15 Temmuz Gazisi Aras: Öleceğimi hissettim ama ne bir burukluk ne de bir kızgınlık vardı
15 Temmuz darbe girişiminde vurulan Gazi Mustafa Aras, "O gece, asla yapmam dediğim şeyleri yaptım. Hastanedeyken sedye üzerinde o an öleceğim sandım ama, ne bir burukluk ne de bir kızgınlık vardı. Zaten ne için kızacaksın. Vatanın için o gün çıkmışsın ve vatanın için de şehit olacaksın" dedi.
Abone ol15 Temmuz darbe girişiminde vurulan Gazi Mustafa Aras, "O gece, asla yapmam dediğim şeyleri yaptım. Hastanedeyken sedye üzerinde o an öleceğim sandım ama, ne bir burukluk ne de bir kızgınlık vardı. Zaten ne için kızacaksın. Vatanın için o gün çıkmışsın ve vatanın için de şehit olacaksın" dedi.
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında
darbecilere karşı mücadele verirken gazi olan Mustafa Aras, o gece
yaşadıklarını Demirören Haber Ajansı'na (DHA) anlattı.
Vatandaşların üzerine tank süren darbecilere engel olmaya çalıştığı
sırada silahla vurularak gazi olan Aras, "15 Temmuz'da beni sokağa
çıkaran vatan ve millet sevgisiydi. Benim bir abim polis, şu an bir
kardeşim de asker. Milliyetçi bir aileyiz zaten. Ülkesini ve
milletini seven bir aileyiz 15 Temmuz gecesi Esenler'den bulunan
evimden Üçyüzlü Polis Merkezi'ne gittik. Oraya gittiğimizde bize,
'Burası küçük bir karakol, Esenler Emniyet binası önemli' diyerek
emniyet binasına yönlendirdiler. Biz arkadaşlarla ilçe emniyet
müdürlüğüne gittik. Daha sonra emniyet müdürümüz, diğer
görevli arkadaşların yönlendirmesi ile havaalanına doğru yürüyerek
gitmek üzere hareket ettik. Otobana doğru ilerliyorduk. Orada
bizden önce yola çıkmış vatandaşları gördük. Çok kalabalıktı.
İnsanlar tekbirlerle yürüyorlardı. Herkes vatanına sahip çıkmak
için sokağa çıkmıştı. Çok fazla yürümemişken arkadan birileri,
'Askeri araç geliyor' diye bağırdı. Biz de, 'Gelsin ne olacak
önünde durur ve geçişi engelleriz' dedik. Daha sonra başka bir ses
geldi arkadan ve 'Tank geliyor' dediler. Biz yine, 'Gelsin yahu ne
olacak. Bizi ezecek değil ya, tank da bizim vatanımızın sonuçta'
dedik. Demeye kalmadı ben o an tankı gördüm. İnsanlara ve arabalara
ezerek ve zarar vererek geliyordu. Hatta bir an bizim üzerimize
doğru geldi tank. Biz zoraki kaçtık. Benim yanımda o alanda
şehidimiz vardı, yine gazi olan Vahide hanım vardı. Tank yola doğru
döndüğünde ben koşarak arkadan tankın üstüne çıktım. Benden önce de
insanlar çıkmıştı tankın üstüne. Oraya çıktığımda tankın
içindekileri, 'Yahu ne yapıyorsunuz, inşalara zarar veriyorsunuz'
dedim. Öyle bir psikoloji ki sanki görmüyorlardı. Uyarılarımıza
rağmen tank içindeki yarbay sıfatlı hain, 'bu tank durmayacak,
atlayın aşağıya' dedi. Bu sırada tank insanları ve araçları
ezmeye devam ediyordu. 'Yahu kadını ikiye böldün görmüyor musunuz?'
dedim. Onlar da, 'yapacak bir şey yok, yoldan çekilsinler' dediler.
Biz bir taraftan tank içindeki darbecileri dışarı çıkarmaya
çalıştık. Amacımız onları tank içinden çıkararak engel olmaktı.
Esenler Birlik Mahallesi'nden çıktık, Yüzyıl'a doğru giderken insan
kalabalığı vardı. Tank durmadı ve o kalabalığın içine daldı. Biz
tankın üstünden bağırdık insanlara çekilin diye ama orada da şehit
ve gazilerimiz oldu" diye konuştu.
"VURULDUĞUMU HİSSETMİYORDUM. SADECE SICAK KANIN AKTIĞINI
HİSSETTİM"
Sokaktaki kalabalığın her geçen dakika daha da arttığını sözlerine
ekleyen Mustafa Aras, "Bir yerden sonra işin rengi çok değişmeye
başladı. Bir yerden sonra biz de darbecilere vurmaya ve zarar
vermeye başladık. Bu şekilde baya bir yol yaptık. Benim aklıma
gelen askerlerin miğferlerini söktük. Benle birlikte 3 kişi daha
vardı. Amacımız miğfer üzerindeki telsizlerle iletişimi kesmekti.
Miğferleri söktük ve tanktan aşağı attık. Tankın üstüne makineli
silah vardı. Onun şerit mermisini kopardık ki başka birilerine
zarar verilmesin diye. Benim önce o arbedede burnum ve dişlerim
kırıldı. Tankın üstünde kavga ediyoruz çünkü. Yüzyıl'ın orada bir
köprü altına girdik. Orada iyi bir ışıklandırma vardı. Tankın içi
bir anda aydınlık oldu. Bu sırada ben tank içindeki darbecilerin
beylik silahını hazırladığını gördüm. Ben, yarbay denilen hainin
yanından baş aşağı olmak üzere tankın içine girdim ve orada
darbecilerle boğuştum. Amacım elindeki silahı almaktı. Derdim, 'Bu
bizi vuracak. Vurmadan bir şeylere engel olayım' dedim. Boğuşma
sırasında darbecinin elindeki beylik silahı yere düştü. Ardından
ben darbecinin hemen yanındaki makineli silahı gördüm. Onu çekip
aldım. Tam alırken de tankın üstünde bağlı olan Yarbay, namlunun
ucundan tuttu. İkimiz de silahı çekiştirmeye başladık. Derken yan
tarafta bir arkadaşımın elinde küçük bir çakı vardı. Onun elinden
çakıyı aldım ve yarbayı korkutmaya çalıştım. Elinden silahı almak
için birkaç bıçak darbesi vurdum. Silahı aldım, ayağa kalktım ve
kurma kolunu çekmeye çalışırken, bir el silah sesi duydum. Elimdeki
silaha bakıyorum, diyorum ki kendi kendime, 'Yahu bu silahın daha
kurma kolunu çekmedim. Bu nasıl oluyor da ateş aldı' dedim. Ben
elimdeki silah patladı sandım. İkinci bir silah sesi duyunca başka
bir silah sesinin olduğunu fark ettim. Daha sonra karın boşluğumdan
sıcak bir şeylerin aktığını hissettim. Tişörtü kaldırınca baktım
iki kurşun yarası, kanlar aşağı doğru süzülüyor. Ya dedim bunlar
beni vurmuş. Öyle bir psikoloji ki vurulduğumu hissetmiyordum.
Sadece sıcak kanın aktığını hissettim. Yarbaya baktım bir taraftan
diğer arkadaşlarla boğuşuyorlardı ama silah bana dönüktü. Meğer
darbeci yarbay beni vurmuş" şeklinde konuştu.
"O GECE ASLA YAPMAM DEDİĞİM ŞEYLERİ YAPTIM"
Vurulduktan sonra çevredekiler tarafından hastaneye kaldırıldığını
ve sonrasında uzun bir tedavi süreci geçirdiğini belirten Aras, "O
gece, asla yapmam dediğim şeyleri yaptım. Hastanedeyken sedye
üzerinde o an öleceğim sandım ama, ne bir burukluk ne de bir
kızgınlık vardı. Zaten ne için kızacaksın, vatanın için o gün
çıkmışsın ve vatanın için de şehit olacaksın. Ben evliyim, eşim
var. Hiç ailem ve eşim aklıma gelmedi. 'Söz konusu vatansa gerisi
teferruattır' diye boşa dememişler. Ölmek gerekseydi o gece
ölürdük" İfadelerini kullandı.v