Zarrab'ın ifadesi devam ediyor...
New York'ta yargılandığı davadan tanık konumuna geçen Reza Zarrab ile sanık olarak yargılanan Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın davasına devam edildi. İşte detaylar...
Abone olNew York'ta yargılandığı davadan tanık konumuna geçen Reza Zarrab ile sanık olarak yargılanan Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın davasına devam edildi. Atilla takım elbise ile dün mahkemeye mahkum üniforması ile gelen Zarrab, bugün siyah ceket, beyaz gömlek ve haki pantolonla duruşmaya çıktı. Savcılığın sorusu üzerine Zarrab, avukatlarının başvurusu üzerine mahkeme yargıcı Richard Berman'ın özel izniyle sivil kıyafetler giydiğini söyledi.
Zarrab halen FBI gözetiminde tutuklu olduğunu söyledi. Zarrab,
"Neden FBI gözetimindesiniz" sorusuna "Aldığım tehditlerden
dolayı, güvenlik amaçlı" yanıtını verdi.
Zarrab savcılığın belge olarak sunduğu tüm telefon ses kayıtları ve
e-postaların gerçek olup olmadığı, içeriklerinin doğru olup
olmadığı, kendi konuşmaları ve yazışmaları olup olmadığı sorularına
"Evet, içerikleri doğru, konuşmalar ve yazışmalar benim"
karşılığını verdi.
Zarrab, Halkbank'ın İran ile petrol, gaz ve altın ticaretine
aracılık ettiğini, Ziraat Bankası ve Vakıfbank'ın da bu aracılık
işine girmek istediklerini anlattı. Zarrab, 'O dönem Ziraat ve
Vakıfbank da İran işlerine aracılık etmek istiyordu. Zafer
Çağlayan ile görüştüm. Beni bu bankalara da yönlendirecekti ve bu
bankalarla da çalışacaktık. Çağlayan daha sonra İran ile ticaret
için bu bankalara onay verildiğini söyledi' derken ifadesinde
Cumhurbaşkanı Erdoğan 'ın da adını geçirdi.
Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Halkbank eski Genel Müdürü
Süleyman Aslan'ın ve tutuklu olarak yargılanan eski Genel Müdür
Yardımcısı Hakan Atilla'nın İranlı petrol yetkilileri ile yapılan
toplantılara katıldıklarını anlatan Zarrab, bir soru üzerine
"Swissotel'den Halkbank Genel Müdürlüğü binasına gitmemiz gerekti
toplantı için. Ama trafik çok yoğundu. O dönem, İstanbul Trafik
Şube Müdürünü olan Murat Şengün'ü aradım, emniyet şeridini
kullanmak için izin istedim" dedi.
Süleyman Aslan ile bir görüşmesinde, Aslan'ın kendisine çok risk
aldığını, endişeleri olduğunu, geleceğini garanti almak istediğini
söylediğini aktardı ve "Zafer Çağlayan talimat veriyor ama tüm yükü
ben alıyorum dedi. Aslan, yaptıkları işlemlerin Amerikalıların
gözlerine battığını, sürekli uyarılar aldıklarını anlattı.
Geleceğine ilişkin çekinceleri olduğunu söylüyordu. Kendisi bu
işten pay, para istiyordu" dedi. Aslan'a “bakıp döneceğim”
karşılığı verdiğini anlatan Zarrab, Zafer Çağlayan'dan onay
aldıktan sonra Süleyman Aslan'a da rüşvet vermeye başladığını
söyledi. Zarrab, kendi şirketi çalışanlarından Abdullah Happanı ile
olna görüşmesinde, 'Süleyman Aslan ile görüşmemizi ona anlattım. Bu
da Abi gibi dedim' dedi. Zarrab, savcılığın 'Abi kim' sorusunu
'Zafer Çağlayan gibi bu da para istiyor. Kar marjı üzerinden pay
istiyor. Bizim içinde olduğumuz her şeyi halledecek dedim”
dedi.
Halkbank'tan Süleyman Aslan dışında kimseye rüşvet vermediğini
söyleyen Zarrab, savcılığın "Halkbank'ta başka kimseye neden rüşver
vermediniz" sorusunu ise, '"Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomi
bakanına rüşvet veriyordum, bankanın genel müdürüne rüşvet
veriyordum. Başka kimseye rüşvet vermeme gerek yoktu" diyerek
yanıtladı.
Zarrab, tutuklu olarak yargılanan Hakan Atilla'ya kesinlikle rüşvet
vermediğini, kendisinin de öyle bir talebi olmadığını söyledi.