HAÇİKO

Pazardan soğan, patates aldığım satıcı değişmez. Eski berberim dükkanını kapattığından beri İhsan Ağabeyin müşterisiyim; değişmez. Çiçek aldığımız amca, gazetemi aldığım bayi aynıdır yıllarca. Yasaların seçme hakkını tanıdığından beri aynı partiye veririm oyumu. Sadığımdır kendimce; ama haçikonun sadakatinin yanında sözü bile edilemez!

Haçiko, sahibinin öldüğünden habersiz  9 koca yıl boyunca aynı yerde onu bekleyen  Japon kökenli , iri  ‘ Akita ‘ türü bir köpek.

Hikayeye başlamadan didaktik sevimsizliğin çok uzaklarından biraz bakalım köpeklerin tarihine!.

Paleontologlar ve arkeologların üzerinde anlaştıkları, yaklaşık 60 milyon yıl önce Asya kıtasında yaşamış olan ve ‘’ Canidste ‘’ adı verilen bir memelinin köpeklerin atası olduğu. Evcilleştirilmesinin tarihi ise 30 bin yıl öncesine kadar gidiyor. Bin yıllardır dostlarımız onlar.

Haçiko Akita ırkından. Japonya’nın Akita bölgesinden geliyor ismi. Av ve kızak köpeği olarak  kullanılmış olsalar da onlar tam bir koruma! Öyle ki, Japon aileler çocuklarını bu dosta emanet edecek kadar güvenirler. Haçiko da onlardan biri.

Profesör Ueno, henüz bebekken bir Akita ırkı köpeği sahiplenir. Haçiko koyar adını; yıl 1924! Zaten çok iyi koruma olan haçiko’yla profesör arasında harika bir bağlılık oluşur. Bir sabah üniversiteye gitmek üzere yürüme mesafesindeki metro istasyonuna doğru yola çıkan sahibinini ısrarla takip eder haçiko. Akşam metrodan çıkan profesör haçikoyu beklerken bulunca şaşırır, çok da sevinir. Dostu kimbilir kaç denemeden sonra sahibinin geleceği saati hesaplamış ve karşılamıştır onu. Devam eden 12 ay boyunca bu ritüel devam eder!. Her sabah birlikte giderler metroya; akşam da birlikte dönerler evlerine..

Bir akşam aynı saatte yine metronun kapısındadır sadık dost.. Profesör çıkmaz ama hep çıktığı kapıdan! Üniversitede geçirdiği bir beyin kanaması sonucu kopmuştur yaşamdan. O gece ayrılmaz oradan haçiko. Takip eden günler boyu da yemeden, içmeden bekler sahibini. Çevredekiler ayıramazlar kapıdan. Getirdikleri yiyeceklerle hayata tutunmasını sağlarlar; ama keyifsizdir, özlemle doludur haçiko. Her akşam aynı saatte kapıdadır gözleri yitip gitmez bir umutla! Profesörün ölümünün üzerinden kendi ölümü olan 8 mart 1935 gününe kadar, dokuz yıl sürdürür sadakat nöbetini!.  O gün sadakat ve sevgiden ibaret  yüce bir miras bırakarak insanlığa, kavuşur sevgili profesörüne.

Tüm gelişmişliklerini gelenekleriyle taçlandıran Japon Halkı unutamaz bu sadık dostu! Yıllarca beklediği Tokyo’nun  Shibuya İstasyonu çıkışına heykeli dikilir. Hikayesi 1987 yılı yapımı bir Japon filmine konu olur. Ünü ülke sınırlarını aşınca Hollywood bile kayıtsız kalamaz. Yönetmen Lasse Hallström’ün yönettiği  2009 yapımı filmde Richard Geere rol almıştır ki izlenesidir.

Gezegen sadece insan ırkına ait değil!. Fabrikaların, evlerin olduğu yerler sadece bizim değil;  nice canlının habitatı.Tapu, parselasyon falan bilmezler!. Çok gerekirse işeyerek belirlerler yaşam alanlarını!.

Duyarlı insanlar, bir kap su ve yemek artıklarını zaten kapılarının önüne, parklara bırakıp başlarını okşuyorlar dostlarımızın!. Kalanlardan tek isteğim, o duyarlı insanlara engel olmamaları!.

Sevginin, saygının ve sadakatin egemen olacağı günlere; hep birlikte…   

Yorumlar