Oktar'a emniyetin sorusu: 'Biz de İngiliz tipi mi var?'
Adnan Oktar'a sorgusunda 353 soru yöneltildiği ve ifadesinin 164 sayfayı bulduğunu belirtildi. Hürriyet Gazetesi Abdulkadir Selvi bugünkü yazısında sorguya dair detayları paylaştı.
Abone olOktar'a sorgusunda 'Mehdi' kavramıyla ilgili de sorular yöneltildiği ortaya çıktı. Yazıda ilginç bir diyalog da yer aldı. Oktar'a emniyet sorgusunda, 'Bu operasyon İngiliz derin devletinin operasyonu' sözü hatırlatılarak, "İstanbul Emniyet Müdürlüğümüzde ya da Başsavcılığımızda böyle bir tip var mı?" sorusu üzerine Oktar'ın, "Yok, yok ne münasebet" dediği öğrenildi.
Hürriyet Gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi bugünkü köşe yazısında
tutuklanan Adnan Oktar'ın emniyet sorgusundan önemli alıntılar
yaptı. Adnan Oktar'a sorgusunda 353 soru yöneltildiğini,
verdiği yanıtların da 164 sayfa tuttuğunu aktaran Selvi,
Adnan Oktar grubuyla ilgili operasyonun dışarıya sızmaması için
bankalarla, tapuyla, ticaret odasıyla yazışmalar yapıldığını ifade
etti.
İşte Abdulkadir Selvi'nin yazısından dikkat çeken detaylar...
ELYAZISI İLE NOTLAR
Adnan Oktar grubuna yönelik gerçek operasyon yeni başlıyor. Çünkü Oktar'ın dijital arşivinin imajlarının alınması tamamlandı. Şimdi özel bir ekip tarafından inceleniyor. Dijital verilere sadece seks içerikli görüntüler ya da şantaj kasetleri olarak bakılmıyor. Veriler incelenmeye başladığında Adnan Oktar grubunun dinlemelere karşı önlem geliştirdikleri ortaya çıktı.
Hatırlansanız FETÖ'cüler, şifreli haberleşiyor ve kontörlü hatları kullanıyordu. Bunlar ise özel görüşmelerinde elyazısı ile notlar tutmuşlar. Adnan Oktar ikili görüşmede dahi elyazısı ile talimat vermiş. İkili görüşme sırasında dahi yazılı olarak haberleşmişler. Mahrem notlar tutulmuş. Sonra bunlar talimatlandırılmış. Ama o notların bir kısmı yırtılmamış ve bazılarını da unutmamak için ya da takibini yapmak üzere fotoğrafını çekmişler. O delillerin bir kısmına dijital verilerde ulaşıldı.
FETÖ KAHTANİ Mİ?
Adnan Oktar, 2013 yılında bir video kaydında, “Fetullah Hoca, ahir zamanda gelecek mühim şahsiyetlerden birisidir. Fetullah Hoca Kahtani olabilir. Mehdi’nin yardımcısıdır” demişti. Tabii bu durumda kendisi de Mehdi oluyor.
Sorgusunda, “Kahtani” meselesi de soruluyor. “Bizim karşımıza çıkarlar diye söyledim. Kahtani demek kan dökmek demektir. Ben onu hakaret için söyledim”diyor. Kahtani işini çarpıtıyor ama FETÖ'cülerle görüşmesini kabul ediyor. “2010 yılında Tuncay Opçin, Mehmet Baransu ve Ali Bulaç'la görüştüm. Onları kızdırmamak için ‘O beni sever ben de onu severim’ dedim” diyor.
MEHDİ KİM?
Mehdi meselesi de gündeme geliyor. Sorgusunda dini literatüre hâkim
olan görevliler de yer alıyor. “Mehdi meselesi” sorulunca, “Beni
tuzağa düşürüp, Mehdi olduğumu söyleteceksiniz” diyor. Bunun
üzerine, “Yok. Mehdi olmadığını biliyoruz. Ama sana Mehdiliğin
alametlerini sormak istiyoruz” deniliyor.
Bunun üzerine sıralamaya başlıyor.
“Birinci alameti Mehdi Karaköy'den çıkacak. İkinci alameti kara
bayrak çıkacak. Birinde çok büyük bir yere hâkim olacaklar. Kara
bayrak ikinci kez çıktığında ise Mehdi, Türk-İslam birliğini
sağlayacak” diyor.
Bir tek Mehdi’nin adı Adnan soyadı Oktar demiyor. Çünkü kendisi
sohbetlerine İstanbul Karaköy'den başlamış. DEAŞ'ın kara bayrağı
çıkıp Irak ve Suriye'de büyük bir kara parçasını ele geçirince
heyecanlanmış, Mehdi olarak üçüncü alameti beklerken karşısında
polisi bulmuş.
İNGİLİZ OPERASYONU MU?
Adnan Oktar operasyon için, “İngiliz derin devletinin oyunu”
demişti. Sorgusunda bu konu da soruluyor.
- Bu operasyonu İngiliz derin devleti yaptırdı diyorsun. Bizim
tipimizde İngiliz derin devleti var mı?
Adnan Oktar: Yok, yok.
- O zaman İstanbul Emniyet Müdürümüzde ya da İstanbul Cumhuriyet
Başsavcımızda öyle bir tip var mı?
Adnan Oktar: Yok. Ne münasebet.
- O zaman daha yukarı çıkalım. Cumhurbaşkanımız mı İngiliz derin
devleti?
Adnan Oktar: Yok, olur mu? Biz Tayyip Bey'e destek verdik.
- İngiliz derin devleti nereden çıktı?
Adnan Oktar: İngiliz Kraliçesi, Cumhurbaşkanı'na bir ekip gönderdi
Adnan Oktar'a operasyon yapın diye rica ettiler.
Breh, breh, breh.
Artık bu iddiaya İngiliz Kraliçesi Elizabeth mi yoksa Cumhurbaşkanı
Erdoğan mı yanıt verir. Orasını kendi aralarında
kararlaştırsınlar.