Savcılıktan Ilıcak ve Altan kardeşlerin cezasına onama talebi!
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimini önceden bildikleri gerekçesi ile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan ve Mehmet Altan'ın da aralarında bulunduğu 6 sanığın İstinaf Mahkemesi'ndeki yargılamasına başlandı.
Abone olSanıkların savunmalarının ardından esas hakkındaki görüşünü
açıklayan duruşma savcısı, sanıkların istinaf taleplerinin
reddedilerek, yerel mahkemece, "Anayasayı ihlal" suçundan verilen
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının onanmasını
istedi.
İstinaf Mahkemesi, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin
devamına karar verdi.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi'nde görülen davanın
ilk duruşmasına tutuklu yargılanan Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan, Fevzi
Yazıcı, Şükrü Turgut Özşengül ve Yakup Şimşek ile tutuksuz
yargılanan Mehmet Altan ve avukatları katıldı.
Davanın sabah yapılan oturumunda Nazlı Ilıcak ve Fevzi Yazıcı'nın
sorgusu yapıldı. Öğleden sonraki oturuma tutuksuz sanık Mehmet
Altan'ın savunması ile başlandı.
Öğleden sonraki oturumda Mehmet Altan, Şükrü Tuğrul Özşengül, Yakup
Şimşek ve Ahmet Altan'ın savunmaları alındı.
MEHMET ALTAN SAVUNMASINI YAPTI
Yazılı savunmasını okuyan Mehmet Altan, kendisini yargılayan
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Anayasa'yı yok sayarak
yargılama yaptığını, şu anda yargılandığı bu mahkemenin de o kararı
yeniden değerlendireceğini söyledi.
"ANAYASA MAHKEMESİ KONUŞMALARIM NEDENİYLE
SUÇLANDIĞIMI..."
Yerel mahkemenin verdiği ağırlaştırılmış müebbet kararına ilişkin
olarak Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu'nun üç ihlal tespit ettiğini
söyleyen Mehmet Altan, "En son haliyle dosyayı inceleyen AYM Genel
Kurulu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi 'gözaltına bile
alınamayacağımı' karara bağlarken, Anayasaya yok muamelesi yapan
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi ağırlaştırılmış müebbet veriyor.
Halbuki Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu esas olarak yazılarım ve
konuşmalarım nedeniyle suçlandığımı, bunun da ifade ve düşünce
özgürlüğünün parçası olduğunu söylüyor" dedi.
Türkiye'nin ve Avrupa'nın en yüksek iki mahkemesinin hiçbir suçunun
olmadığına karara bağladığını söyleyen Mehmet Altan, "Mahkemenizin
gerçek bir hukuk anlayışının takipçisi ve uygulayıcısı olarak AYM
Genel Kurulu ve AİHM kararlarının da ispatladığı gibi
düşüncelerimden, fikirlerimden dolayı benliğime yönelik bu zulmü
bitirmesini talep ediyorum" dedi.
"BİZİ MAHKUM EDEN MAHKEME OLMAYAN BİR SUÇ
UYDURMUŞTUR"
Tutuklu sanık Ahmet Altan savunmasında, tuhaf olan bu yargılamanın
bir televizyon programında subliminal mesaj vererek darbeye iştirak
ettikleri iddiası ile başladığını söyledi. Ahmet Altan, "Sübliminal
mesaj, manevi cebir, inanç.. Bu iddiaların bir tanesi bile somut
değildir. Bir tanesinin bile somut kanıta dayandırılması mümkün
değildir. Bir tanesi bile elle tutulur, gözle görülür bir eylem
değildir. Sayın Yargıç, bizim ceza yasamızda 'manevi cebir' diye
bir suç yoktur. Bizi mahkum eden mahkeme olmayan bir suç
uydurmuştur, ki bunun kendisi suçtur" dedi.
Gerçekleştirdikleri somut bir eylemin olmadığını söyleyen Ahmet
Altan, "Bizim gerçekleştirdiğimiz somut bir eylem yok, dava
dosyasında yazıldığı türden suçları belirleyen kanun maddesi yok,
haliyle kanıt da yok. Biz olmayan bir davada yargılanıp, olmayan
bir davada mahkûm olduk" dedi.
Anayasa Mahkemesi'ne uymayı reddeden bir kararla ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezasına çarptırıldıklarını savunan Ahmet Altan,
"Kanıtsız ve kanunsuz biçimde mahkum olduk. Sayın Yargiç; şimdi
yaşanan bu hukuksuzluğun yeniden değerlendirileceği bir aşamadayız.
Yargıdaki bu çöküntüyü tamir etmek sizin elinizde. Benim talebim
açık ve net; hukuka, yasaya ve Anayasaya uygun bir biçimde suç olan
eylemi tarif edin, bu eylemi suç kabul eden kanun maddesini
gösterin ve bu eylemin gerçekleştiğini belirleyen somut kanıtı
ortaya koyun. İki senedir bize kanıtı gösterin diyoruz. İki yıldır
bu insanların sorusuna hiçbir hakim, hiçbir savcı cevap veremedi.
Bu davada adaleti biz sanıklar temsil ediyoruz. Eğer bir mahkemede
hukuku ve adaleti yargıçlar değil de sanıklar temsil ediyorsa o
ülke çöküyor demektir. Yargı bir devletin, bir toplumun orta
direğidir. Bir toplum yargısız olamaz " dedi.
Ahmet Altan, "Yaşanan bu hukuksuzluğun yeniden değerlendirileceği
bir aşamadayız. Sizden beklentim hukukun yeniden tesisidir. Ortada
somut bir kanıt yoksa bu davayı bitirin. Bu mahkemeden hukukun,
adaletin, ve bu toplumun direği olan yargıyı yeniden canlandıracak
bir karar bekliyorum" dedi.
SAVCI ONAMA İSTEDİ
Savunmaların ardından esas hakkındaki mütalaasını açıklayan İstinaf
Savcısı, sanıkların istinaf taleplerinin esastan reddine karar
verilmesini istedi. Yerel mahkemenin kararının hukuka uygun
olduğunu belirten savcı, bu kararın onanmasını talep etti. Savcı,
tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını da talep
etti.
Tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar veren
mahkeme, sanıklar ve avukatlarının esas hakkındaki mütalaaya karşı
savunmalarını yapmaları için davayı erteledi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede
davanın istinaf aşamasında tahliye olan Mehmet Altan ile tutuklu
sanıklar Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak, Fevzi Yazıcı, Şükrü Turgut
Özşengül, Yakup Şimşek ve tutuksuz sanık Tibet Murat Sanlıman,
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimini önceden bildikleri iddia
ediliyor.
Davanın görüldüğü İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, 16 Şubat 2018
tarihinde yaptığı karar duruşmasında, Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan,
Mehmet Altan, Fevzi Yazıcı, Yakup Şimşek ve Şükrü Turgut Özşengül,
"Anayasayı ihlal etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezasına çarptırıldılar. Sanıkların cezasında indirime gidilmedi.
Tutuksuz sanık Tibet Murat Sanlıman'ın ise beraatine karar
verildi.
Sanıkların avukatları davayı İstinaf Mahkemesi'ne taşıdı. Dosyanın
geldiği İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, 18 Haziran
2018 tarihinde Mehmet Altan'ın tahliyesine karar
vermişti.