabilen ve diyabetin ciddi komplikasyonlarından biri olan retinopati gelişebilecek.

Günümüzde 93 milyondan fazla yetişkin diyabetli, diyabetik retinopatiyle yaşıyor. Diyabetin ve komplikasyonlarının yönetimi 1. basamak sağlık bakımı ve hizmetleriyle başlar ve diyabetik retinopati taraması da bunun içinde girer.

Diyabetik retinopatide erken teşhis ve zamanında yapılan müdahale görme kaybını önleyebilir ve diyabetin; bireylerin kendileri ile iş ve sosyal yaşamları üzerindeki olumsuz etkileri azaltabilir. Etkili bir diyabet yönetimi ve gözlerde yapılacak düzenli taramalar görme kayıpları ve körlüğün önüne geçebilir. 2015 yılında tüm dünyada diyabetin tedavisi ve komplikasyonlarının yönetimine yapılan harcamanın 673 milyar Dolar olduğu tahmin ediliyor.”

Sağlıksız beslenme ve inaktif yaşam

Türkiye Halk Sağlığı Kurumunun yaptığı “Gözler Diyabetin Üzerinde/ Diyabette Gözler” başlıklı açıklamada, yaşam tarzı değişiklikleri ile 2040 yılına kadar 160 milyon diyabetin geciktirebileceği veya önlenebileceği belirtiliyor.

Birçok ülkede sağlıksız beslenme ve fiziksel olarak inaktif yaşam tarzının, çocuk ve gençlerde de tip 2 diyabet görülme riskini küresel halk sağlığı sorunu haline getirdiğinin vurgulandığı açıklamada, küresel sağlık harcamalarının %12’sinin yetişkin diyabetli bireyler için harcandığı kaydedildi.

Düşük ve orta gelirli ülkelerdeki diyabetli birey sayısının sürdürülebilir kalkınmaya tehdit olarak artmaya devam ettiğinin ifade edildiği açıklamada şunlar kaydedildi:

“2040 yılında Afrika’daki diyabetli bireylerin sayısının 2 katına çıkması beklenmektedir. Diyabet komplikasyonları için tarama yapılması tüm diyabet tiplerinin yönetiminde önemlidir.

Diyabetli her iki kişiden biri tanı almadığı bilinmektedir. Bu durum kişileri sakatlık ve erken ölüme neden olan komplikasyonlara karşı elverişli hale getirmektedir. Diyabette tanının gecikmesi demek, tip 2 diyabetli bireylerin komplikasyonlardan en az biri ile karşılaşması anlamına gelir.

Birçok ülkede diyabet körlük, kalp damar hastalıkları, böbrek yetmezliği ve alt ekstremite (ayak-bacak) ampütasyonunun (kayıp) en önemli nedenidir. Optimal sağlığı sağlamak için diyabetin etkin yönetiminde en önemli nokta; diyabet komplikasyonlarının taranmasıdır.

2015 yılında 415 milyon diyabetlinin üçte birinde (93 milyondan fazla kişi) diyabetik retinopati (göz hastalığı) gelişmiştir. Diyabet ve komplikasyonlarının tedavisi birinci basamak sağlık hizmetlerinde başlamalıdır ve bu hizmetler diyabetik retinopati taramasını içermelidir.

İyi diyabet yönetimi ve tarama ile diyabete bağlı görme bozukluğu ve körlük önlenebilir. 2015 yılında diyabet komplikasyonlarının tedavisine küresel sağlık harcamasının 673.000.000.000 dolar olduğu tahmin edilmektedir.”

Türkiye Diyabet Epidemiyoloji çalışması

Beslenme ve yaşam tarzındaki değişmeler, yanlış tutum ve davranışlara bağlı olarak son yıllarda çocuklarda ve gençlerde de tip 2 diyabet prevalansı hızla artıyor. Ülkemizde 1997-1998 yıllarında yapılan Türkiye Diyabet Epidemiyoloji (TURDEP-I) çalışması sonuçlarına göre tip 2 diyabet prevalansı %7.2, bozulmuş glukoz toleransı (BGT) sıklığı ise %6.7 olarak belirlendi.

Yakın zamanda yayımlanan TURDEP-II çalışmasında ise ülkemiz genelinde 20 yaş üzerindeki 26.499 birey incelendi ve tip 2 diyabet sıklığının geçen yıllarda önemli derecede arttığı ve diyabet prevalansının %13.7’ye ulaştığı görüldü.

Dünyadaki 2013 yılı itibari ile diyabetli birey sayısı 382 milyon iken diyabet vakalarında görülen bu artış hızıyla diyabetli sayısının 2035 yılında %55 daha artarak 600 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor.

En yaygın kronik hastalık

Dünyada diyabetin görülme sıklığının artmasıyla birlikte, sağlık bakımı ve ekonomiye olan yükü de ağırlaşıyor. Tip 2 diyabetes mellitus çağımızda hızla en yaygın karşılaşılan kronik hastalık olma eğiliminde. Yapılan araştırmalarda insanların çoğunluğunun diyabeti ciddi bir hastalık olarak düşünmedikleri belirlendi.  Ülkeler ulusal diyabet eğitim programları çerçevesinde diyabetli bireyler için tedaviyi geliştirmek ve sonuçları iyileştirmek, erken teşhisi desteklemek ve sonuçta diyabet oluşumunun önlenmesini sağlamak için işbirliği ile yoğun emek harcıyor.

Diyabetin neden olduğu hastalıklar

Diyabet körlük, böbrek yetmezliği, sinirsel sorunlar, uzuv kayıplarına neden olabiliyor. Fakat bu komplikasyonların riskleri uygun tedavi ile düşürülebiliyor. Tip 2 diyabetli bireylerde kardiyovasküler hastalıklar ve kalp krizi riski 2-4 kat daha artıyor. Diyabetin bu komplikasyonları, sorunların ve harcamaların artmasına neden oluyor. Diyabetle ilgili komplikasyonları, morbidite ve mortaliteyi düşürmek için bazı hedefler kondu.  Bu hedefler:

- Toplumun diyabetin ciddi hastalık olduğu, diyabetin risk etkenleri, diyabeti ve komplikasyonların önlemek yönünde yaklaşımlarla farkındalığını arttırmak,

- Diyabetin kontrolünü, diyabetli bireyler arasında kendini denetleme davranışını desteklemek,

- Diyabetin kontrolü için sağlık bakım profesyonellerinin anlayışını geliştirmek, diyabet bakımında bütüncül yaklaşımı desteklemek,

- Diyabet bakımında sağlık bakım politikalarını desteklemek, diyabet bakımında kaliteyi geliştirmek.

Diyabet ve beslenme

Diyetisyenler, diyabet bakımında beslenme yönünden özel bilgi ve yeteneklere sahip kişiler olarak tanımlanıyor.  Diyetisyenler tarafından verilen yüksek kaliteli beslenme eğitimi ve danışmanlık hizmetleri diyabet bakımında bütünleyici bileşen olarak yer alıyor.

Diyabetli bireyler için beslenme önerileri; ölçümler, tedavi çıktıları ve genel besin alımı değişiklikleri temelinde yapılıyor. Diyetisyenlerin diyabet için uyguladıkları tıbbi beslenme tedavisinin başlıca hedefleri metabolik kontrolü (glukoz ve lipidler) düzenlemek, uygun enerjiyi sağlamak, optimal beslenme süresince hasta bireyin sağlığını geliştirmek.

Diyetisyenler tarafından uygulanan tıbbi beslenme tedavisi ile hastanın (ve ailesinin) sağlığı gelişir, sağlık maliyetleri düşürülebilir ve hastanın üretkenliği artar. Örneğin Hollanda’da obez ve diyabetli bireylerin diyet danışmanlığı almak için harcadığı her 1€ ile toplumun net olarak 63€ kazandığı hesaplanmış.

Bu kazancın dağılımı; sağlık koşullarında gelişmeyle 56€, toplam sağlık bakım maliyetlerinde net 3€ tasarruf ve üretkenlikte artışta 4€ olarak belirlenmiş.

Yorumlar